“Mahkemenin adaletine, kanundan ayrılmazlığına güvenemedin mi, savunma söz konusu olamaz. Çünkü, hiçbir sözün, delilin, vesikanın değeri yoktur. Bütün çabalamalar maskaralıktır.”
Bir parçasını koparıp taşıması için başkasına verebiliyorsan o derttir. Kırıntısını başkasına yükleyemiyorsan o belâdır. Belâ ve derdi ayıran kendi bedeniydi. Kimi kendi dışındaki herkesi suçlu bulur kimi kendi dışındaki herkesi masum. O, ikinci gruba giren insanlardandı. Belâya çare ararken dert unutuluyordu. Laiptum'un gidişi dertti. Giderken onda bıraktığı ise belâ. Gidişi unutulabilirdi ama ardında bıraktığını unutması aklını yitirmesiyle mümkün olurdu ancak. Ya da ölümle.
Anlaşılan aralarında en budalaları oydu. Ve insanlar arasında genellikle en budala kişi aynı zamanda en geveze de olduğundan, en çok onun sesi duyuluyordu.