Adam kitap yazdı.
Herkes kitabı okuyamazdı..
Kitap okuyan da azdı.
Ama birşeyi ve birçok şeyi anlatmalıydı..
Az şeyle çok şeyi anlatmalıydı..
Sayfaları azalttı olmadı..
Belki birkaç satırla, olmadı.
Belki birkaç cümle.
"... Çoğu kimse gözleri kapalıyken bakamayacağını zannederdi ama aslında bakılabilirdi gözler kapalıyken. Gözler açıkken sahibini kandırır, önemsiz şeyleri de gösterirlerdi. Ama gözünü kapayan sadece önemli şeyleri görürdü..."
Efendim Ali Şeriati bu kitabında bir ideolojiyi anlatmaya çalışır. Ama garip bir şekilde İslam Dini’nin bir ideoloji olduğu savunusuna geçer. Zannedersem bu savunu özellikle 80’li yıllarda gelişen sağcı ve solcu kavgası arasında İran Devrimi de tam denk geldiğinde gerçek manada bir ayağa kalkış, bir haykırış, İslamcı cı dünyanın kendine gelişi
Sevgili okurlar herkese merhaba. Masumiyet Müzesinden sonra hızımı alamayıp yine Orhan Pamuk’tan Kırmızı Saçlı Kadın kitabıyla karşınızdayım. Çok beğendiğimi baştan belirteyim. Kitabımız 2019 da okur karşısına çıktı. Ama çıkış hikayesi çok eskiye dayanıyor. Yaklaşık 30 yıl öncesine. Orhan Pamuk yabancı bir programda yaptığı söyleşide kitabın çıkış
" Aşk bazen yeni bir eve taşınmak gibidir. Önceleri bütün bu yeni şeylere aşık olur, her sabah, sanki korkunç bir hata olmuş da böylesi harika bir yerde yaşamamanız gerekiyormuş gibi birileri içeri dalıp sizi sahip olduğunuz şeylere dair duyduğunuz o mutlu şaşkınlıktan uyandıracak zannedersiniz. Derken aradan yıllar geçer ve duvarlar rutubetlenir, parke aşınır ve artık o evi mükemmel olduğu için değil, tam tersine, mükemmel olmadığı için sevmeye başlarsınız. Kusurları ve çatlakları ezberlersiniz. Soğukta anahtarın kilitte kalmasını önlemek için ne yapmanız gerekeceğini öğrenirsiniz. Hangi parkenin gıcırdadığını, giysi dolabını ses çıkarmadan açmayı ve evinize dair bütün o küçük sırları ögrenirsiniz. "