Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Animizm.
...aynı toteme sahip olan ve ona inanan insan­ların birbirlerini öldürmeleri ve birbirleriyle cinsel ilişki kurmaları kesinlikle yasaklanmıştır. Bu kurala/yasa­ğa uymayanlar, ölümle cezalandırılır. Toplumsal yaşamın temel güvencesi buna bağlı olduğundan, bu ilkeden hiç ödün verilmez. Bunlar, insanlık tarihinin bilinen en eski ve en büyük yasaklarıdır (tabularıdır). Totemizmde cinsel kısıtlamalar ile dinsel inançlar/âdetler birlikte gelişmiştir. Nerede -biyolojik kökenli, içgüdüsel nitelikli- yoğun psi­kolojik istek varsa, orada katı ve dinsel kısıtlamalar görülmüştür. İlk toplumlarda -da- insanın içindeki "şeytanı" bastırabilmek, bu yoğun cinsel isteği önlemek/ dizginlemek için büyük çaba harcanmış, ciddi kısıtlamalar getirilmiştir. Totemizm, insanın günlük pratik gereksinmelerinden kaynaklanır. Totem bağı aile bağından güçlüdür. Totem kadın/ana çizgisini izler. Anasoyludur. Yeni doğan çocuk anasının toteminden sayılır. Onun adını alır. Margaret Mead'in vurguladığı gibi (zaten) doğada "babalık" diye bir kurum yoktur. Babalık, - sonradan ortaya çıkan- sosyal bir kurum olmuştur. Totem hayvanına klanın/grubun atası -ata hayvan- gözüyle bakılır. Klanın totem hayvan ile mis­tik birliği, toplumun erkek ve kadın üyelerinin birbirleriyle olan ilişkilerini de düzenler. Totem hayvan, çok özel ko­şullar dışında öldürülmez ve eti yenmez, kanı içilmez.
Sayfa 225 - Okuyan Us Yayın.
208 syf.
·
Puan vermedi
İnsanın,kendi düşüncesine göre bağımsız olarak karar vermesi durumuna özgürlük deriz değil mi? Ne kadar özgür olduğumuzu zannetsekte hiçbir zaman tam olarak özgür olamayız. Çünkü özgürlük sınırsız değildir.Her zaman konulmuş kurallar,örfler/adetler,inançlar ve kişiler tarafından engellenmelerle karşı karşıya kalırız.Özgürlüğümüz başkalarının
Özgürlük Hapishanesi
Özgürlük HapishanesiMichael Ende · Pegasus Yayınları · 2021187 okunma
Reklam
Umran
Tarih denilen muammanın iki anahtarı vardı lbn Haldun'a göre: Umran ve asabiyet. Umran, bir kavmin yaptıklarının ve yarattıklarının bütünü, içtimai ve dini düzen, adetler ve inançlar. Umran, tarihi ve insanı bütün olarak ifade eden bir kelime. Avrupa'nın hiçbir zaman ve hiçbir kelimesiyle ku­caklayamadığı bir bütün.
144 syf.
8/10 puan verdi
Adetler ve İnançlar
Türklerin farklı coğrafyalarda bile olsa geçmişten gelen adetleri, inançları ve değerleri ne kadar ortakmış onu okuyoruz. Araştırmalarla elde edilmiş bilgiler doğum, ölüm ritüelleri ve çok farklı kültürel inançlarla bugün bile hala halk arasında söylenen bir çok bilginin kaynakları ve bilgilerini derlemiş bir kitap. Okurken bazen şaşıracak kadar meğerse bu sebeptenmiş gibi yerel adetleri anlamaya sebep olan bilgiler mevcut. Halkbilimine ilgisi olan herkesin severek okuyacağını düşünerek tavsiye ediyorum. Bol kitaplı günler dilerim.
Türklerin Soy Kütüğü Meselesi
Türklerin Soy Kütüğü MeselesiKadir İbrahimoğlu Kadirzade · Akçağ Yayınları · 20052 okunma
S.59-60
Medeniyet kavramı, bir dünya görüşünün (Weltanschauung) zaman ve mekân, yani tarih ve coğrafya boyutunda tezahür ve tecessüm etmiş halidir. Bu geniş anlamıyla medeniyet, insan hayatına ilişkin maddî ve mânevî bütün temel unsurları kapsar: Düşünce, bilim, sanat, mimari, yönetim, ekonomik üretim ve paylaşım, âdetler, inançlar vb. İnsanlık, bütün bireylerin katıldığı ortak payda iken, medeniyetler farklı kimlik ve aidiyet çerçeveleri sunarlar. Bu manâda İslâm ve Batı gibi birbirinden farklı ve eş zamanlı medeniyet tecrübelerinden bahsedebiliriz.
Sayfa 59 - İSAM Yayınları
1leşmemizi sağlar, küçümsemeyi değil !!!
İyi edebiyat, farklı insanlar arasında köprüler kurar ve bize sevinçler, acılar ya da şaşırtılar yaşatarak bizi ayıran diller, inançlar, alışkanlıklar, adetler ve önyargılara karşın 1leşmemizi sağlar...
Reklam
Tarih denilen muammanın iki anahtarı vardı lbn Haldun'a göre : Umran ve asabiyet. Umran, bir kavmin yaptıklarının ve yarattıklarının bütünü , içtimai ve dini düzen, adetler ve inançlar. Umran, tarihi ve insanı bütün olarak ifade eden bir kelime. Avrupa'nın hiçbir zaman ve hiçbir kelimesiyle kucaklayamadığı bir bütün.
Genetik, kadınları annelik kimliğine hapsetmez. Buna sebep olan çevredir. Buradaki kritik değişim, kadınların kimliklerinin kader, anatomi, genler, biyoloji ya da DNA belirlenmediğidir. Tersine, bu kimlik değişken, akışkan ve şekillendirilebilirdir. Kadınların fiziksel, maddi ve biyolojik özelliklerinin onların kimliğini belirlemediğini, kadınlık rollerini sınırlayan ve belirleyenin toplumsal eğilimler, âdetler, inançlar ve ön yargılar olduğunu kabul ettiğimizde; yeniden eğitilme, dönüşüm ve toplumsal değişimin kapıları açılır. Feministler, kadınların duygusal, mantıksız, zayıf cinsiyette, modanın kölesi, hasetlik (Freud), kıskançlık, kendini beğenmişlik ve küçük şeylerle uğraşma (Rousseau) gibi özelliklerle donatılmış oldukları gibi düşünceleri reddederler. Sonuç olarak feministler kırılganlığı, kararsızlığı ve tutarsızlığı vurgulanan kadınların kendilerinden hem fiziksel hem de zihinsel olarak daha güçlü, yetenekli ve güvenilir erkekler tarafından korunmaları gerektiği düşüncesine karşıdırlar.
Kültür ve Medeniyet Farkı
Kültür kelimesinin çeşitli manaları vardır. Aslında Latince'de "toprağı işleme" demek olan bu tabir, sonraları Batı Avrupa dillerinde kazandığı "yüksek umumi bilgi" manası ile Türkçe'ye de girmiştir. Kültür sözü biraz daha hususileştirilerek şu tabirlerde de kullanılmaktadır: İbtidai kültür, ileri kültür, beşerikültür, teknik kültür, yerleşik kültür, aşiret kültürü, kültür kavimleri-tabiat kavimleri vb... Fakat bu deyimlerde de "kültür"ün manası, gereği kadar açık değildir. Başta sosyologlar ve sosyal psikologlar olmak üzere, umumiyede kültür tarihçilerince "kültür" kelimesinin ilmi yönden ifade ettiği kavram aşağıdaki şekillerde belirlenrneğe çalışılmıştır: (..) -"Bir-topluluğun yaşama tarzı." (C. Wiesler) "Atalardan gelen maddi-manevi değerler yekunu." (E. Sapir) "İnsanın tabiatı ve kendini idare etme yolu ile bizzat meydana getirdiği eser." (A. Young) Bir toplulukta örf ve adetlerden, davranış tarzlarından, teşki lat ve tesi slerden kurulu ahenkli bütün." (R. Thurnwald) "Umumi olarak inançlar, değer hükümleri, örf ve adetler, zevkler, kısaca insan tarafından yapılmış ve yaratılmış herşey." (A. K. Kohen) "Bir millet fertlerinin iştirak halinde bulunduğu manevi hayat." (F. A. Wolf)
Sayfa 15 - Ötüken Yay.Kitabı okudu
Tarih denilen muammanın iki anahtarı vardı İbn Haldun'a göre: Umran ve asabiyet. Umran, bir kavmin yaptıklarının ve yarattıklarının bütünü, içtimaî ve dinî düzen, âdetler ve inançlar. Umran, tarihi ve insanı bütün olarak ifade eden bir kelime. Avrupa'nın hiçbir zaman ve hiçbir kelimesiyle kucaklayamadığı bir bütün. Tarihî inkişafın muharrik kuvveti: asabiyet, yani içtimaî tesanüt.
91 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.