Geçen yıl Japonlar kuruluşlarının 2600 üncü, bu yıl da Portekizliler 800 üncü yıl dönümünü kutluladılar. On dokuzuncu asra kadar kendi adalarında, kendi kendilerine, belirsiz ve silik bir hayat yaşayan Japonların 2600 yılında epeyce masal olsa bile tarihin gözü önünde kurulan, bütün hayatı tarihçe bilinen Portekiz'in 800 yılı büyük bir
Faziletin temelleri üzerine kurulan devletimizin bir kaç kara gün geçirmesi onu asla sarsıp deviremez. En güzel şiirlerdeki bir iki vezin veya kafiye aksaması nasıl o şiirin güzelliğine engel değilse bir iki çelme de "bu devleti mazideki ve ilerdeki ululuğundan alıkoyamaz. Bu devlet ve vatan büyüyecektir. Çünkü uğrunda ölmeye hazır olanlar var.
Reklam
ne uzun bir sefermiş yalnızlık, gemisiz, kaptansız, adasız gözlerin terk ettiği bir bahçede ağaç olmak, dalsız, yapraksız
YOLCULUK
Yolculuk, her zaman düşündüm onu; İçimde bu azgın davet ne demek? Oraya, nemdeyse güneşin sonu, Uçmak, kayıp gitmek, kaçıp dönmemek. Altımdan kaydırdı bir el minderi; Herkes yatağında, ben ayaktayım. Bir gece, rüyada gördüğüm yeri, Gözlerim yumula, aramaktayım. Beni çağırmakta yabancı dostlar; Bu dostlar ne güzel, dilsiz ve adsız. Eski evde, şimdi bir başka ev var: Avlusu karanlık, suları taçsız. Her akşam, aynı yer, aynı saatte, Güneşten eşyama düşen bir çubuk; Yangın varmış gibi yukarı katta, Arkamdan gel diyor, sessiz ve çabuk! Başım, artık onu taşımak ne zor! Başım, günden güne kayıtsız bana. Dalında bir yaprak gibi dönüyor, Acı rüzgarların çektiği yana...
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
ne uzun bir sefermiş yalnızlık, gemisiz, kaptansız, adaşız gözlerin terk ettiği bir bahçede ağaç olmak, dalsız, yapraksız
sana rast gelmek yoktu aklımda bu akşamleyin ansızın geldin; hastalığa yakalanmışım gibi ellerimde kaybolmuş bir çocuğun boşluğu caddelerde, dar sokaklarda yağmur kuşlar yıkanmak için uçuşuyor sadece sana rast gelmek; hüzünlü bir vedadır gene sana açıldı kapılarım; ardına kadar sana rast gelmek; bilinçsiz bir intihardır sana bir şiir kurmak yoktu aklımda bu akşamleyin inan kelimeler kendilerini kusuyor çiçeklerde içimin burukluğunun acınası hali hayret! saçların toplu... amanın! rüzgâr arsız ve içimde delice bir his; dudaklarına dokunmalı. sana dair bir anı yoktu aklımda bu akşamleyin bulutlar mıdır, bu serinlik mi, göl üzeri çizimler mi nedendir otobüslere binmek de güzel hele ki cam kenarını sana ayırmışlarsa kalbimi müslüman ülkelerdeki iftar telaşı sarıyor biliyorum artık; gözlerin bir darağacı ne kurumayı bilirler ne meyveye durmayı sana rast gelmek; yeniden doğmak gibi
Reklam
1.000 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.