Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Varlığımızı, imkânlanmızı içtenlikle Allah’a (C.C.), İslâm’a tahsis etmiş olsaydık, zamana, mekâna, tarihe müdahale liyakatine sahip olabilecektik.
"Toplumsal hayatın metalaşması, herkesi daha fazlasına sahip olma ihtiraslarına sevkediyor. Hakikat arayışının yerine, ne pahasına olursa olsun kâr arayışı geçiyor. Hakikat mücadelesinin yerini, kâr etme mücadelesi alıyor."
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Nostaljik bir düşler dünyasında yaşayan toplumlarımız, bugün mehdi gelecek mi gelmeyecek mi, gelecekse ne zaman gelecek, hangi cemaat lideri gerçek mehdi, hangi cemaat lideri çakma mehdi , kimde mehdi özellikleri var, hangi mezhep hak. hangi mezhep batıl, Peygamber efendimiz hangi cemaatin etkinliklerine düzenli olarak , hem de maddî ve fiziki alemde katılıyor, teravih namazı var mi yok mu , eğer varsa kaç rekat... gibi apokaliptik mitler merkezinde yoğunlaşan tartışmalarla vakit öldürüyor. Sözünü ettiğimiz tartışmalarla vakit öldürdüğümüz için hayatımız, zihin dünyamız, kültürlerimiz neosömürgeciliğin denetimi altında bulunuyor, nostaljik gündemimiz, emperyal saldırganlıkların caydırılması konusunda hiçbirşey ifade etmiyor.
"Düşünmek, risk almak ve cesaret etmek demektir. Düşünmeye cesaret edemeyen, kendi iradelerinden vazgeçer. Düşünmeye cesaret edemeyenler, medya sistemleri ve araçları yoluyla oluşturulan moda kimliklere, moda kültürlere bağlanırlar."
Sayfa 15 - HECEKitabı okudu
İdeolojik propaganda yoluyla her toplumda kitlesel bir aptallaştırma biçimi uygulanıyor. Kitleler bir kez aptallaştırıldığında, kendilerine hiçbir gerçek anlatılamıyor.
Zihin dünyalarımızın sağlığını, iyi niyetli ahmakların safsatalara dayalı yorumlarından korumalıyız.
Reklam
Ormanlarımızda da benzer süreçler yaşanmaktadır. Kayın, ladin ve meşe, bir canlı türü kendisini kemirmeye başlar başlamaz acıyı algılar. Bir tırtıl bir yapraktan sağlam bir ısırık aldığında, hasarlı bölgenin etrafındaki doku değişir. Buna ek olarak, yaprak dokusu, tıpkı zarar gören insan dokusunun yaptığı gibi, elektrik sinyalleri gönderir. Ancak bu sinyal, insanlarda olduğu gibi milisaniyeler içinde iletilmez; bitki sinyali daha ağır bir şekilde, dakikada bir santimetre hızında ilerler. Dolayısıyla haşerenin yemek keyfini kaçıracak koruyucu bileşimlerin yapraklara ulaşması bir saat kadar sürer
Bugünün dünyasını şekillendiren şeyler, ekonomik ve ideolojik ihtiraslardır.
“...Düşünmek,risk almak ve cesaret etmek demektir. Düşünmeye cesaret edemeyen,kendi iradelerinden vazgeçer.Düşünmeye cesaret edemeyenler medya sistemleri ve araçları yoluyla oluşturulan moda kimliklere,moda kültürlere bağlanırlar.Bir toplumda yeni kuşaklar,kendi kültür ve medeniyet değerleriyle ilişkilerini kestiklerinde o toplumun tarihinde yeni bir yabancılaşma dönemi başlamış demektir.Genç kuşakların kimliklerinin ve varoluş tarzlarının dönüştürüldüğü toplumlarda,hayatın her alanında Müslümanların,şimdiki zamana uyanarak yeni başlangıçlar yapmaları gerekir...”
Düşünmek, risk almak ve cesaret etmek demektir. Düşünmeye cesaret edemeyenler, kendi iradelerinden vazgeçerler. Düşünmeye cesaret edemeyenler, medya sistemleri ve araçları yoluyla oluşturulan moda kimliklere, moda kültürlere bağlanırlar...
Sayfa 15 - Hece Yayınları
Reklam
İslâmî gelenekler, cemaatler, hareketler günümüzde nitelikli kadrolar yetiştirmek yerine, düşüncesizleştirilmiş, akılsızlaştırılmış, nesneleştirilmiş propaganda araçları yetiştiriyor.
Etnik rekabetleri, mezhep rekabetlerini aşamayan bir zihniyet ne yeni bir kapsayıcı kültür ne de medeniyet inşa edebilir.
"...Kendi önyargılarımızın, bağımlılıklarımızın, ufuksuzluklarımızın, fanatizmlerimizin, yabancılaşmalarımızın baskısı altında bulunduğumuz için ne yazık ki gerçekleri, gerçek dünyayı bir bütünlük içerisinde yorumlayamıyoruz. Her kesim, kendisini yalnızca bir parça üzerinden ifade etmeye çalışıyor. Parçalar üzerinde çalışanlar, bizi büyük bütünden, büyük bütüne özgü ahlâkî sorumluluklardan uzaklaştırıyor..."
Sayfa 23 - Hece Yayınları
İslami bütünden kopmuş, ümmet idealine yabancılaşmış, rakip ve keyfi parçalarla bir kültür ve bir medeniyet inşa edilemez, yeni bir düşünce sistemi oluşturulamaz. Hiçbir zenginlik, düşünsel, ahlaki, kültürel zenginlik kadar etkili, kalıcı ve dönüştürücü olamaz. İslami algının, bilginin, bilincin ve vicdanın bir bütünlük içerisinde hayatı dönüştürmeye başlamasıyla, özgürleştirilmesiyle birlikte ancak bir medeniyetin inşası konuşulabilir.
Ağır hasarlı sömurgeleştirilmiş zihinlerle tarihe, siyasete müdahale edilemez, tarihsel gündem sorgulanamaz.
35 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.