Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Tüm aşk hikayeleri yaşanmış gibi, söylenecek yeni sözler kalmamış, yaratıcılık mümkün değil. Sahaflar hayli tozlanmış, keşfetmek eskisi gibi heyecan vermiyor, ağlamamak elde değil.
Uçurtma avcısı Afgan asıllı Amerikalı yazar Khaled Hosseini tarafından ele alınmış. Afganistan'da ki zulümleri anlatan, baba çocuk arasındaki ilişkiyi, iki çocuk( Emir Can ve Hasan) üzerine kurulmuş olan dostluğu anlatan çarpıcı bir roman.
Roman adını Afganistan'da her yıl yapılan uçurtma yarışlarından almıştır.
Afganistan topraklarında yaşayan siyasi sorunları Taliban'ın ve şeriatın karanlık yüzünü duygusal bir şekilde kaleme almış. Bu sorunları okumak ve bilmek beni çok derinden etkiledi, okurken ağlamamak elde değil. İnsanı derinden etkileyen çarpıcı bir eser.
Aynı zamanda kitabın başından beri olması gereken durumlar, sırlar sonlara doğru daha açık bir hal alıyor ve her şey olması gerektiği gibi bir sonla bitiyor. Kitabın bu şekilde bitmesi insanı mutlu eden ve aynı zamanda duygusallaştıran bir durum.
Ben kitabı bir solukta okudum ve okurken kâh mutlu oldum, kâh duygulandım. Sizlerin de kitabı bir solukta okuyacağınıza okurken keyif alacağınıza ve duygusallaşacağınıza eminim.
Keyifli okumalar dilerim.
20 sinde gencecik bir kadın, daha küçücük bir bebek ve bütün inancıyla umutlarla dolu ne olursa olsun pes etmeyen bir adam...Türk sinemasına muhteşem solukları getirirken demir parmaklıklar arasındaydı. Dışarda onu bekleyen karısı anası çocukları vardı. Ne olursa olsun umudunu yitirmedi her mektubunda karısına boyun eğmeden yaşamanın , güçlü olmanın, umudu yeşertmenin öneminden bahsetti. Dört duvar arasında okudu okudu okudu, yazdı yazdı yazdı, üretti. Ona demir parmaklıklar taş duvarlar engel olamadı.
Karısını çok sevdi onca sıkıntının içinde ona duyduğu o güzel aşkı o kadar güzel anlatıyor ki mektuplarda.ağlamamak elde değil o satırları okurken. Biz ise en ufak bir olumsuzluk karşısında yıkılırken insanlar sonu belli olmayan dört duvar arasında sıkışmış kalmış durumda bile bu kadar umutlu güçlü dimdik inançla inatla kalabilmiş. Keşke daha önce okusaydım keşke... Dediğim bir kitaptı.
03:30
Bazı kitapları okuyup bitirdikten sonra, bir süre ne diyeceğini bilemediğiniz o anlar vardır ya, onlardan birindeyim şimdi. Bu, kendi düşüncelerimi ve duygularımı anlattığım ilk incelemem olacak çünkü böyle bir kitabı bu kadar geç okuyup, çabuk bitirmek beni düşündüğümden fazla etkiledi.
Kitabı herkes gibi çokça duymama rağmen uzun bir süredir bir türlü okuyamamıştım. Çok popüler bir kitap olduğundan biraz da tedirgindim açıkçası, ya söylendiği gibi mükemmel değilse diye. Bir beklenti içine girince daha fazla etkileniyor insan çünkü.
Okumaya başladıktan bir süre sonra kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Bolca duygu yüklü cümleleri okurken ağlamamak elde değil! Yorgun ve ağlamaktan şişen gözlerim, kitabı bitirdikten sonra düştüğüm o değişik ruh hâli içinde ne denir, nasıl denir kafamı toparlayıp yazamıyorum bile.. Tereddüt etmeden hemen okuyun, yoksa okumayı ertelediğiniz her an için pişman olursunuz.
İçeriği ile ilgili pek bir şey demeye gerek yok, (sanıyorum ki az çok bir fikriniz vardır.) okuduktan sonra diyecek bir şey kalmıyor zaten..
İncir Kuşları
1992/1995 yıllarında Bosna da gerçekleşen Sırpların Boşnak Müslümanlarına uyguladıkları soykırımı anlatıyor. Ve bu soykırımı Suada’nın hayatından yola çıkarak anlatılıyor etkilenmemek ağlamamak elde değil bu kitabı lise zamanlarında okumuştum üstünden 5-6 yıl geçmesine rağmen hala aklımda etkisi devam ediyor birileri bana kitap öner dediklerinde ilk söylediğim kitaptır kendisi okunmasını ve okutulmasını öneririm bu yapılan vahşeti herkes bilsin herkes hissetsin.
Kitabın en etkileyici kısmı savaştaki insanların nelerle uğraştığı, kadınların tecavüze uğramaları, insanların canice öldürülmesi ve bunca acıyla nasıl uğraştıklarıdır. Okurken durup bunları sorguluyorsun bazen bazı satırlar ikinci kere üçüncü kere okunuyor insan insana bunları nasıl yapar diye sorguluyorsun kesinlikle uzun süre etkisinden çıkamayacağınız bir kitaptır çıkmayında bu vahşeti bu zalimliği unutmayın.
Suada karakterimizden bahsedecek olursak kızıl saçlı, iyi kalpli, inançlı, hayalperest, dinine bağlı ve çok güzel birisidir. Konservatuar okulunu kazanır ve orada biri Müslüman Boşnak genci diğeri ise Hıristiyan Sırp olan bu iki genç de Suada’ya aşık olmuştu birisi karşılık bulurken diğeri ise ‘’kalbimde iki kişi yok’’ cevabını almıştı. Ve ne acı ki Suada sadece aşık olduğu insanı seçtiği içinde ayrı bir insan dışı olaylar yaşamıştır.
…Savaş onu hayır dediği adamın ellerine esir bırakmıştır…
Kitapın ilk satırları; Hızla daldım nehirin sularına. Suyun berraklığında kayboldum adeta. Utanç verici günlerin lekesini bedenimden silip atmak istercesine başımı bir süre sudan çıkarmadımdır.
