az önce mahalledeki bakkala sigara almaya gittim. baktım bakkal sahibinin kaşları çatık, biraz sinirli..
ona; ''n'oldu abi? biraz moralin bozuk sanki, tatsız bi' durum mu var?'' dedim.
o da bana; ''sorma ya.. kapımıza geldi; geri çevirmedik, içeri buyur ettik, baktık, besledik; o n'aptı? bugün tuttu kuşların kafesini devirdi.'' dedi.
bakkala; ''ne diyorsun abi? bu bahsettiğin kim? mahallenin çocuğu falan mı dedim?
bakkal gözüyle arkamdaki dondurma dolabının üzerini işaret ederek; ''aha o işte. kafesi devirdi diye kızdım, bağırdım ona. ceza olsun, yaptığını anlasın diye mama da vermedim bir saat, ben böyle yapınca gitti dolabın üstüne oturdu. onu böyle görünce üzüldüm, yanına gittim mama verdim, başını okşadım.. ııhh şimdi de o bana pas vermiyor, heykel gibi dolabın üstünde oturuyor iki saattir.. bu kez de pas vermemesi sinir etti beni. hem suçlu, hem güçlü, hem sevimli, hem inatçı. lan olum bu kediler niye böyle?'' dedi.
ek: kedinin üstüne oturduğu bayrakları bakkala atarlanan kedi camdan koparmamış. bugün rüzgardan sebep bağlı oldukları ipten kopmuşlar, abi de onları toplayıp dolabın üstüne koymuş. kedinin pireye kızıp yorgan yakması gibi bir durum yok yani. lol.