Ünlü yazar Ahmed Râsim ise Pazarola Hasan Bey'i konu olan bir başka "Eşkâl-i Zaman" yazısında, "Pazarola!" başlığıyla onu okurlarına tarif ederken, çok daha sevecen, çok daha müşfik bir baba tonundadır:
Hasan Bey'i kim tanımaz: Zamânın tek güler simâsı. Tabîatın sahte bir gösterişle iki arşınlık gövdesine takdığı kocaman bir kafanın üzerine âbâni sarıklı, mevsimine göre katmerleri arasına fulya, zerrin, sünbül, gül hatta fesleğen dalı takılı, hattâ yanpiri duran bir fes kondurun.
Rengi esmer, geniş bir alın altına kara iki sivri uçlu kaş, hâlinden ve kalinden (söz ve duruşundan) her vakit memnun olduğunu gösterir parlak, uzun kirpikli iki siyah göz, mütenâsib (uyumlu) bir burun, üst bölüğü birbirine denk gaytan (ip) bıyıklarla donatılmış az büyücek bir ağız, yassı bir çene, fakat ince bir boyun çizin. Hattâ giydirip kuşatarak, biraz da çekidüzen verin. Görmeğe, fotoğrafa hacet kalmaz. Ne zaman rastlasam, yüzündeki gülümsemelerini ter ü taze (taptaze) bulurum.
Meczupluk hâline vergi bir temiz bakışla çevresine bakınarak her dükkâna, her satıcıya, işine, malına göre: '- Pazarola bakkâlbaşı,' '- Pazarola balıkçıbaşı,' '- Pazarola aşçı baba,' diyerek, yürür gider.