Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahmed Rasim'le bir defa karşılaştım. Heybeliada'da deniz kıyısında bir meyhanede sabah rakısını içiyordu. Senelerden beri içimde birikmiş duyguları söylemek istedim. Kızarmış ve bulanık gözlerle bana baktı. Ve büsbütün başka şeylerden bahsetti. Yalnız bir ara beni dinler gibi oldu ve hemen arkasından: "Bestenigârımı sever misiniz?” diye sordu. Biraz şaşırmakla beraber "Hem de çok..." dedim. Bilmem şaşırmağa hakkım var mıydı? Ben muharriri aramıştım karşıma musikîşinas çıkmıştı. Műverrih de çıkabilirdi. Bestenigar'ın hikâyesi eski hayatımızın bütün bir tarafıdır. Ahmed Rasim Abdülhamid devrinin meşhur merkez kumandanı Sadullah Paşa'nın Çemberlitaş'ta şimdi Evkaf Müdürlüğü olan konağında cariyelere gençliğinde musikî dersi veriyordu. Bu cariyeler arasında şairin çok beğendiği, güzelliği kadar istidadına da hayran olduğu Nigâr isminde çok güzel bir genç kız veremden ölür. İşte: Ben böyle gönüller yakıcı bestenigârım diye başlayan bu manzume, bestesi ile beraber bu genç kıza mersiyedir. Dedenin hissî hayatımızda bir dönüm yeri olan, kızının ölümü için yazdığı çok meşhur mersiye bestesinden sonra başlayan modada bu küçük beste en güzellerinden biridir.
Sayfa 129
Ahmed Rasim'in 1913 yılı Nevsal-i Millī’sinde çıkan "Sokaklarda Geceler" adlı küçük yazısını hatırlar mısınız? İstanbul gecelerinin bütün büyüsü, yerli hayatın biçareliği ile beraber bu yazıdadır. Artık kaybolan yahut kalıntı hayatını yaşayan eski İstanbul mahallesi orada sanki kendi uykusunda sayıklar. Pek az adam onun gibi yaşadığı şehrin üstüne eğilmiş ve bir ses makinesi gibi her duyduğunu kaydetmiştir.
Sayfa 128
Reklam
"Müslüman yılbaşı kutlamaz"cı tayfaya şok! :D
Osmanlı toplumu yılbaşı kutlamalarını, 1829 yılında İngiltere elçisi Haliç'teki bir gemide verdiği baloya kazasker, serasker gibi devlet adamlarını davet edince, diplomatik bir zorunluluk olarak tanımıştır. İstanbul'un gayrimüslim semti Pera'da yapılan, Müslümanların da sessizce katıldığı kutlarnalara ilişkin gözlemler Refii Cevad, Refik Halid, Ahmed Rasim, Ercümend Ekrem'in anılarında görülebilir. 1926 yılında Tayyare Piyangosu'nun yılbaşı çekilişi düzenlemesinden sonra 1929'da devletin üst kademesinin verdiği Yılbaşı Balosu'yla, yılbaşının kutlanacağı anlaşılmıştır.
Sayfa 54
Ahmed Rasim'in makaleleri, Mehmed Akif'in manzumeleri ayrı ayrı yollardan aynı şeyi yapıyorlar
Sarsılmaz iradesiyle kendini tutmasını beceren Eşref Bey, koltuk değneğine dayanarak yanına gitti; onu kucakladı. Üzülme Ahmed Rasim; Uhud'da da perişan olmuştuk. Sonra onu birbirinden muhteşem zaferler takip etti. Biz canımız da dahil, herhangi bir fedakârlıktan sakınsaydık, üzülmen gerekirdi. Neyi yapabilecekken yapmadık? Allah, Peygamber davasından neyimizi esirgedik? Gözyaşları arasında Ahmed Rasim cevap verdi. -Evlâtlarım sana kurban olsun ya Kuşların Şeyhi! Bizler elimizden geleni yapmakla yükümlüyüz. Ve sizler Allah şahittir ki her şeyi yaptınız, hatta imkânsızları dahi yaptınız. Neylersin ki kader boynumuzu büktü. -Harap etme kendini Ahmed Rasim; fakat bu acılı günü unutma; büyük acılar, büyük hamleleri doğurur.
Sayfa 309Kitabı okudu
Osmanlı modernleşmesine ve Tanzimat sürecine yönelik ilk darbe girişiminde İstanbul'da bulunan bazı Kürt aktörler önemli rol oynamışlardır. 1859 yılının Eylül ayında, henüz hazırlık ve plan aşamasında iken ortaya çıkarılan ve failleri Kuleli'de tutulup yargılandıkları için tarihimize Kuleli Vakası olarak geçen darbe planının fikir babası, organizatörü ve dolayısıyla bir numaralı sanığı Süleymaniye'nin "taife-i Mevlana" lakaplı ve ocaklı köylere sahip köklü bir ailesinden gelen ve Nakşibendi-Halidi bir Kürt şeyhi olan Ahmed Efendi'dir. Hiç bir zaman kuvveden fiile geçmemiş küçük bir isyan ve suikast teşebbüsü olmasına rağmen, tarihimizde kayda değer bir iz bırakan bu vakada Şeyh Ahmed ile birlikte bazı Çerkez subaylar, birkaç Nakşibendi şeyhi. ve Babanzadelerden birkaç Kürt de yer almıştır. Birçok kaynakta, bu örgütten "Fedailer Hareketi" olarak bahse- dilmiştir. Engelhardt, örgütün lideri olarak Çerkez Hüseyin Paşa'yı işaret etmişse de yargılamaya dair evrakta yer alan "eşhası kırk nefere baliğ olduğu halde cümlesinin muharrik ve reisi ve maddei müellifi hakikisi an'asıl Süleymaniye Sancağı ahalisinden Şeyh Ahmed namında ve Sultan Beyazıd Medresesi'nde mukim bir şahıs olup... ifadesi ihtilalcı cemiyetin liderinin Şeyh Ahmed olduğunun mahkeme kararıyla tescil edildiğini göstermektedir. Örgütün diğer önemli üyeleri ise Çerkez Hüseyin Daim Paşa, Arnavut Cafer Paşa, Tophane-i Amire ketebesinden Arif Bey, Binbaşı Rasim Bey, Süleymaniyeli Süleymanpaşazadelerden (Babanzade- lerden) Ali ve Hasan Beyler ve Nakşibendi tarikatından Şeyh Feyzullah Efendi ile Şeyh İsmail Efendi'dir.
Sayfa 75 - NûbiharKitabı okudu
Reklam
Bugün pek çoğumuzun kanıksadığı "Türk" takılı isimlendirmeler en fazla bir asırlık isimlerdir. "Türk Müziği, Türk sanatı, Türk medeniyeti" gibi... Osmanlılar çok geç devre kadar kendi edebiyatlarını veya müziklerini etnik bir isimle anmıyorlardı. Kendi edebiyatlarına "Türk", " Doğu" veya başka bir isim takmamışlardı. İlla bir sıfat vermek gerekirse sadece "Osmanlı" diyorlardı. Onun dışında onlar için edebiyat, "edebiyyât" veya "edebiyyâtımız" idi. Sıfatsız, takısız, tarifsiz, komplekssiz. Çünkü "biz" dediklerinde kimi kastettikleri onlar için açıktı. Fuzûli kadar dönme Ahmed Râsim, Dede Efendi kadar Ermeni Hamparsum, Ahmet Cevdet Paşa kadar Rum Sava Paşa... "Biz" dendiğinde içinde imanın, kulluğun merkezi olduğu bir kendilikten bahsedildiğini herkes bilirdi. "Türk" takısının ümmet anlamından kopup milliyeti ifade etmesiyle beraber medeniyetimize ait her şey de tevhid özünden uzakta tanımlanmaya başladı.
Sayfa 182Kitabı okudu
1598 senesi İstanbul için bir felaket senesi oldu. Müthiş bir veba İstanbul'u kasıp kavurdu.
Sayfa 204Kitabı okudu
Osmanlı- İngiltere ticari ve siyasi ilişkileri
İstanbul'a yine William Harebone geldi. Padişaha 500 duka altın değerinde bir çalar saat, üç altın yaldızlı gümüş şamdan, iki vazo, vezirlere de İngiltere'de dokunan çuha ve yünlü kumaşlar getirdi. İngiltere elçisini taşıyan gemi, toplar atılarak, Sarayburnu'nu selamlayarak, limana girdi. İngilizlerin de Türkiye'de ticaret etmelerine müssade edildi. (3 Mayıs 1583)
Sayfa 183Kitabı okudu
Sultan Murad'ın yerine geçen de, onun kadar zalim ve belki ondan fazla, akıl ve izandan mahrum, bir mecnundu. Halk, ne hakkına, ne de hürriyetine sahipti. Yine saray, müstebidane (baskıcı) saltanatını idame edecek, yine halk, açlık ve sefalet içinde zulümlere, bütün kıtallere (vuruşmalara), bütün idamlara boyun eğecekti.
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
IV. Murad ve kardeş katli
İki kardeşi, Şehzade Beyazid ile Süleyman, Revandan gelen bir emirle, saray odalarında boğulmuşlardı. IV. Murad, kardeşlerinin ölüm emri ile beraber, zafer şenlikleri emrini de göndermişti. Mehmed Ağa'nın karşısında, mezbuhane hareketlerle yirmi beşer yaşında iki şehzade ağlar, çırpınır, feryad ve figanlarla saray kubbelerini çınlatırken, dışarıda zevkler, şetaretler (sevinçler), iyşler ve işretler (içkiler.)
Sayfa 175Kitabı okudu
Lale devri meşguliyetleri
Mesela, sarayın bahçesinde yeni bir lale zuhur ediyor, o zaman devrin en güzide şairi ona bir isim koymak istiyor: Bu nazik lale-i zaba ki olmuş namı "Gülruhsar" Ola hünkarımın bezminde sad şevk ile hizmetkar
Sayfa 164Kitabı okudu
Lale Devri ve Laleler
İstanbul'da peyda olan lale merakı hemen bütün aleme intişar etmişti. Dünyanın her köşesinden İstanbul'a muhtelif cins ve muhtelif renkte laleler getiriliyordu. "Mahbub Lale" namı verilmiş, bir soğan için bin altın narh vazedilmişti. (Ahmed Refik)
Sayfa 163Kitabı okudu
Galata Kabadayısı
Tırnakçı Rıfat: "Bana bak Rasim bey, bana bak!... Ben ne Çerkes Hurşit'ten, ne kabadayı Arif Bey'den, ne de kendine güvenir eli ayağı tutar takımından korkarım... Ben on yedi yaşına kadar bu sokaklarda yatıp kalktıktan sonra: On sene yatar, yirmi yedisinde kabadayı çıkarım!" Bu söz, kopuk hayatına fiilen, tecrübeten vakıf, geceli gündüzlü içinde bulunan, bunları dükkanında istihdam etmiş, yedirmiş, içirmiş, yatırmış, dövmüş, kovmuş, türlü türlü dalavereler arkasından koşturmuş, velhasıl yetiştirmiş, meydana getirmiş olan bir eski Galata çapkınının sözüdür.
70 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.