Aylık Türkçü Dergi: Ötüken
15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
1956: Kısıtlı Faaliyetler
1956 yılında Ocak gazetesinde yayımlanan bir iki yazısı hariç Atsız'ın sessizliği devam etmektedir. Hatta 1954 yılında 3 Mayıs'ı anmak üzere Yıldız Parkı'nda yapılan kır gezisine dahi katılmamıştır. Ancak 1956 yılında 3 Mayıs vesilesiyle yapılan bir salon toplantısına katılır. Toplantı 05 Mayıs Cumartesi
Her insan gibi Elon musk'da dünyaya, tüm bilgiler beyninin içindeyken gelmedi. Yapmayı düşündüğü şeyler için her zaman danıştığı bir büyük vardı. Bunlar da başucunda bulunan kitaplardı...
Bunlar gibi, günün her saatinde tek cümlesini, sert bir ceviz gibi tepemde kıran papağanın daha evvel yaşadığına katiyetle
emin olduğum insan hayatı ile, evin her köşesinde birkacina
birden tesadüf edilen büyük çay kutularınin üzerindeki Japon ve ya Çin işi resimleri, bulutlarla yarı örtülü, derinliklerinde
hayali leylekler ve zümrütüankalar dolaşan bir gök altında, uzak
ve tepeleri güneşle yaldızlı dağların çerçevelediği bir manzarada gezinen, yahut mucizeli berraklığı iki üç ince çizgiye
emanet edilmiş bir su başında düşünen, musıki fasli yapan,
zarif çizgili, uzun etekli, kenarı yildız zırhlı lâcivert veya nar çiçeği renginde ipek mantolarını giymiş, çekik gözlü, ay isığı
tenli genç kadınlar veya kIzlar, murakabelerinden hikmetten
ziyade aksilik taşan asık yüzlů, seyrek sakallı hâkimler, ellerin-
deki çay fincanlarından halka halka yükselen dumana bir aşk
hatırası gibi eğilmiş narin endamlı delikanlılar, uzun firkete,
zarif şemsiye, ayaklara dolaşan etek, ince kayık biçimli pabuç.
her nevi saz; ve hepsinin birden insana verdiği acayip, büyulü
bir uzak memleket daüssılasI... Velhasil çocuk yaşımı dolduran hayal hakikat bin türlü şey ancak ondan sonra hatırıma gelirdi.