Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Hüzün Yağmurları
Öncelikle çok sevdiğim hocamın kaleminden bir şiir kitabı. Aslında şiir kitabı olmaktan çok bir aşk kitabıdır.
Aşk derken kitaba aslında manevi aşktan bahsederim.
Şiirlerini çok incelikle ele alan yazarımız, aslında hayattaki değişimden, eski zamanların ve içimizdeki inançların kalmadığını, ülkemizin eski ülke olmadığını ve birçok değişimden bahsetmektedir.
Şiirlerini aşkla, tutkuyla ve yürekten yazmıştır yazarımız ve bu çok net bir şekilde görülmektedir. İçindeki aşk bir iman aşkı olmakla beraber güllere hasret, saygı ve sevgi duymaktadır.
Şiirlerini okurken aslında insanların sevgisiz, eski inançlarına bağlı kalmayan, aşkı maddileştiren bir toplumu gördüm ve gerçeğe aydınlandım diyebilirim.
Gül kokulu selamlar ve iyi okumalar.
“Büyük Gündem” Üzerine Derkenar
“Büyük Gündem” Yazar Mehmet Özger Bey'in, Zarif Yayınları aracılığıyla, 2022 tarihinde okurlarıyla buluşturduğu eseri. Yirmi beş yazının yer aldığı kitap, yüz altı sayfa hacmindedir. Kapı, mesafe, ilkeler, insan, bedel, sanat, hakikat, mitler, dil, zaman olgusu, melankoli, ölüm, aşk gibi birçok konu
Hz. İnsan
“Bilgi, kendine kayıtsız kalan kişileri ve toplumları affetmez!”
Yazarımızın, 2003-2010 yılları arasında Anlayış dergisinde yayımlanan; insanı, tabiatı, hayatı, bilgiyi ve inancı kendilik arayışı içinde sorgulayan 42 farklı yazısından oluşan, dikkatli okunmayı gerektiren zihin zorlayan ve düşündürücü, fevkalade güzellikte bir eseri takdim ediyorum. Kendini aramak yolculuğuna talip olanların ve insan denilen soruya verilecek yanıtlar peşinde koşanların ilacı niteliğinde bir kitap. İnsan’a “Hz. İnsan” oluşu ve derinliğiyle bakmak, görebilmek adına istifade edilecek bir kaynak. Üzülerek ifade etmek isterim ki dil yönünden de biraz ağır bir kitap, üzülüyorum çünkü bu ağır olarak gördüğümüz dil bizim dilimiz ve özümüz.
Bazı kelimelerin anlamsal kişiliklerinin oluşu ve örneklendirmeleri, anlamlandırma yetimizi kaybedişimiz ve aşağılık kompleksine kapılışımız gibi sarsıcı konular okuru kendini sorgulama mecburiyeti içerisinde bırakacak şekilde ele alınıyor.
Fuat Sezgin, Hellmut Ritter, Hocazâde, Necmettin Ömer Giridî, İbn Yunus, Fahreddin Razî, Akhisarlı Hasan Kâfî, Massignon, Ahmet Süheyl Ünver ve daha nice ilim adamını tanımamı, hayatlarını merak etmemi sağlayan bir kitap oldu.
Bir insanın hayat içerisinde kişi olmasının, kişileşmesinin şu üç sürecin sonucu olduğunu ifade ediyor; Terbiye(eğitim), talîm(öğretim) ve tedîb(edeb).
Hem ısrarlar tavsiye ediyorum hem de tekrar tekrar okunması gereken bir eser olduğunu belirtmek istiyorum. Vesselam…
BU KİTABI NEDEN OKUMALISINIZ?
246 sayfalık bir kitap 15 günde mi okunur diye sorabilirsiniz belki lakin şöyle bir durum var ki içindekiler bence ilgi çekici olduğu için hemen bitsin istemedim. Hatta içimdeki ses bir kere daha oku bile diyor. Çünkü o kadar güzel anlatılmış ve tarihimize o kadar güzel ışık tutulmuş ki ve gerçekten geriye dönüp Allahım ne olur unutmayayım
Kitabın ismi okuyucuyu evrensel bilimin tarihi üzerine bir kitap okuyacağı yanılgısına düşürebilir. Kitap tamamen İslam dünyasının bilim adamlarından bahsetmektedir. İslam aleminin bilim adamları şüphesiz özellikle yaklaşık onuncu yüzyıldan, onüçüncü yüzyılda dek bilgi ve bilim maratonunda meşaleyi ellerinde tutmuşlardır. Kitap içerisinde bu dönemlerde ortaya çıkmış olan bilim insanları kısa kısa biyografiler halinde yazılmış ve Batı dünyasındaki muadilleri ile karşılaştırılmıştır. Kitap genel hatlarıyla Fuat Sezgin'in eserlerinden kaynak edinilerek yazılmıştır. İslam dünyasının bilim insanlarını övelim derken Batılı bilim insanları haksız yere yerilmiş. Objektif çizgi bir nebze bozulmuş gibi hissettim. Hülasa bilgi her zaman güçtür. Okumakta fayda var.
Kitabın fazlasıyla yorumsal olarak yazıldığını belirtmek isterim. Okuduğunuzda "Her şey bizim bilim insanlarımız sayesinde, her şeyin temelinde biz varız" hissiyatını buram buram hissettim ama böyle değil ,bilim konusunda bilgilendiren bir kitap bu kadar bensel olarak yaklaşmamalı yani önceliği o icadı, o buluşu anlamaya yönelik olmalıyken daha çok onları biz bulduk bizden çaldılara odaklanmış.
Daha önce tanımadığım bilim insanlarına yer vermesi gerçekten güzeldi onları daha çok araştırma fırsatı Fuat Sezgin Hoca dan çok değerli alıntılarını ve çalışmalarını okuma fırsatı edindim.
Kitap doğru bir konuya yanlış bir bakışla bakmış.
Konu İslam coğrafyasında bilim ve bunun önemi iken kitabın yaratmaya çalıştığı algı batı dünyası hiçbir şey yapmadı. Bizim urettiklerimizi çevirdiler gibi bir algı yaratmaya çalışması. Bilim tarihi okuyanlar bu alanı sevenler için temel metin olmadığını bilgi üzerine değil yorum üzerine inşa edilmiş bir kitap olduğunu söylemem gerekir. Bu alanda yazılmış daha ayrıntılı daha bilgili yorum içermeyen kaynakları okumanızı tavsiye ederim. Kitap boyunca devam eden bizim ecdadımız olmasaydı bugün telefon olmazdı algoritma olmazdı kelamı tam bir safsata. Bilim kar topu gibi yuvarlanarak gider İslam coğrafyası bilim için çok önemlidir ancak kitap bu coğrafyanın yarattığı etkiyi manipüle eder bir dille belli bir algıya yönlendirmeye çalışıyor. Bilinmesi gerekir ki ne batı sadece bizden aldıkları üzerine bir külliyat inşa etmedi. Orta çağın karanlığında İslam coğrafyası bilimin altın çağını yaşamıştır.
1000 yıl sonra bunun üzerine bir kitap yazıp biz olmasak telefon olmazdı gibi garip bir aforizma üzerine kitap yazmak modern dünyanın zirvasidir.
Son olarak bu kitap yerine okuyabileceginiz bir kişinin yorumlarını değil bilgi alabileceğiniz
Ehsan Masood-Science & Islam: A History
Kitabın affedildiği:
Fuat Sezgin Bilim Tarihi Sohbetleri
Cemal Yıldırım - Bilim Tarihi
Kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
170 syf.
8/10 puan verdi
Netflix'de yayınlanan başrolü Öykü Karayel olan Bir başkadır dizisini izleyince dizide kendimi görmüştüm. Bu kitap da aynı öyle. Bende aynı etkiyi uyandırdı. Kitaptaki konuşmalar olsun, Rıfat'ın çeyrek altın hesaplaması olsun, Handan'ın komşuluk ilişkileri olsun, adliyedeki iş arkadaşlıkları olsun direkt bizi anlatıyor. Ki yazar da bizden biri
"Pek yakından tanımayanlar için o bir kitap bezirganıdır" diye tanıtıyor yazar Mendel'i.
Evet, doğru. Geçimini kitaplardan elde ediyordu ama sırtında paltosundan başka değerli bir şeyi de yoktu baktığımızda. Demek ki o aslında kitap dinozorundan başka bir şey de değildi.
Mendel masasının başına geçip kitabına odaklandığında dünya yansa duymazdi. Tıpkı "dua eden dindarlar, iskambil oynayanlar gibi uyusurdu" benzetmelerini kullanıyor yazar burada. (Fuat Sezgin hocanın "Kitap okumak namaza durmak gibidir" sözünü anımsatıyor)
Ayrıca "Onun kitaplardan oluşan dünyasında savaşlar yoktur" diye ekliyor yazar. Peki hayat sadece kitaplarla sizi başbaşa bırakacak kadar cömert mi? İşte asıl sorun da burda başlıyor. (Söylenecek çok şey var ama okuyun isterim. Ayrıca Mendel'in kişiliğinde Stefan Zweig'ı da bulacaksınız)
İkinci hikaye ise "Kızıl" hikayesiydi. Bana "Big Time Adolescence" adlı bir filmi anımsattı(Filmi önermem). Hikâyede (filmde de) kendine idol arayan ve yaşça büyük birine hayranlık duyan gencin yaptığı hatalar mevcut. İkinci hikayeden puan kırdım
200 syf.
·
Puan vermedi
Ne zaman ki okumaktan yorulur, bunalırım, işte tam o sırada imdadıma Sezgin Kaymaz yetişir. Benim kurtarıcı yazarlarımın başındadır kendisi...Kurtarıcı tabirimden, yazarın alalede bir - zaman geçirmelik- yazar olduğu sonucunu çıkarılmasın elbette. Benim kastım, dilinin, üslubunun akıcı, konularının son derece eğlenceli olması, özünü gündelik
