"İman edenler Allah yolunda savaşır, kâfirler ise tağutun yolunda savaşır. Öyleyse şeytanın dostları ile savaşınız. Şüphesiz şeytanın hilesi pek zayıftır."
"Tağuta kulluk etmekten kaçınıp Allah'a yönelenlere müjde vardır. Kullarımı müjdele." 39/Zümer, 17
Allah'ın dışında ibadet edilen her şey tağuttur. Kişi bunları inkâr etmeden Müslim olamaz. Allah'ın dışında dua edilen, kendisinden medet umulanlar (ve bundan razı olanlar) ve hâkimiyet yetkisinin kendisine verildiği parlamenterler tağutturlar.
Ben 25 yaşıma kadar Ehl-i Sünnete aykırı hiçbir metin, hiçbir kitap okumadım. O yaşa kadar sürekli mûteber metinlerle haşır-neşir oldum kendimi sağlama almak için. Kendimi sağlama aldıktan sonra, durduğum yerden emin olduktan sonra, her türlü görüşle yüzleşecek, her türlü görüşü tartıp değerlendirecek noktaya geldiğimi düşünerek, her türlü metin ile muhatap olmaya başladım.
Günümüzde gençlerin en büyük eksiği bu; kendilerini sağlama almadan, ilmî ve itikâdî altyapılarını sağlama almadan, her türlü fikirle, görüşle muhatap oluyorlar. Bu, büyük bir tehlike.
Önce altyapıyı oluşturmak lazım.
Ne kadar çekici olursa olsun, aklınızı çelebileceğini düşündüğünüz hiçbir metinle, kişiyle, konuşmayla, videoyla muhatap olmayın. Önce kendinizi garantiye alın; akideniz itikâdî mezhebiniz, fıkhî mezhebiniz, din tasavvurunuz, örnekleriniz, önderleriniz bakımından, sağlam bir duruşa sahip olun, ondan sonra tarihselcilik okuyun, evrim okuyun, selefîlik şiilik hakkında okumalar yapın, ne yaparsanız yapın ama önce kendinizi sağlama alın.
Mufassal Akâid Dersleri | Ders-4
Şirk Allah-u Teala'dan başkasına tevekkül ve ondan başkasından yardım istemenin bir sonucu olarak psikolojik ve ruhsal zayıflığın, gevşekliğin, güçsüzlüğün yaygınlık kazanmasına sebep teşkil eder.
.....bizim toplumumuzun cehaletle hiçbir alakası yoktur. Bizim toplumumuz kendisine uyarı geldiği halde Kur'an'a ilgisiz kalıp,Kur'an'dan yüzçevirenlerdir.
Bizim toplumumuzun cehaletle hiçbir alakası yoktur. İster cehalet özür olsun ister olmasın bizim toplumumuzu bağlamaz. Bizim toplumumuz kendisine uyarı geldiği hâlde Kur'ân'a ilgisiz kalıp Kur'ân'dan yüz çevirenlerdir.
İslâm'la hesaplaşmak Halk Partisi'nin genlerine öyle sirayet etmiş ki hükümet milletin cenazelerini kıldıracak imamlar yetişsin diye açtığı imam-hatip kurslarına akaid, ahlak gibi dersleri koydu lakin Fıkıh dersini yasakladı. Halbuki namaz da cenaze de fıkhın alt başlığıydı. Bununla İslâm'ın yaşanmasına olan öfkesini de izhâr etmiş oldu.
Bugün bazı insanlar Kelime-i Tevhid'i dil ile söyleyen, içeriğini ve gereklerini bilmeyen herkese Müslim muamelesi yapıyorlar. Bu tutum Peygamber (sav) ve ashabına yapılmış en büyük hakarettir. Peygamber ve ashabı, insanlar bu kelimeyi sadece nutkedip ezbere söylesin diye değil; içeriği Allah'a ibadet ve tağutu inkâr etmek olan bu kelimeyi hayata geçirmek için her türlü eziyete katlandılar. Eğer bugünkü insanların Kelime-i Tevhid'den anladıkları (Allah'tan başka ilah yoktur) yeterli olmuş olsaydı Mekkeli müşrikler Müslim sayılırlardı.
İçerisinde Kur'an yazılı olan muskalar hakkında selef arasında ihtilaf vardır demiştik. Tercih edilen görüş kullanılmamasıdır.
Bizim toplumuzda tecrübe ile sabit olan bir nokta vardır: Sihir ve büyüyle uğraşan insanların çoğu muskalara Kur'an yerine cin isimleri, şeytan için kesilen kurban isimleri ve ne manaya geldiği belli olmayan işaretler yazıp çizerler. Bu tür muskalar kesinlikle küfürdür. Bu tehlikeden ötürü var olan muskaların yakılması evla olandır. Açıp baktığımız bir çok muskanın şirk içerikli olduğu, cin isimleri ve tılsımlarla süslendiğini tecrübe ettik.
İnsanları Kur'an'ı ve Sünnet'i bırakıp, kendilerine yazdırıldığını iddia ettikleri, rüya âleminde teslim aldıklarını söyledikleri kitaplara davet edenler birer tağuttur
Bugün bazı insanlar, Kelime-i Tevhid'i dil ile söyleyen, içeriğini ve gereklerini bilmeyen herkese Müslüman muamelesi yapıyorlar. Bu tutum Peygamber (sav) ve ashabına yapılmış en büyük hakarettir. Peygamber ve ashabı, insanlar bu kelimeyi sadece nutkedip ezbere söylesin diye değil, içeriği Allah'a ibadet ve tağutu inkâr etmek olan bu kelimeyi, hayata geçirmek için her türlü eziyete katlandılar. Eğer bugünkü insanların Kelime-i Tevhid'den anladıkları (Allah'tan başka ilah yoktur) yeterli olmuş olsaydı, Mekke'li müşrikler müşrik değil, Müslüman sayılırlardı.