Alp Akay

Alp Akay
@akay
Sıkı Okur
Kutuplaştırıcı, kin ve öfke kusan profilleri takip eden dostlar takip edilmemektedir! Profil rahatsızlık verici veya inançlarınıza aykırı paylaşımlar içerir! Keyifli okumalar!
Daniel Boorstin
Bu illüzyon ve yarı-illüzyon dünyasında, gerçek erdemleri şöhretten üstün tutan ve bu sayede hayranlık uyandıran insanlar, değeri anlaşılmamış kahramanlardır. Onlar, öğretmenler, hemşireler, anneler, dürüst polisler, sıradan, kötü, düşük ücretli, yalnız, işlerde köle gibi çalışanlardır. Onlar ünlü olmadıkları için kusursuz kahramanlardır.
Sayfa 740Kitabı okudu
Reklam
Şöhret, fani topraklarda büyüyen bir ot değildir. -John Milton
Sayfa 731Kitabı okudu
Akhilleus bir savaş kahramanı prototipiyse eğer Sokrates de sivil kahraman örneğidir. Sokrates'in öğretileri Atina yetkeleri için o kadar ciddi bir tehditti ki söylemleri nedeniyle hükümetin sansürüne maruz kalmış, hatta fikirlerini reddetmediği için idam cezasına çarptırılmıştı. Akhilleus'un askeri kahramanlığıyla Sokrates'in sivil kahramanlığını göz önüne aldığımızda kahramana eylemlerin diğer insanların veya bir toplumun temel aman prensiplerinin hizmeti için ortaya konduğunu, bir kahramanın genelde yapıcı ve yıkıcı güçlerin bağlandığı noktada çalıştığım görmekteyiz. Hughes-Hallett bu durumu "fırsatın kanatları ölümün tüylerinden oluşur" diyerek açıklamaktadır.
Sayfa 705Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsanoğlunun en büyük avantajlarından biri toplumsal dünyayı inceleme, anlama ve sonra bu bilgi birikimiyle hayatlarını iyileştirme yetisine sahip olmasıdır.
Sayfa 688Kitabı okudu
İnsandaki en temel ikilem kopukluk ile doygunluk, alaycı şüphe ile sorumluluk arasındadır. Kişinin "kandırılma" korkusuyla kendisini diğer insanlardan koparması aşırı savunmacı bir durumdur ancak kişi diğer insanların onu ikna edebilmesine ne kadar açık olursa, yönlendirilmesi de o kadar kolay olur. Fakat mutlu olmak için diğer insanlarla açık, tutkulu bir iletişim elzemdir. Bizler güçlü duygular hissetmek, tamamen güvenmek, doğaçlama davranmak ve başka insanlara bağlanmak isteriz. Yaşarken tamamen "doygunluğa" ulaşmak isteriz. En azından hayatımızın bir döneminde sorgulayan tarafımızı bir kenara bırakıp ilkel korkularımızı terk etmek isteriz. Yunanlı Zorba'nın yanında tutkuyla dans etmek isteriz.
Sayfa 681Kitabı okudu
Reklam
Paranoid rahatsızlıklara sahip insanlar ikna edici mesajlara, bu mesajlar sevdikleri insanlardan veya iyi niyetli terapistlerinden gelse bile, uyma, bunları kabullenme veya yanıtlama zorlukları yaşarlar. Bu kişilerin şüphecilikleri ve güvensizlikleri, onların sosyal iletişimin büyük bir kısmına dahil olmalarını engelleyen bariyerler yaratır. Paranoid sorunları olanlar, toplumsal baskılara inatla karşı çıktıkları için ruhsal bir maliyeti olsa da çevresel etkilere karşı inanılmaz bir bağışıklığa sahiptirler. Ölçeğin tam aksi ucunda ise fazlasıyla kandırılmaya müsait, her türlü oyunu oynayabilecek kişilere koşulsuz güvenen bireyler vardır.
Sayfa 680Kitabı okudu
Birey, Durum, Sistem...
Birey, davranışsal özgürlüğü genetik, biyolojik, fiziksel ve psikolojik özelliklerle açıklanan aktördür. Durum, ödül ve normatif fonksiyonlar üzerinden aktörün rol ve statüsüne anlam ve kimlik yükleme gücüne sahip davranışsal bağlamdır. Sistem ise ideolojisi, değerleri ve gücüyle durumları yaratan, etki alanı içerisindeki aktörlerin davranış beklentilerini belirleyen ve onaylanmış davranış rollerini dikte eden birimleri ve kurumları içerir.
Sayfa 679Kitabı okudu
Sistemi tanımlayalım.
"Kötü sistemler", iyi insanlar arasında bile "kötü davranışlar" sergileyen "çürük elmaları" yaratan "kötü koşullar" ortaya çıkarır.
Sayfa 679Kitabı okudu
İnsan davranışı daima durumsal güçlerin etkilerine açıktır. Bu süreç genelde, kendisini ayakta tutmak ve devam ettirmek için tasarlanmış belirli bir güç sisteminin, yani büyük ve makrokozmik bir gücün içerisine saklanır . Yasal, dini ve tıbbi kurumlar tarafından yapılan geleneksel analizler tek nedensel birim olarak faile odaklanır. Dolayısıyla davranışsal sonuçları şekillendiren ve failleri dönüştüren durumsal değişkenlerin ve sistemik belirleyicilerin etkisini ya önemsemez ya da küçümserler.
Sayfa 678Kitabı okudu
İdari kötülük, politikaları uygulandığında ve prosedürleri kontrolü ele geçirdiğinde, bireyin ötesine geçtiği için sistemseldir. Ancak örgütlerin liderleri vardır ve bu liderler yarattıkları ve büyüttükleri şeytanın sorumlusu olarak kabul edilmelidirler. Sistemin, etki alanında "onaylanmış davranış" beklentilerini ve kurallarını yaratma veya değiştirme gücüne sahip kurumlara ve kişilere sahip olduğunu düşünüyorum. Bir bakıma sistem, parçalarından ve liderlerinden daha fazlasıdır çünkü bu liderler de sistemin gücünün etkisi altındadır. Ancak yasadışı, ahlaksız ve etik olmayan uygulamalara sahip bir sistemin yaratılışında önemli görevleri olan bireyler üstlerindeki durumsal baskıya rağmen sistemin yarattıklarından sorumludurlar.
Sayfa 669Kitabı okudu
Reklam
Fransız varoluşçu yazar Albert Camus korkunun bir taktik olduğunu söyler; terör korku yaratır ve korku insanların mantıklı düşünmesini engeller. Korku, bizi tehdit eden ve nihayetinde yok edilmesi gereken düşmanla, teröristle, isyancıyla ilgili soyut fikirlere kapılmamıza neden olur. İnsanları sınıflara ayırarak soyutlamalar halinde görmeye başladığımızda onları "düşmanın yüzleri" olarak algılarız ve normal şartlarda barışçıl insanlarda bile öldürme ve işkence yapma dürtüsü gelişir.
Sayfa 660Kitabı okudu
İnsanların temel özgürlüklerini ve temel hukuk kurallarını feda edecek kadar tedirgin olması için devletin kullandığı psikolojik araç korkudur.
Sayfa 658Kitabı okudu
Eğer vahşet artık yasadışı kabul edilmiyor, politik bir mesele olarak ele alınıyorsa insanın hükümetle olan temel ilişkisi değişmiş, bireysel haklar kavramı tamamen yok olmuş demektir. Anayasa insanın, devlet veya yasalarla tanınmayan, doğuştan gelen hakları olduğunu söyler. Bu haklardan biri de zulme uğramamaktır. Bu hak yalnızca Amerikalılar için değil tüm insanlık, hatta "düşman askerleri" için de geçerlidir. Eğer insanlar arasında bir ayrım yaparsan tüm anayasa parçalanır. Bu hayat memat meselesidir. "
Sayfa 648-649Kitabı okudu
İnsandışılaştırma, başkalarına yönelik istismarları genelde engelleyen ahlaki ve kültürel bariyerlerin kaybolmasına sebep olur.
Sayfa 618Kitabı okudu
Kamu ve özel örgütler etik değil, hukuki bir çerçevede çalıştıkları için ideolojik amaçlarına, asli planlarına, fayda-maliyet denklemlerine ya da kâra ulaşmak adına izledikleri o soğuk ussallaştırmalarıyla acı çektirebilir, hatta ölüme sebep olabilirler. Bu koşullarda da böylesi örgütlenmeler her zaman etkili (verimli) araçları meşrulaştırırlar.
Sayfa 589Kitabı okudu
14,5bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.
Resim