Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Gör Beni / Akilah Azra Khon
Azra Kohen'in Aeden'den sonra okuduğum ikinci kitabı "Gör Beni". Öncelikle kitap beklentimin çok üstündeydi. Kurtuluş savaşı sonrasında, Osmanlıdan, Türkiye Cumhuriyeti'ne geçişteki zıt ktuplardan doğan bir aşk hikayesi gibi gözükse de, insanlık tarihi, dinler tarihi, insan hakları, kadın hakları, hayvan hakları, hayvan sevgisi (tüm canlar) , sağlık, savaş ve barış gibi bir çok konuyu harmanladığı bu kitap insanlığa ders niteliğinde. Boşluğa düşmemek için kitabı hemen bitirmek istemedim, gerçi o da verdiği müzik, film, kitap önerileri ve sevk ettiği araştırmalarla hemen bitirmememe yardımcı oldu. Azra Kohen kitabı okumanın en güzel yanı bence, sadece bir kitap okumuş olmaktan öte; araştırmaya, bilgi edinmeye, düşünmeye ve kişiyi insanlığını geliştirmeye yönlendirmesi.
Teşekkürler Azra Kohen, teşekkürler Gör beni.
Azra Kohen’in daha önce Fi,Çi,Pi serisini okumuştum onları da çok beğenmiştim fakat Aeden daha önce okuduğum hiç bir kitaba benzemiyor çok çok beğendim, herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazar kitabın başında masalla gerçeği ayırt edebilecek olan okurlara diye başlamış hikayeye bu kitap için çok doğru bir cümle masalsı varlıklar ve olaylar ile günümüz dünyasını çok güzel sentezleyip o kadar güzel anlatmış ki zaten bildiğimiz fakat çoğu kez görmezden geldiğimiz gerçekleri bir tokat gibi yüzünüze vuran bir yapıt olmuş ben okurken çok etkilendim ve kesinlikle çoğu şeye bakış açım değişti ve bir farkındalık oluştu herkesin okumasını kesinlikle tavsiye ederim.
Bu kitabı birçok açıdan incelemek istiyorum,umarım onursunuz.Birincisi ben suna inanıyorum ki yazarlar ikiye ayrılır:Kelimelere hakim olup eserlerini yazanlar ve kelimelerin hakimiyetine girip eserlerini yazanlar.Bana göre büyük yazarlar ikinci gruba girer ki onlar kelimelerin yani sözün kölesidirler,kalem işçisidirler;onlar kalemlerine gelen sözü yazıya aktaran bir araçtır adı müelliftir sadece.Akilah Azra Kohen ne yazık ki ikinci gruba girmiyor,açıklayayım.Eserinde pek çok şey yapmak isteyen yazarlar eseri deneme tahtasına çevirirse bu başarısızlıktır.Gör Beni bir tarihi roman mıdır,bir ask romanı mıdır,bir kültür romanı mıdır,bir genel kültür romanı mıdır?İkinci eleştirim yazarın aforizma denemeleri üzerine olacak ki soru sorarak yaptığı aforizma denemeleriyle dolu bir kitaptı(Örn:Hissettiklerimiz degil miydi cennetimiz ya da cehennemimiz?)Bu aforizmalar bana oldukça yapay geldi.Üçüncü eleştirim Azra Kohen'in erotizm merakıma yönelik olacak bazen bodoslama bir şekilde kitaba soktuğu bu satırları okuyunca ne gerek var diyorsunuz.
Olumlu elestirilere gelirsek kitap çok zengin bir içeriğe sahip.Sümerleri az çok bildiğimi sanırdım hiçbir sey bilmiyor muşum,keza tarihi açıdan pek çok bilgi belgelerle ortaya koyulmuş,bu da güzeldi.Fakat yazarın okudugu ya da yazdığı her şeyi kesin doğrular olarak görmesi egosundan doğuyor diye hissettim.Bu kadar eleştiriye rağmen kitabı öneriyorum.Özellikle yobazlar,Atatürk düşmanları ve Sümer meraklılarının çok hosuna gidecektir!..
Uzun zamandır bu kadar severek okuduğum beni içine çeken bir kitaba rastlamamıştım. Kitabın içeriğinde birçok konuya değinilmesi ve rahatsız ettirilmeden ilerlemesi muazzam. Savaş, din, görgü, varlık ve yokluk, eğitim, aşk, tutku , tarih... ve daha birçoğu.
İyi bir araştırmacı ve öğretici kişiliğe sahip olduğunu düşündüğüm Azra Kohen yine öncekilerde olduğu gibi bu kitabında da beni etkiledi. Hikayenin içinde yine ve yine bilmediğim bir çok bilgiye rastlıyorum ve farkında olmadan bilgi sahibi oluyorum.
Günümüz yazarlarından olup, gelecekte de güzel eserlere edabiyatımızda yer verecegine inanıyor ve yeni eserlerini sabırsızlıkla bekliyorum..
Uygarlık, dinler tarihi ve yakın tarih ekseninde kurgulanmış keyifli bir kitap. Roman kurgusu içinde tarihi aktarımların, kaynak belge gösterilerek okuyucuya ulaştırıldığı, okurken araştırmaya sevk edecek bir eser.
Eser, Milli Mücadele yıllarında Ege’deki köylerinde vatan savunmasına katılan, köyleri yağmalandığı için devlet eliyle geçici olarak İstanbul’a yerleştiren bir aile üzerinden kurgulanıyor. Bu aileden hareketle o yıllarda verilen mücadele, toplumsal ayrışma, sınıfsal farklılıklar, Mustafa Kemal Atatürk’ e olan bakış açısı, cumhuriyete ve devrimlere karşı tutum gibi birçok konu çeşitli açılardan ele alınıyor, zengin bilgi ve belgelerle olaylara bakış açınızı sorgulamanız sağlanıyor.
Milli Mücadele yıllarından 1950lere uzanan hikayede yazar, çok yönlü kişiliği ve engin tarih bilgisini kahramanlar üzerinden aktarırken aynı zamanda aşkı da işliyor. Ülkü karakteriyle kadının toplumdaki yerini sorgulamanızı, Fred karakteriyle Sümerler, Hristiyanlık, Yahudilik hakkındaki bilgilerinizi güncellemenizi sağlıyor. Fakat tüm bunların üzerine kurulu eserde, hikayenin yeterince güçlü olmadığını düşünüyorum. Ayrıca insan psikolojisi ile ilgili tespitlerini sıklıkla okuyucuya sorduğu sorular üzerinden ifade etme çabası teknik olarak beni biraz rahatsız etti.
Kitabın, öğretici ve bilgi aktaran tarafı hikayesinden daha baskın ve çok etkileyici. Bu amaçla okunursa daha faydalı olacaktır.
Kitabı 10 gün önce bitirdim akabinde nasıl bir inceleme yazacağımı kafamda oluşturamadım ve hala tam anlamıyla oluşturmuşta sayılmam.
Yazar, Cumhuriyetin ilk yıllarının sosyal ve siyasi durumunu bize aktarırken bir yandan da aile ve aşk ilişkilerini okuyucuya aktarmış.
Özellikle benim ilgimi en çok çeken konular ise Profesör Fred'in eski
Her satırını sindire sindire okumak istediğim, neredeyse her satırın altını çizmek istediğim ve hatta alıntı yapmaktan okuyamadığım bir kitap oldu.
Din ve insanlık tarihi adına bilmediğim ve öğrendiğimde gerçekten çok şaşırdığım bilgiler edindim. Din ve insanlık tarihinin dışında; insanoğlundan saklanan bilgiler, yakın tarihte yaşanan üzücü olaylar ve oyunlar da oldukça iyi anlatılmış ama bunlara rağmen tabiiki bu kitap, bir tarih kitabı değil. İçinde bolca aşk, ihanet ve nicesi var.
Cumhuriyet’in kurulmasıyla ayrılan iki grup var. Ve bu iki ayrı gruba dahil olan Ülkü ve Selim, İlmiye ve Orhan. İmkansız gibi görünen aşklarına karşı bir savaşçı edasıyla karşı koyan Cumhuriyet kadınları...
Son sayfalara geldiğimde “aşk böyle güzel anlatılır mı?” Dedim ve yeri geldi çokça duygulandım, yeri geldi herkese sinirlendim. Duyguları, Azra Kohen’in anlatışı ve ara sıra yaptığı müzik önerileriyle kelimenin tam anlamıyla, yaşadım.
Aslında böyle duygu yüklü bir kitabı bu kadar basitçe anlatmak bence çok zor. Mutlaka okunmalı dediğim kitaplara bir tane daha eklendi.
Ülkü' yü, İlmiye' yi, Ali'yi, Orhan'ı, Yakışıklı'yı ve ne kadar da kızsam da Selim' i bir süre özleyeceğim sanırım. Ne kadar bitmesin diye yavaş okusam da elimden bırakamadığım ve kütüphanemin en güzel yerlerinden birini hakeden bir serüvendi. Kitabı okumadan önce bir hayli yükselttiğim beklentimi fazlasıyla karşıladığı için Azra Kohen'i tebrik ediyorum. Okuyucuya satır aralarında verdiği mesajlar çok zekice ve usta işi.. Aeden' de de benzer mesajlar vardı. Kitabı okumaya başladığınız andan itibaren olayın içine giriyosunuz ve karekterlerin tam yanında, hatta gözlerinin içine bakarak tüm duyguları onlarla beraber yaşıyorsunuz. Bu duygu kokteyli sırasında romanın hiç bir yerinde kopma yaşamıyorsunuz ve bireyi uyandıran bir çok bilgi alıyorsunuz.
Ve fakat söylemeden geçemeyeceğim tek bir eleştiri yapmak zorundayım. Bu kadar emek verilmiş, zaman harcanmış, araştırma yapılmış bir eserin basımından önce editörler yazım yanlışları, imla hatalarını düzeltmeliler. Okurken karşılaştığınız bir yazım yanlışı serüvenin büyüsünü kaçırıyor malesef. Sonuç olarak mutlaka okuyunuz sevgili kitap dostlarım..
İlk önce dizisini izlediğim sonra kitabını okuduğum bi konu oldu öncelikle diziyi daha başarılı buldum ama kitabınıda beğendim karakterlerini çok orijinal buldum çok iyiydi insan psikolojisini duygularını iyi anlatmıştı kitaptaki saplantılı aşkı iyi aktardığını düşünüyorum okurken hissettirebildi benim sevdiğim bi seri oldu
merhaba, seriyi okumaya dizinin ilk üç bölümünü izledikten sonra karar verdim,yeni bölüm için 3 hafta bekleyecek kadar sabırlı değilim ne yazık ki. iyi ki de bu kararı vermişim kitap ve dizi her zaman olduğu gibi çok çok farklı. kitaptaki her karakter okuyucuyu farklı bir konuda düşünmeye, hayatı, içinde bulunduğumuz düzeni, duygu durumunu, dini hatta mısır piramitlerini bile sorgulamaya itiyor. okurken sık sık altını çizdim ,bazı yerleri 2 defa okudum. Henüz pi'yi okumadım bugün başlayacağım. fi ve çi'yi kıyaslayacak olursam çi nasıl bitti anlamadım her bölüm aşırı kısaydı bir bölüm daha okuyayım öyle bırakayım kitabı diye diye okudum bir baktım ki 2. gün kitap bitti :) fi ise uzun ve üzerinde düsünülmesi gereken bölümler içeriyor ve daha çok devrik cümleler mecaz anlamlar kullanılmış o yüzden çi bir tık daha kolay okunuyor diyebilirim. Kitabı her bir cümleyi sorgulayarak okuyunca çok keyif aldım ben. merak edenlere tavsiye ederim. iyi akşamlar :)
Devletin yaptığı okulların hapishaneye benzemesi zaten tesadüf olamaz. Hatta aslında mantıklı da, çocukları köleliğe hazırladıkları bir sistemde okullar da hapishane gibi olmak zorunda. Sonrasında insansıları bu yüksek binaların içine kapatabilmek ve ne ürettiklerini bilmeden yaşamlarını adamalarını sağlamak için böyle beyin yıkıyor olmalılar.
Soru sormayan, sadece söyleneni yapan bu kölelik sistemini tamamen paranın belirlediği bir hiyerarşiyle yaşıyorlar. Henüz tam analiz edecek kadar bilgim yok, ama bu gezegende insanlık dışı bir şey var, kendilerine insan demeleriyse tam bir ironi. Kelimelerle anlatılmaz şekilde mantıksızlar. Burayı görse babam bile inanamazdı!
%20 (118/584)
1/10 puan verdi
Bir kaç defa okumayı deneyip her defasında yarım bıraktığım bu kitaptan an itibari ile vazgeçiyorum. Azracım kusura bakma :)
Begenenlere saygı duymakla beraber ben beğenmedim ve tavsiye etmiyorum..
Belki bir deniz kıyısında hafif bir meltem eşliğinde kafam pırıl pırılken okuyor olsaydım böyle olmazdı bilmiyorum ama hayat koşturmacasının içinde, zar zor vakit ayırdığım okuma anlarımda, kafam n tane düşünce ve problem ile doluyken olmadı, olamadı.. ️
Aeden.
Tam bir hayal gezegeni.
Tam bir ütopya.
4 sene sonra bir kez daha kendini okutacak kadar, her okunduğunda hislerinin geçmediği, aksine aradan geçen senelerin sana kattıklarıyla her seferinde başka bir bakış açısıyla okuduğun, ama maalesef ki bazı dünya iğrençliklerininde bu zaman zarfında değişmediğini, değişemeyeceğini anladığın, içten
Dizisine bakıp yargılanmaması gereken kitap. Azra Kohen'in bize aktarmak istedikleri oldukça değerliydi. Kitap akıcıydı ve hiç sıkmadı. Karakterler ustalıkla seçilmişti.
Bu kitap okunmalı ve okutulmalı!!
Kitabı sindire sindire okumak böyle bir şey sanırım her satırını detaylı bir şekilde okumak, çizmek, düşünmek...
Aksi Azra Kohen'e haksızlık olurdu. Çünkü; bir bilgi bombardımanı var bu kitapda araştırılacak konular, müzik tavsiyeleri ve en önemlisi doğru bildiğimiz yanlışlar...
593 sayfalık bir emek ve üzerine kaç yıl çalışılmış tahmin bile edemiyorum.
Yaşamaya, hayattaki amacımıza, insan nedir ve ne olmamalıdır bunları sorgulayan ve sorgulatan yazarımıza teşekkürlerimizi sunuyorum, ve en güzeli de karakterler farklı zamanlarda yaşamış gerçek kişiler!
Dipnot: (Ülkü'ye hayran kaldım karakter olarak tam bir Cumhuriyet kadını)