Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yeni bir evlatlık almıştım... Ona isim bulmak için düşünüp duruyordum... Aklıma ağabeyim geldi... Bukadar basit bir mevzu için Atatürk'ü meşgul etmek akıl kârı değildi... Ama ben, bu vesile ile O'nu ziyaret etmeyi de arzuluyordum... Kalktım, gittim... Nezaman yanına gitsem beni ayakta karşılardı. - Atatürk!... ben geliyorum, başka kimse yok!... Niçin rahatsız oluyorsun derdim... Şu cevabı verirdi: - Senin gelmen kâfi değil mi kardeşim, seni karşılıyorum!... O gün de yine beni ayakta karşıladı... Oturup bir müddet konuştuktan sonra kızıma isim bulmak istediğimi söyledim... Bâzı kitapları karıştırdı... Sonra bana döndü : - Sen bu kızı isteyerek, dileyerek mi aldın? - Evet Atatürk, isteyerek, dileyerek aldım - Öyleyse ismi Dilek olsun!... - Peki Atatürk!...
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Reklam
Malumpaşa'nın 15.09.1947 günlü ikinci sayısında "Mahkeme Koridorlarında" köşesinde "Gün Uğursuzun" başlıklı bir yazı yayımlanmıştı. Aynı yazı bu sayının üçüncü sayfasına yeniden konmuştur. Yedi-Sekiz Paşa · 13 Mayıs 1949 · Sayı: 3 Gazetenin bu sayısında toplatma haberi yoktur. Birinci sayfadan "Ne Mutlu Tokum