Yeni bir evlatlık almıştım... Ona isim bulmak için düşünüp duruyordum... Aklıma ağabeyim geldi... Bukadar basit bir mevzu için Atatürk'ü meşgul etmek akıl kârı değildi... Ama ben, bu vesile ile O'nu ziyaret etmeyi de arzuluyordum... Kalktım, gittim...
Nezaman yanına gitsem beni ayakta karşılardı.
- Atatürk!... ben geliyorum, başka kimse yok!... Niçin rahatsız oluyorsun derdim...
Şu cevabı verirdi:
- Senin gelmen kâfi değil mi kardeşim, seni karşılıyorum!...
O gün de yine beni ayakta karşıladı... Oturup bir müddet konuştuktan sonra kızıma isim bulmak istediğimi söyledim... Bâzı kitapları karıştırdı... Sonra bana döndü :
- Sen bu kızı isteyerek, dileyerek mi aldın? - Evet Atatürk, isteyerek, dileyerek aldım
- Öyleyse ismi Dilek olsun!...
- Peki Atatürk!...