Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Dikkat spoiler içerir.
Zamanında Fetullah Gülen ve ekibine sempatisi olan, aynı zamanda yıllarca Zaman gazetesinde yazarlık yapan yazarın, AKP ve Fetullah Gülen hareketi arasındaki kavga hakkında yazdığı bir araştırma eseri. 17 25 Aralık operasyonundan sonra ABD'ye giden ve Gülen'den cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bir mektup getiren yazar, kendi deyimiyle cemaat ve AKP arasındaki huzursuzluk sebeplerini inceliyor. Bu arada şehir efsanesi olarak bilinen bazı konulara da açıklık getiriyor. Mesela MİT krizinde o gün Erdoğan'ın ameliyat olmaması, zaten 4 gün sonra olması, Gülen'in ABD vizesini sanılanın aksine zor almış olması gibi konular anlatılıyor. Bu örgütün yurt içinde ve dışında eğitim kurumlarını nasıl açtığı konusu detaylıca anlatılıyor. Yapılanın aslında ülkemiz için diplomatik bir faaliyet olduğu, bu sayede büyük kazanımlar elde edildiği anlatılıyor. Gülen'in 17 25 ile ilgisi en başta yoktu, sadece dershane kapatma kararı geri alınsa bu iş bu kadar büyümezdi diye düşünüyor. Bu operasyonu ve tapeleri cemaat değil de başka bir grubun yapma ihtimali olduğunu iddia ediyor. Zaman gazetesi günleri, yurt dışı gezileri, Gülen'in ABD yerleşkesinde çok sade bir hayat sürmesi, Erdoğan'ın her şeyi savaşarak kazanması gibi ne şişi ne kebabı yakacak şekilde bir kitap hazırlanış uzay. Yine de ilginç bilgiler içerdiği için dikkatle okunması gereken kitaplardan biri.
Dikkat spoiler içerir.
Gazeteci yazarın Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Fetullah Gülen ama konu başlıkları ile ilgili olarak 1994-2007 yılları arasında yazdığı çeşitli köşe yazılarının birleştirilmiş hali olan güzel bir araştırma eseri. Öncelikle Refah partisi zamanında yapılan açıklamalar, Siirt mitingindeki şiir olayı ve hapis cezası, AKP'nin kurulması ve senin öncesinde medyanın bakış açısı anlatılıyor. Sonra ilk hükümet dönemindeki açıklamalara yer veriliyor. 10.yıl marşı ile alay edilmesi, AB uyum süreci içinde yapılanlar, başörtüsü konusu, Gül ve Erdoğan'ı AB hakkında refah partisi zamanında söyledikleri, Türklük alt ve üst kimlik konuları ve daha pek çok konuya yer veriliyor. En sonunda da 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi adaylar, Gül'ün devlet bakanı olduğu dönemde yaptığı harcamaların devlet tarafından istenmesi, Erdoğan'ı kaçak yapıdan davalık olması, mal beyanı, oğlunun düğünü ve 2007 erken seçimi sonuçları, Arınç'ı başörtülü etti olsam biri cumhurbaşkanı adayı olmazsa kendinin aday olacağını söylemesi Hiç konular anlatılıyor. Burada anlatılan bazı konuların hala güncel olması da aynı bir konu. Toplumsal hafıza için mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
F. William Engdahl; 1944 yılında ABD’nin Minneapolis eyaletinde doğan ENGDAHL, Princeton Üniversitesi’nde okumuş. Alman asıllı Amerikalı araştırmacı-gazeteci yazar ve komplo teorisyeni.
Emperyalizmin ya da Amerika devletinin gücünü, otoritesini sınırları dışındaki yerlerde de nasıl ve hangi amaçlarla gösterdiği konusunda birçok akla yatkın komplo
Teşekkürler Türkiye
Şimdiye kadar okuduğum en kapsamlı kitaptı sanırım. Osmanlı’nın gerileme döneminden AKP iktidarına kadar olan süreci ağır ama doyurucu bir şekilde tekrar görmüş oldum. Bu kitabı herkesin, merak, zevk yahut ilgiden, okuyacağını da sanmam. Çünkü gerçekten merak duymanız lazım. Yabancı birinin gözünden kendi tarihimi okumak da-hem kitabı okurken hem
.
Araştırmalarımda kitap hakkında olumsuz yorumlar çoğunluktaydı lakin ben beğendim. Kitap aslında asker sorunu kadar sivil sorununu anlatıyor. Osmanlıdan bu yana gelen ve cumhuriyet ile palazlanan bir sorun. Yazar askerin ülkeye benim sahip çıkmam lazım düşüncesini, siyasetçisine tabi olmamasını hatta siyasetçiyi takmamasını ve kendini alakadar eden etmeyen her mevzuya dahil olup fikir beyan etmesini eleştiriyor. Buna istinaden sivilin asker darbesine sıcak bakmasını, askeri bir kurtarıcı olarak görmesini ve siyasetçilerin askere karşı hep pasif kalmasını eleştiriyor.
Demokrasilerde asker ne der diye bir soru olmayacağını, darbe teşebbüsünde bulunan askerlerin o darbe başarılı olsa bile cezasını görmesi gerektiğini çeşitli örneklerle izah ediyor. Bu anlamda aslında siyasi bir tarih kitabı ile de karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Kitapta Çiller, Özal, Erdoğan, Yılmaz, Erbakan, Ecevit ve özelikle de Demirelin askere karşı nasıl bir duruş sergilediği ayrıntılarıyla anlatılıyor. Demirelin taşın altına elini asla koymadığını söylerken yazar Mesut Yılmazı ise bazı açılardan met ediyor.
Neyse kısacası güzel kitap, 28 şubat dönemini, Akp nin ilk dönemlerini, asker sivil çatışmasını, bu çatışmanın ülkeye verdiği zararı görmek siyasi geçmişimizi bilhassa 28 şubatı daha iyi öğrenmek için okunabilir, tavsiyemizdir.
Etimoloji İçerikli Youtube Sayfamıza Göz Atmak İçin ↓
youtube.com/channel/UCf5PEm...
Dindarlık Maskesi Takan Dinciliğe Maun Duvarı
Yaşar Nuri Öztürk’ün kitaplarını zaman zaman okurum. Kendisi en çok okuduğum, düşüncelerini en çok merak ettiğim ilahiyatçılar arasında yer alıyor. Çünkü Yaşar Nuri İslam dinini anlatırken safsataları, hurafeleri dile getirmiyor, geleneksel dil söyleminin dışına çıkıyor, ülkemizde din adına sergilenen dinsizliği anlatmaya cesaret edebiliyor,
Dikkat spoiler içerir.
Yıllarca Ceviz Kabuğu adlı programın yöneticiliğini yapan gazeteci yazarın, Yeniçağ gazetesine yazdığı köşe yazılarından oluşan güzel bir derleme. Kurduğu parti olan Dhsp ve faaliyetleri, Abdullah Gül'ü kayıp trilyon olayında cumhurbaşkanı olmayan önce ifade veririm diyip, mahkeme kararı gelince eleştirmesi, AKP'ye yapılmayan muhalefet, basının Menderes zamanındaki tutumu gibi konularda yazdığı yazılara yer veriliyor. Çoğu yazı 2009 yılına ait olduğu için o dönemin olaylarına daha çok yer veriliyor. DTP ve faaliyetleri, Ergenekon davasında ordunun tutumu, teröristleri koruma ve kollama faaliyeti, 27 Mayıs ile ilgili yapılan söyleşiler, Atatürkçü olmanın ülkemizde neredeyse suç haline gelmesi, olmayan AB üyeliği ve devletlerin bize karşı olan tutumu, Ermenistan ile sınır meselesi, burada Azerbaycan tepki gösterir diye yapılan hareketler, domuz gribi ve aşı konusu, doğru bildiğimiz yanlışlar gibi pek çok konu kısa kısa da olsa anlatılıyor. O döneme ait bir perspektif arayan kişilerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Dikkat spoiler içerir.
15 Temmuz darbe girişiminden sonra yazılan ve PKK ile ABD ve FETÖ arasındaki ilişkilerin anlatıldığı güzel bir araştırma eseri. İlk olarak zamanında Fetullahçıların ordudan atmayı başardığı subayların, İncirlik üssünde olsun, Çekiç Güç zamanında olsun ABD askerleri ile yaşadıkları sorunlar anlatılıyor. Sonrasında AKP ile arası bozulan FETÖ'nün PKK yetkilileri ile yaptığı görüşmeler ve güneydoğudaki başarısız operasyonlar anlatılıyor. Fetullahçı askerler oradan gittikten sonra yerine gelen askerlerin başarılı operasyonları anlatılıyor. Ayrıca 15 temmuz zamanı terör örgütünün askere karşı eylemlerine ara vermesi ve 3 gün sonra tekrar başlamasına yer veriliyor. 17 25 Aralık sonrasında örgüt içine sızan emniyet ve mit görevlilerini deşifre etmeleri, infaz olmalarına neden olmaları, Zaman gazetesi yetkililerinin HDP ile görüşmesi, kuzey ırak ve incirlik üssüne iltica etmeye çalışan askerler, Barzani'nin bunlara ait olan okulları kapanmaması anlatılıyor. 1992 yılında Yamanlar kolejine gelen Azerbaycan vatandaşı öğrenciler ile ilgili bir haber yaptığı için başı dertten kurtulmayan yazar, kitabında Fetullah Vatikan ilişkisi, yurt dışındaki lobi faaliyetleri, Yahudi savunması ve ayet tahrifatı ile ilgili bilgiler veriyor. Kendi ifadelerinde tezatları da ispatlayan bu kitap, iki örgütün ilişkilerini merak edenlerin mutlaka okuması gereken kitaplardan biri.
Dikkat spoiler içerir.
17 25 Aralık operasyonundan önce yazılan bu kitapta AKP ve Fetullah Gülen yapılanması arasındaki kavganın gelişimi ile ilgili detaylı bilgiler yer alıyor. Öncelikle Oslo görüşmeleri ile başlayan kitapta 7 Şubat 2012 yılında MİT müsteşarı Hakan Fidan'ın bu konu hakkında ifadeye çağrılması ve sonrasında yaşananlar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Bundan sonra emniyet, yargı kademesinde yaşanan çatlaklara yer veriliyor. Yargıtay seçiminde Fetullah adayının galip gelmesi, Danıştay başkanlığına bu kavga yüzünden aday çıkmaması gibi olaylar detaylı bir şekilde anlatılıyor. Fenerbahçe kulübüne yapılan şike operasyonu, dershane olayı ve yaşananlar detaylıca anlatılıyor. Sonrasında cumhurbaşkanı seçimleri ve geçmişten günümüze Abdullah Gül ve Bülent Arınç'ın Erdoğan ile olan bazı anlaşmazlıkları detaylıca anlatılıyor. En sonunda da gezi parkı olayları ve bu konuda AKP yetkililerinin farklı görüşlerine yer veriliyor. Bazı konuların hala güncel olması ise kitabın dikkat çeken noktalarından biri. Mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Dikkat spoiler içerir.
15 Temmuz darbe girişimi ve Fetö hakkında yazılmış bir araştırma eseri. Yazar önce ülkemizin neden güçlü olmasının istemediğini anlatıyor ve sonrasında Fethullah Gülen'in hayat hikayesi anlatılıyor. Kişiliği, okulları, jargonu, faaliyetleri tek tek anlatılıyor. Sonrasında 17 25 Aralık operasyonu ve bunun üzerine yaşananlar anlatılıyor. Darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar da anlatılıyor. Yabancı basın ve gizli servislerin yaklaşımı bahsediliyor. Ayrıca cumhurbaşkanı ve AKP yetkililerinin demeçlerine de yer veriliyor. Bazı yerlerde pensilvanya'dakş çiftlikte gibi yorumlar yapması ve siyasi bir lider gibi yorumlar yapması komik olsa da en azından bu konular hakkında hiç bir bilgisi olamayan insanlar için başlangıç seviyesinde bir kitap olabilir.
