Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İksîr-i Âzamdır Nutk-u Ehlullah
Şah-ı Nakşibendî'in (Kuddise Sirruhu) müridi ve damadı aynı zamanda halifesi Alâüddin-i Attar Efendi. Osmanlı medreselerinde altı yüz sene okunan kitabı Şerhul Mevakıfı'nı Seyyid-i Şerif Cürcani ona intisap etmişti. İnsanlar, Allah'ı Seyyid-i Şerif Cürcani'nin kitaplarıyla tanıyorlar. Hala kitapları baş çekiyor, bir numara. Kendisinin yirmi beş yaşındayken yetmiş yaşında Sadettin Taftazani'yi ilmi münazarada mars edecek kadar güçlü ilmi vardı. Yaş yirmi beş rakibi yetmiş beş yaşında. Onu bile mağlup etti ilmi tartışmada. Seyyid-i Şerif Cürcani diyor ki: Ben tamam kitaplar var, şunlar var, bunlar var vesaire. Her şey güzel diyor. Ama diyor ben Cenâb-ı Hakk'ın (Celle Celalühü), ben Allah'ı ve Allah'ın meram ve maksudunu, maksadını Alâüddin-i Atar Efendi'ye intisap ettikten sonra öğrendim diyor. Bak nasıl bir açıveriyor Ehlullah.
16- BAHÂÜDDİN ŞAH-I NAKŞİBEND
Alâüddin Attâr şöyle buyurur: "Acziyetini idrak edip tevbe etmekten başka kurtuluş ümidi yoktur! Sâlik, daima kendi amellerinin kusurunu görüp eksikliğini bilmeli, acziyet ve günahkârlıktan kaynaklanan pişmanlığın lûtuf ve kerem sebebi olduğunu düşünerek Hakk'a ilticâ etmelidir. Şâh-ı Nakşibend, talebelerine dâimâ bu hâli emrederek; «Beni devamlı bu sıfatta tuttular!>> buyururdu.
Sayfa 312Kitabı okudu
Reklam
Orta Asya'da 8 ziyaret mahalli:
1) MERV: Hazreti Osman (r.a.) zamanında fethedilen Merv, Horasan havalisinin en güçlü merkezi idi. Bugün Türkistan sınırları içinde yer alan Merv şehrinde iki büyük türbe Sultan Sencer ve Yusuf el- Hemadanî Hazretleri'ne ait türbelerdir. MERV şehri Selçuklu devleti başkentliği yapmıştır. 2) BUHARA:(ibadet edilen yer anlamında) şehir
Sayfa 265
“Evliyâullâhın kabirlerini ziyaret etmelidir. Ziyaret ettiği zâtı ne kadar anlamış ve hangi niyetle o zâta teveccüh etmiş ise o kadar feyz alabilir. O zâtların ruhlarına teveccüh etmeye maddî uzaklık mâni değildir. Nitekim hadîs-i şerîfte, ‘Nerede olursanız olun, bana salevât getirin’ buyurulmuştur.” Hâce Alâüddîn Attâr kuddise sirruh Hazretleri.
HÂCE ALÂÜDDÎN ATTÂR (K.S.) HAZRETLERİ
Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye’nin on altıncı halkası olan Hâce Alâüddîn Attâr kuddise sirruh Hazretleri aslen Harezmli’dir (Özbekistan). Buhârâ medreselerinde ilim tahsil etmiş ve bütün ilimlerde yüksek bir dereceye ulaşmıştır. Mübarek sözlerinden bazıları şunlardır: “Mürîd, mürşidinin huzurunda kendi aczini ve çaresizliğini dâima itiraf
Hak Dostları*115 Alaaddin Attar Hz
Alâüddin, soylu ve tanınmış bir aileye mensup olmasına rağmen, kibirlenmeden, kardeşlerinin mahallesinde, bağıra bağıra elma sattı. Ertesi gün hocasının huzuruna gelerek, (Emirlerinizi yerine getirmeye çalıştım efendim) dedi. Hocası, (Bugün de kardeşlerinin dükkanı önünde satacaksın) buyurdu. "Peki efendim!" diyerek, ağabeylerinin dükkanı önünde bağıra çağıra elma satmaya başladı. Ağabeyleri, (Bizi elâleme rezil etme, para lazım ise, istediğin kadar verelim, mirasından da fazlasını al, fakat bu işi bırak) dediler. Onları hiç dinlemeyip elma satmaya devam etti. Ağabeyleri, (Madem satacaksın, bizim dükkanın önünde satma!) dediler. O yine dinlemedi. Hakaretler ederek, onu dövdüler. Fakat o, hiçbir şeye aldırış etmedi. Hocasının emrine uymaya devam etti. Ertesi gün hocası, (Artık bu iş tamam) diyerek elma satışı işini bıraktırdı ve onu talebeliğe kabul buyurdu. Alâüddin-i Attar hazretleri anlatır: (Hocam beni kabul edince, onu çok sevdim ve sohbetlerinden ayrılamayacak hâle geldim. Bir gün bana, (Sen mi beni sevdin, ben mi seni sevdim?" buyurdu. (Bu aciz hizmetçiye iltifat ederseniz, o da sizi sever) dedim. (Az bekle!) buyurdu. Bir müddet sonra, kalbimde ona karşı sevgiden eser kalmadı. O zaman, (Sevginin kimden olduğunu anladın mı) buyurdu. Eğer maşuktan sevgi olmaz ise aşığa, Aşığın muhabbeti kavuşturmaz maşuğa.
Reklam
"Allah bir kulunu severse; sevdiğine gönderir, terbiye ettirir, azâmetine yakışacak edeb öğretir. Sonra onu sever." Şâh-ı Nakşibend (kuddise sirruhu) "Din büyükleri, Evliyâlar, Allah-u Teâlâ'nın askerleridir. Onların rûhânî sözleri de böyledir ve bu sözlerde garîb sırlar, acâib tavırlar, hâller vardır. Bunları ehlinden başkası
Peygamber efendimizden sonra Silsile-i aliyye'nin isimleri;
1- Ebubekr-i Sıddık 2- Selman-ı Farisi 3- Kasım bin Muhammed 4- Cafer-i Sadık 5- Bayezid-i Bistami 6- Ebul Hasan Harkani 7- Ebu Ali Farmedi 8- Yusuf-i Hemedani
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.