Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alain

Penceremi açık bırakmıştım, yaz gecesinin, esmer bedenlerimizin üzerinde akmasını duymak ne güzeldi!
Reklam
Değil mi ki yaşam, bir yerde ölümle -yani yoklukla- sonuçlanıyor, öyleyse nedir bu didinip durma, bu yedim-içtim, aldım-verdim, benim-senin kavgasının anlamı?
Neden üzgünsün, ey gönlüm, Neden içim huzursuz? Tanrı’ya umut bağla, Çünkü O’na yine övgüler sunacağım; O benim kurtarıcım ve Tanrım’dır. Mezmurlar 42:5
Kitabı Mukaddes ŞirketiKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Asıl sorunumuz, Tanrı'nın bazı yaratıklarını kati bir mahvoluşa göndermesi değildir. Hristiyanlık'ta durum daha karmaşık ve daha az belirgindir. Merhametle dolu olan Tanrı, yaratıkların kati bir mahvoluştan kurtulmaları için insan bedeni alıp gelmiş ve onların yerine işkence çekerek ölmüştür. Ama bu mahvoluşu kudretli bir eylemle ortadan kaldırmaya isteksiz görünmektedir. Bir süre önce, bu öğretiyi silebilmek için her bedeli ödemeye razıyım demiştim. Yalan söyledim. Tanrı'nın bu gerçeği ortadan kaldırmak için öde- diği bedelin binde birini ödeyemem. Ama sorun hala ortada duru- yor. Bu kadar merhamet döküldü, ama hala Cehennem var.
Sayfa 99 - HaberciKitabı okudu
Eğer sıkıntılar kurtuluşun gerekli bir unsuruysa, Tanrı dün- yayı kurtulmuş ya da daha fazla kurtarılamaz bir durunda görene dek son bulmayacaklardır. Bu nedenle, hiçbir Hristiyan, ekonomik, siyasal ya da hijyenik bir sistem reformunun yeryüzünde cenneti yaratabileceği vaadine inanmamalıdır. Bu sözler, sivil toplum gö- revlileri üzerinde cesaret kırıcı bir etki yaratabilir, ama pratikte pek de cesaretleri kırılmaz. Tam tersine, sefaletimizi kaldırmak için çok daha fazla mücadele etmek isteyeceklerdir. İnsanları ahlak yasasını çiğnemeye ayartan, ama aslında kül ve tozdan ibaret olduğu görülen vahşi umutlarla daha çok savaşacaklardır. Eğer bireysel yaşama uygulanırsa, yeryüzü cennetiyle ilgili bütün zorlu girişim- lerin saçmalığı anlaşılır. Aç insanlar ve hastalar, yemekten ya da şifadan sonra hayatın iniş ve çıkışlarının yine kendilerini bekle- diğini bildikleri halde yiyecek ve şifa arar. Toplumumuzda ciddi değişikliklerin olup olmaması gerektiğini tartışmıyorum. Amacım sadece okura, belli bir ilacın yaşam iksiriyle karıştırılmaması gerektiğini hatırlatmaktır.
Sayfa 93 - HaberciKitabı okudu
Reklam
Ben şu anda öykünün tarihselli- ğiyle ya da ahlaksallığıyla değil apaçık olan şu soruyla ilgileniyorum: "Eğer Tanrı her şeyi biliyorsa, herhangı bır sınavdan geçirmeden İbrahim'in ne yapacağını da biliyordu. O halde niye bu gereksiz işkenceye başvurdu?" ancak Augustine'in de işaret ettiği gibi İbrahim Tanrı'nın bildiklerını bilmiyordu. Deneyip de görene ka dar itaatının böyle bir buyruğa katlanabileceğini, gerçekten bu seçimi yapıp yapmayacağını bilemezdi. İbrahim'in itaati eylemis kendısıdır. Tanrı'nın İbrahim'ın itaati ile ilgili bilgisi, İbrahim'in dağ başında, o anda gerçekte itaat edeceğıydı "Tanrı'nın böyle bir sınava ihtiyacı yoktur" demek, Tanrı bir şeyı bıldığı ıçın Tanrı tara fından bılınen şeyin varolmasına gerek yok demektır.
Sayfa 82 - HaberciKitabı okudu
Hayatımızda her şey yolunda gittiğinde, düşüncelerimizi Tanrı'ya yöneltmenin ne kadar zor olduğunu hepimiz fark etmişizdir. "Her istediğime sahibim" sözleri, "her" terimi Tanrı'yı içermiyorsa korkunç bir deyiştir. Tanrı'yı bir sekte olarak görürüz. Aziz Augustine'in dediği gibi, "Tanrı bize bir sey vermek ister ama veremez, çünkü ellerimiz doludur ve koyabileceği hiçbir yer yoktur."
6. 'İyilik terimı üzerindeki incelemem bazı okurların pro- testosuna yol açmış olabilır Gıderek artan bır zalimlik çağında yaşamıyor muyuz? Belki de öyledir, ama bence bunun nedeni bütün erdemleri iyiliğe indirgeme çabasıdır. Plato haklı olarak er- demin bir tane olduğunu öğretti. Bütün erdemlere sahip olmadıkça iyı olamazsınız. Korkak, kibırli ve tembel olduğunuz halde henüz kimseye bir kötülük yapmadıysanız, komşunuzun gönenci henüz sızın güvenliğinize, öz onayınıza ve rahatlığınıza dokunmadığı içindir İyi bır duygu olan acıma bile, hayırseverlik ve adaletle dizginlenmedikçe, öfkeye ve zalimliğe götürür Gaddarlıkları kö carükleyen düşmanın gaddarlıklarıdır. Ezilenlere duyulan acıma, ahlak yasasından soyutlandığında, çok doğal bır sürecin sonunda terörün aralıksız vahşetine dönüşür.
Sayfa 53 - HaberciKitabı okudu
Gerçek sorun, yeterli gerekçeler olmaksızın iyiliği kendimize son derece kolayca atfetmemizdir. Kendisini sinirlendiren bir şey olmadıkça, herkes kendini iyiliksever hisseder. Böylece, kişi aslında "iyi yürekli" ol- duğunu ve bir sineği bile incitemeyeceğini iddia ederek tüm diğer könülüklerini hoş gösterir. Oysa başka bir insan için en ufak bir özveride bulunmamıştır. Yalnızca mutluyken iyi olduğumuzu düşü- nürüz. Oysa, aynı gerekçeyle dengeli, erdemli ya da alçakgönüllü olduğumuzu hayal edemeyiz.
Sayfa 44 - HaberciKitabı okudu
Bu da bizi sonraki konumuza, yani İlahi lyiliğe getiriyor. Şu ana kadar bu konuda hiçbir şey söylenmedi. Şöyle bir itiraz var: Madem acı çekme olasılığı evrende baştan beri vardı, o zaman Mutlak İyilik evreni hiç yaratmasaydı. Bu itiraza yanıt verilmedi. Okura bir uyarıda bulunmak isterim; Yaratmanın yaratmamaktan daha iyi ol- duğunu kanıtlamaya çalışmayacağım. Böyle olağanüstü bir soruyu tartacak insan terazisi yoktur. Varoluşun bir haliyle başka bir halini karşılaştırmak mümkündür, ama varolmak ile varolmamayı kıyasl- ama girişimi sadece sözcüklerle son bulur. "Benim için varolmamak daha iyidir." Hangi anlamda "benim için"? Hiç varolmamış olsaydım, varolmamanın yararını nereden bilebilirdim? Bizim amacımız daha kolaydır. Hem dünyanın acı çektiğini, hem de Tanrı'nın iyi olduğunu kabullenmek, bu iyiliği ve bu acıları çelişki olmadan kavramaktır amacımız.
Sayfa 25 - HaberciKitabı okudu
Reklam
Yaratıklarının özgür iradelerini kötüye kullanmalarıyla bozulan dünyayı Tanrı'nın hiç durmadan düzelttiğini hayal edebiliriz. Bu durumda, tahta kiriş bir silah olarak kullanıldığında çimen kadar yumuşak bir maddeye dönüşecektir. Havadaki ses dalgaları haka- retleri ve yalanları engelleyecek şekilde değişecektir. Sonuç olarak, özgür irade boşa
Sayfa 24 - HaberciKitabı okudu
Doğanın değişmez yasaları, duanın gücüyle bir kenara bırakıla- mayacak bir şekilde, insan acılarını hiçe sayarak işlev görür. İlk bakışta, Tanrı'nın iyiliğine ve gücüne karşı görünür bu durum. Şunu bile söyleyebilirim: Her şeye gücü yeten Tanrı bile aynı anda hem Oldu özgür insanlardan oluşan bir toplum hem de bağımsız ve çetin bir doğa yaratamaz.
Sayfa 19 - HaberciKitabı okudu
And as a great realization dawns over you, you hear His voice: "Lo, I am with you always, even unto the end of the world." "Whosoever believeth in me, though he were dead, yet shall he LİVE, and whosoever liveth and believeth in me, shall never die "Because I live, ye shall live also."
1.672 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.