Ana ve baba, o menîyi, yedikleri, içtikleri şeylerden meydana getirmişlerdir. Şu halde insan, menî haline gelmeden evvel kâinatta, dağınık bir haldeydi, her
zerresi, bir varlıktaydı.
Pîr Sultan Abdal’ın birçok nefesi Alevî-Kızılbaş ve Bektaşî âyîn-i cemlerinde okunagelmiştir. “Güzel âşık cevrimizi / Çekemezsin demedim mi”; “Sabahın seherinde cümbüşe geldim / Dağlar yâ Muhammed Ali çağırır” gibi nefesleri Sünnî tekkelerinde de yaygın biçimde okunmuştur. Sadettin Nüzhet derlemesinin sonunda sabâ (güzel âşık), uşşak (aman hey erenler), araban (sabahın seherinde) ve muhayyer (ey benim divane gönlüm) makamındaki dört nefesinin notası yer almaktadır.