Arnhem’deyken tanıdığım dişiler hâlâ hayattaydı, özellikle koloninin Mama adındaki dişi lideri. Bütün koloniyi yöneten bir bonobo dişi lideri gibi değildi ama ben onu bildim bileli dişiler arasında alfa olmuştu. En şaşaalı zamanlarında Mama da erkek iktidar mücadelelerinde etkin bir rol oynardı. Erkeklerden biri için bütün dişilerin desteğini toplar, onu zirveye yerleştirmeyi başarırsa erkek ona borçlu kalırdı. Bu erkek onunla bozuşmasa iyi ederdi çünkü Mama ona cephe alacak olursa kariyeri sona ererdi. Mama, onun onaylamadığı erkeklerin tarafını tutmaya cüret eden dişileri cezalandıracak kadar ileri götürürdü işi. Şempanze erkekleri fiziksel açıdan dişilere üstündür ama bu, dişilerin siyasetten anlamadığı ya da dışında kaldığı anlamına gelmez. Doğadaki topluluklarda dişiler genelde siyasetten uzak durur ama Arnhem’deki adada böyle bir seçenek yoktur. Bunun sonucunda cinsiyetler arasındaki güç uçurumu biraz kapanmıştır. Bütün dişilerin sürekli birlikte olduğu ve etkin olarak birbirlerini destekledikleri bir ortamda, herhangi bir erkeğin dişi iktidar bloğu etrafından dolanması imkânsızdır.
Süryani topluluğunu tanımlayan en önemli özellik din, ikincisi ise dildir. Süryaniler, modern Aramiceyi anadili olarak kullanmasa da, kili- sede kullanılan Süryanice aynı zamanda topluluğu birleştiren bir etken- dir. Süryanilerin birçoğunun, ne klasik Süryanice ne de modern Ara- mice anlamamasına karşın, Süryani alfabesini bilmektedir. İlginçtir ki, "Ortadoğu'daki Hıristiyanlar, Süryani alfabesi kullanarak birçok Arapça kitap yazmıştır."4 Demek ki, dil unutulmuşsa bile, kimlik açısından alfa- besine hâlâ önem verilir. Arapça, Kürtçe veya Türkçe konuşan Süryani- ler,pi šlōmō gibi selamlaşmaları, genel olarak bilip kullanmaktadır
Benim için anahtar beklemek beklemek ve mümkün olduğunca uzun süre beklemektir, sonunda karşı koyamayacağım kadar çekici bir işlem fikri gelene kadar mümkün olduğunca çok işlem fikrini reddetmek ve ardından saldırmaktır.