Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Oyun...bitmedi." "Yeni oyunun,ellerimde ölmemek üzerine olsun, Akın." "Sen dostlarını öldürecek olsaydın, önce Ali'yi öldürürdün." "Sırasını kapmamaya çalış."
Komünist bir şairin döve döve yetiştirdiği bir tıbbiyelinin kırık dökük mısraları kimseye bir şey anlatmıyor, anlatsa da “ahlaksız” bulunuyordu. O güzel yayınevinin kapısından girip Memet Fuat’ın odasını sorduğumda dizlerim titriyordu; Memet Fuat ayağa kalktı, ceketinin önünü ilikleyip elini uzattı. Adam gibi sanat yapmanın, hele bunu Adam Sanat’ta yapmanın onurunu öğrendim. Bir ben mi? Sunay Akın, Akgün Akova, Ali Asker Barut… Ona gönderdiğim şiirleri, tıpkı diğer şair dostlarıma da yaptığı gibi, dosyalardı ve şiirlerinin kenarlarına notlar düşerdi. O, kapı açar, fener verir, yolu gösterir ve arkamızdan el sallardı hep. Onun için dev bir çınar demeyeceğim, bunu başkaları söyleyebilir; onun suratındaki o tebessümü hiç kimsede görmedim. Bulamadım. Hiç değilse onu bir köy mezarlığına uğurlasaydık. Hiç değilse onu karşılayan melekler de ayağa kalkıp önünü iliklese… Hiç değilse yetiştirdiği şairler biraraya gelip onun için Nâzım’dan şiirler okusak, ilk yayımladığı şiirlerimizi dillesek.. hiç değilse bir kez daha “Adam” olsak, “Sanat” olsak: Kendimizi popüler kimliklerimizden sıyırarak. (rimbaud’ya akıl notları - küçük İSKENDER - sayfa 61,62,63,64,65)
Sayfa 61 - SEL YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Eğer ilim ümit ile olsaydı, dünyadaki bütün insanlar âlim olurdu.” Hz. Ali
Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Kadim Türklerin Topraklarında Gökbörü’nün İzinde
Sayfa 193Kitabı okudu
Eksikli sözün büyüsü
Zaman, 1960'ları yarılamış, 70'lere akıyor. Şiir, Karaca­ oğlan'dan Nazım'a dönüyor. 68 kuşağı sınıflardan sokaklara, sokaklardan evlere büyüyor. Masallar, halk hikayeleri Orhan Kemal'le, Yaşar Kemal'le, Sabahattin Ali'yle katı gerçeğimize yeni bir dil oluyor. Külebi, Attila İlhan'la; Dıranas, Ceyhun Ahıf'la başka değerler ediniyor. Orhan-Melih-Oktay, sıra­ danı şaşkınlığa çeviriyor. II. Yeni henüz defterimize düşme­ miş. Gökyüzü, Neşet (Ertaş), Mahzuni (Şerif), İhsani dolu. Devrim düşüncesi seslerimizi tutmuş. Ruhi Su hem bildik hem yeni. Abbas Sayar küçücük kentimizin efsanesi. Ken­ timizde kitapçılar var. Freud'un Cinsiyet ve Psikanaliz'ini, Albert Camus'nün Başkaldıran İnsan'ını, Engels'in Bilimsel ve Ütopik Sosyalizm'ini, daha nice kitabı o yıllarda Yozgat'ta buluyoruz. İki kadın şair biliyoruz: Taşra Kızının Delicele­ ri ile Türkan İldeniz (kitabın ismi hala nasıl çekici); Kırmızı Karanfil'le allak-bullak olduğumuz Gülten Akın. Şu dizeler şiiri birden ev içine çeviriyor: "Gülten'i Yozgatlı demesinler bun­ dan böyle/ Nerde ölürsem oralı olayım/ Doğularda, yolsuz dağların/ Soğuk suların başında öleyim" Kalıveriyoruz. Her sözcük, her dize bir daha bizim oluyor
İyi ki geçtin bu dünyadan
Dünyada bana en yakışmayan bir şey muhakkak ki ihtiyarlık. İçimi dehşet korku aldı. Ve ben korktukça günler daha süre geçiyor gibi geliyor bana. Ben daha şimdiden kendimi böyle otuzun eşiğinde hissediyorum. Bilmem ihtiyar bir Sabahattin Ali tasavvur etmek size yabancı geliyor mu? Ben gebersem kırk yaşında bir Sabahattin Ali’yi gözümün önüne getiremiyorum.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Ben dünyaya kitap okumak, aklına esince yazı yazmak, akıllı arkadaşlarla fikir ve lakırdı maçı yapmak için gelmişim.
Sayfa 145Kitabı okudu
Bu dünyada bana “ne istiyorsun?”diye sorsalar hiç düşünmeden vereceğim cevap şudur: “Anlaşılmak istiyorum!”
Sayfa 134Kitabı okudu
Nazım’la (Hikmet)arasıra mektuplasıyorum. Ayağı fena imiş. “ Bursa meselesinden dört sene yersem cezam beş buçuk sene olacak, yatarım ama bizim bacak efendi yatabilecek mi bilmem? diyor ve sonra” Hapishaneye iki ayaklı girdim tek ayaklı çıkarım. Topallık kötü şey, fakat kafanın ve yüreğin topallığı daha kötüdür. Kafa ile yürek sağlam ben de…” diye ilave ediyor.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
Bugünlerde Jack London’ın Demir Ökçe ismindeki kitabını tercümeye başladım. Fransızcasını al oku. Çok güzeldir. Belki çıkıncaya kadar bitiririm. Bugünlerde “ tılsım” isminde romantik bir de hikaye yazacağım. İki seneden beri bu hikayeyi yazmaya niyetlenir ve sonra bırakırım. Son günlerde şiirde yazamıyorum
Sayfa 118Kitabı okudu
Ben zaten nedense yazılarımda doğrudan doğruya veya bilvasıta hep kendimden bahsediyorum. Galiba kendimi çok beğendiğimden.
Sayfa 116Kitabı okudu
Bu adamlar dünyada ekseriyettedirler, ve senin yaptığın işlerin, sanatın falan filan, bunlar indinde mesela oltayla balık tutmak kadar ehemmiyeti yoktur ve senin bütün malumatını, bütün zekanı bir altıpatlar tabancaya değişirler. Ama tuhaf şey ha…
Sayfa 101Kitabı okudu
Bu satırları yazarken Konya, mektep, talebeler gözümün önüne geldi. Tekrar orada onların arasında bulunmak için ömrümün yirmi senesini vermeye razıyım. İlkbaharda mektep gezmeleri yapardık. Birkaç kamyon hepimizi alarak meram bağlarına götürürdü.
591 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.