-Sen benim en iyi arkadaşımsın Cevriye. Dert ortağımsın sen. Ben sana çok alıştım. Anlıyor musun?
Gözlerine bakıyordu.
-Buradaki hayatımı bana kolaylaştıran biraz da sen oldun..
Bir rüyadan uyandım. Gecenin kör karanlığında oturuyorum. Rüyam mı daha karanlık, yoksa gece mi, bilmiyorum. Gecenin en kuytusuna bile yüzün gizlenmiş sanki. Rüyadaki senden kaçabildim ama yanımı çoktan sarıp sarmaladığını hesaba katamadım. Yine odanın ışığı yanıyor ve ben bahçeme senden yansıyan kadarıyla yetiniyorum. Yoksun ama bir yandan varsın da. Bahçedeki o ışıkta varsın. Karanlıkta varsın. Sessizlikte varsın. Hiç olmadığın kadar varsın.
Ben seni ol diye umut etmiyorum. Sadece dayanmaya çalışıyorum. Sevmekten zor olmamalıydı alışmak. Varlığını bilmeden yokluğunla tanışmak..
Olmayacağını bile bile, uzağında tutmaya çalıştığım bedenimden ruhuma sinen ruhunu söküp atamıyorum.
Doru Demir, içime tuttuğun o yerden seni koparamıyorum!
Seni sevmeyi ben istemedim ama aşkını olduğu gibi acısını da yalnız ben sahipleniyorum.