Kanunların çokluğu ve kanun yapılmasının giriftliği, bir toplumda “çürümüş bir şeylerin olduğunu” gösteren güçlü bir emaredir ve artık kanun çıkarmaya son verilerek insan yetiştirmeye başlanması gerektiğine işaret eder. Toplumdaki bozukluk belli bir raddeyi geçtiğinde kanunlar kifayetsiz kalır. Adalet ya müfsit infaz memurlarının eline geçer ya da bozuk toplum tarafından açık ya da gizli şekilde “kitabına uydurma gereci” haline dönüşür.