Arap harflerinin kaldırılmasıyla Türkiye için, yazıda korunan geçmişin bütün nimeti kaybolmuş oldu. Birçok diğer "paralel" reformlarla beraber, yeni Türk nesli kendini manevi dayanaktan yoksun ve adeta bir çeşit manevi boşluk (vakum) içinde buldu. Türkiye kendi "hafızasını", geçmişini kaybetti. Bu durum kime gerekli idi?
“Saraybosna’da şehrin eski kısmında toplam 200 m. bir mesafe içinde Gazi Hüsrev Paşa Camii, eski Ortodoks Klisesi , Katolik Katedrali ve Yahudi Sinagogu bulunmaktadır. Bu kültürümüzdür, bu biziz.”-Aliya İZZETBEGOVİÇ, Tuzla 1994-
İnşa edebilmek için bir yıkımın olması gerekir. Sadece öfke yıkabilir, sevgi yıkamaz. Öfkenin hayatın zorunlu ve faydalı bir parçası olmasının sebebi budur.
"Ben bir Müslümanım ve öyle kalacağım. Kendimi dünyadaki İslam davasının bir neferi olarak telakki ediyorum ve son gününe kadarda böyle hissedeceğim. Çünkü İslam benim için güzel ve asil olan her şeyin diğer adı; dünyadaki Müslüman halklar için daha iyi bir gelecek vââdinin ya da umudunun, onlar için onurlu ve özgür bir hayatın, kısacası benim inancıma göre uğrunda yaşamaya değer her şeyin adıdır."