Aliya, insanın evrensel sorunları üzerine düşünen Müslüman bir mütefekkir, baskılara boyun eğmeyen bir özgürlük savaşçısı, halkının bağımsızlık savaşına öncülük eden bir lider, askeri ve diplomatik alandaki başarılarıyla devlet kurmuş bir önderdir.  Elinizdeki kitap, Aliya'nın çok farklı ortamlarda yaptığı konuşmalardan oluşuyor. Konuşmalar bir lider ve düşünür olarak Aliya'nın anlaşılmasına önemli bir katkı yapmakla kalmıyor, yirminci yüzyılın sonunda yaşanan insanlık trajedisinin ve bunun sorumlusu olan bir 'dünya sistemi'nin doğru okunmasına da hizmet ediyor.  Kitabı okurken bir düşünür, bir lider ve daha da önemlisi bir insan olarak Aliya'ya dokunduğunuzu hissedeceksiniz. (Arka Kapak)
260 sayfa
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 saatte okudu
Selamun Aleyküm.. Her öğrenci arkadaşım ve kardeşim bilir ki üniversite yılları sınav notları kafamıza dayanmış bir silahmışcasına bir tehditle ders kitaplarını okumaya zorlandığımız çünkü o kitaptan sınav olacağımız gerçeğiyle zoraki okumalar yapmaya mecbur edildiğimiz dönemlerdir. İşte bu kitap; o dönemlerde edindiğim ve o hengâmenin içinde parça parça okumalarla bitirmeye ve verim almaya çalıştığım kitaplardandır. Kitaplığımdaki kitapları bitirmeden yeni kitaplar edinmeyi, sofradaki yemeği bitirmeden yeni yemekler sipariş vermek gibi gereksiz ve israf addettigimden, bir " bitirme seferberliği " başlatıp son elli sayfasını okumadan bıraktığımı farkedip, tahmini 7 yıl sonra okumasını tamamlamanın nasip olduğu bir kitap. Girizgâhı uzattık affola.. İslam ahlâkı ve duruşunun günümüz siyasi arenasında nasıl ve ne şekilde olması gerektiğini en kritik zamanlarda ve Rabbimin en çetin imtihanlarına ( bir katliam yaşamış olmak ) karşı vermiş olduğu tahammül ve vakur duruşu her kelime, her cümle ve her satırında hissedeceğiniz konuşmalardan oluşan bir eser.. Allah bu ayakları İslam zeminine sağlam basan, ardında milleti ile bir cihad destanı yazan bu yiğit mücahide rahmet eylesin.. Hayrlı istifadeli okumalar inşâAllah..
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
Konuşmalar, Bilge Kral Aliya’nın 1993-1994 yıllarında, yani Bosna Savaşı’nın en sıcak dönemlerinde çeşitli gazetelere verdiği röportajlar, çeşitli ortamlarda yaptığı konuşmaların olduğu bir kitap. O dönemin şartlarını anlamak, hafıza tazelemek için ideal. Ayrıca Aliya’nın sıradan bir lider olmayıp gerçek ve kaliteli bir entelektüel olduğunu beyanatlarından, davranışlarından, bilgi yüklü cümlelerinden rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Bosna’yı seven, meseleye ilgi duyan herkese tavsiye ederim.
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitap içerisinde Aliya'nın farklı ortamlarda yapmış olduğu 36 adet konuşma metni bulunuyor. Bunların otuzundan fazlası 1994 yılına, birkaçı da 1993 ve 2001 yıllarına ait. Aliya'nın seminerler ve konferanslarda, lideri olduğu siyasi partinin kongre ve toplantılarında, parlamentoda, televizyon ve radyo programlarında, gazetecilerle yaptığı röportajlarda yapmış olduğu konuşmalar; gerek savaşan Boşnak halkına yol göstermek, moral vermek, direncini artırmak adına; gerek Boşnakların mücadelesinin uluslararası platformlarda dile getirilmesi, savunulması, destek aranması adına oldukça önemli bir yere sahip. Bu konuşmalardan, Boşnakların sabrı, mücadelesi, inatçılığı, yalnızlığı, çaresizlik içinde katledilişi; Aliya'nın topluma önderliği, fikirleri, entelektüel yapısı; Sırpların milliyetçiliği, hırsı, zalimliği; dünyadaki uluslararası örgütlerin ve büyük devletlerin Boşnakların katledilişine duyarsızlığı, ilgisizliği, körlüğü gibi konularla ilgili birçok bilgiye ve fikre sahip olunabilir. Bosna ve Aliya'yı tanımak, anlamak açısından önemli bir eser. Aliya'nın bir diğer eseri olan "Tarihe Tanıklığım" kitabının, bu konuda daha kapsamlı, ayrıntılı olduğunu ve öncelikli olarak o eserin okunmasının daha faydalı olacağını düşünüyorum. İyi okumalar...
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
"Allah özgürlük için çalışan ve savaşan insanların yardımcısı olsun." Bosna demek İslam demektir, Bosna Osmanlı'dır, Bosna direniştir, özgürlüktür, mücadele ve inançtır.
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
Aliya İzzetbegoviçin ağzından Bosna Savaşını dinlemek istiyorsanız okunalısınız.. Herşey bütün çıplaklığıyla anlatılıyor.. Birinci ağızdan duymak tam manasıyla hissettiriyor..
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 günde okudu
Kitap Aliya İzzetbegoviç'le yapılan röportajlar ve onun yaptığı konuşmaların derlenmesinden oluşmuş. Aliyanın fesefesini anlamak için güzel bir kitap. Aliya tarihin kendine biçtiği misyonda; olmayla bilmeyi birleştirebilmiş bir insan. Bir devlet adamı , bir komutan , bir lider , bir hukukçu , bir düşünce insanı, bir dava adamı, bir Bilge kral... Verdiği demeçler karaktetini yansıtır nitelikte. İslamı gerçek anlamda anlamış ve uygulamaya koymuş bir şahşiyet. Batı kültürünü ve doğu geleneğini kendinde harmanlayan bir entellektüel
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Mezarlık yetmediği için park ve bahçeleri dahi mezarlık yapmış fakat inandığı değerlerden vazgeçmemiş kutlu Bosna halkının eşsiz lideri Aliya'nın yaptığı konuşmalar,röportajlar ve yazdığı mektuplardan oluşan tarihi vesika niteliğindeki harika eser. Aliya bir konuşmasında kendi vatanına saldıran insanların kurtuluşun sadece barışta olduğunu hatırlatıyor. Aliya bir mektubunda kuruluş amacı soykırımları ve savaşları engellemek olan uluslararası kuruluşları ikna etmeye çalışıyor. Aliya bir röportajında Papa'dan neler beklediğini söylüyor. Allah mekanını cennet etsin kutlu lider...
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
10/10 puan verdi
Aliya İzzetbegoviç'in, "Konuşmalar" adlı kitabını okuyorum. Okuduğum kitapları pek burada yazmıyorum, ama bundan sonra önemli gördüğüm kitapları burada paylaşacağım, güzelliklerin
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Kitap aliyanın yapılan ropörtajları ve konuşmaların derlemesinden oluşur Aliyanın felsefesini anlamak için güzel kitaptı. Aliya tarihin kendine biçtiği misyonda olmayla bilmeyi birleştirebilmiş bir insan İslamı gerçek anlamda anlamış ve uygulamaya koymuş bir şahsiyet Batı kültürünü ve Doğu geleneğini kendinde harmanlayan bir kişi
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma
260 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Aliya İzzetbegoviç'in Bosna Savaşı sırasında yapmış olduğu konuşmaların derlendiği bir kitap. Bosna meselesi hakkında fikir edinmek isteyeceklerin ilk başvurabileceği kaynaklardan bir tanesi. Kitabı çok beğendim. Bosna halkının içinde bulunduğu durumu, tek başına bırakılışı, yaşanan adaletsizlikleri Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç'in bizzat kendinden duymak oldukça çarpıcı. Neresinden bakarsanız bakın 20. yy. da yaşandığına kanaat getiremeyeceğiniz bir canilik. Birçok katliam ve acının yaşandığı, dünyanın sessiz kalarak sadece seyrettiği bir soykırım girişimi. Ve onca insafsızlığa ve haksızlığa direnen Bosna halkının özgürlük mücadelesi. Tarih bu yaşananları asla unutmayacaktır.
Konuşmalar
KonuşmalarAliya İzzetbegoviç · Klasik Yayınları · 2010378 okunma

Yazar Hakkında

Aliya İzzetbegoviç
Aliya İzzetbegoviçYazar · 17 kitap
Alija İzetbegović (Boşnakça söyleyişi: [alija izɛtbɛɡɔʋitɕ]; d. 8 Ağustos 1925 - ö. 19 Ekim 2003), Boşnak devlet adamı ve bağımsız Bosna-Hersek'in ilk cumhurbaşkanı. Doğumu ve Yetişmesi Alija İzetbegović, 1925'te bugün Bosna-Hersek'in kuzeybatısında bulunan Bosanski Samac kasabasında Dünya'ya geldi. Ailesi İslâmi duyarlılığa sahip bir aileydi. Ancak İzetbegović, İslam karşıtı ve Müslümanları Avrupa'ya dışarıdan girmiş kimseler olarak gören bir çevrede yetişti. Saraybosna'da bir Alman lisesinde eğitim gördü. Bilime önem veren ve disiplinle çalışan bir öğrenci olarak tanındı. Lise çağında üstün kabiliyetleriyle ve İslami konulara ilgisiyle öne çıktı. O dönemde bazı arkadaşlarıyla birlikte dini konuları tartışmak amacıyla Mladi Muslimani (Müslüman Gençler Kulübü) adını verdikleri bir kulüp kurdu. Bu kulübü kurduğunda henüz 16 yaşındaydı, fakat oldukça etkin ve üretken bir düşünce kabiliyetine sahip olduğu gözleniyordu. Bu yüzden kurduğu kulüp bir düşünce kulübü olmaktan çıkarak aktivite kulübüne dönüştü. Dolayısıyla birtakım eğitim ve hayır faaliyetlerine öncülük etmeye başladı. Ayrıca genç kızlar için de ayrı bir birim oluşturdu. İkinci Dünya Savaşı esnasında da ihtiyaç sahiplerine yardım etti. II. Dünya Savaşı Yılları İzetbegović'in kurduğu Müslüman Gençler Kulübü oldukça önemli faaliyetler gerçekleştirdi. İkinci Dünya Harbi esnasındaki faaliyetleriyle de herkesin dikkatini çeken gözde bir oluşum hâline geldi. Ancak bu savaş esnasında tüm Yugoslavya, Almanların işgaline uğramıştı. Bu savaş esnasında Sırp Çetnikler Alman askerlerinin de desteğinden yararlanarak Bosna'da 100.000 Müslüman'ı öldürdüler. Komünist Rejim 13 Ocak 1946'da Yugoslavya yeniden bağımsızlığına kavuştu. Ancak bu bağımsızlık hareketinde Komünist Parti yanlıları önemli bir rol üstlendiklerinden bağımsızlık sonrasında da ülkede yönetimi ele geçirdiler. Ülkenin resmi statüsünü de federal cumhuriyetler birliği olarak belirlediler. Buna göre Yugoslavya altı federal cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşacak, cumhuriyetlerden biri de Bosna-Hersek Cumhuriyeti olacaktı. Komünist rejimin ülke yönetimini ele geçirmesiyle birlikte dinlere özellikle de İslam'a karşı bir savaş başladı. İzetbegović, İslami faaliyetleriyle tanındığından ve ateizme karşı olduğundan komünist baskının en önemli hedeflerinden biriydi. Bu sebeple 1949'da İslamcılık suçlamasıyla hapse girerek beş yıl hapis cezası çekti. İzetbegović'in sıkıntıları 1953'te iktidara gelen Tito zamanında daha da arttı. Fakat o bütün baskılara rağmen İslami konularda kafa yormaya, fikirler üretmeye, etrafını aydınlatmaya devam ediyordu. Bu arada sistemin Müslümanların meseleleriyle ilgilenmesi üzere görevlendirdiği Hasan Duzu ile ilişki kurarak onunla irtibat halinde çalışmalar yürütmeye başladı. Tito'nun 1974'te yeni bir anayasa hazırlamasından sonra yönetim Müslümanlar üzerindeki baskıyı kısmen hafifleterek bazı geleneksel İslami kurumların yeniden işlev kazanmasına imkân sağladı. Bu yumuşama üzerine bazı camiler ve medreseler yeniden açıldı. Küçük çapta da olsa bir yumuşamayla bazı dini kurumların yeniden hayata geçirilmesi Müslümanlar arasında hızlı bir İslami uzlaşıya zemin hazırladı. İzetbegović'in İslami Manifestosu 1980'de Tito ölünce federasyon cumhurbaşkanlığı konusunda bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Bunun üzerine altı federal eyaletin her birinin cumhurbaşkanının sırayla bir yıl federasyon cumhurbaşkanlığı yapması üzere anlaşma sağlandı. Bu gelişmeyle birlikte ülkede kısmen bir demokratikleşme sürecine girilmiş oldu. Çünkü federal eyaletlerde yönetime geçmek isteyenler siyasal partiler vasıtasıyla faaliyetler yürütebiliyorlardı. Buna bağlı olarak hürriyetlerde de bir genişleme oldu. İzetbegović'in oğlu bu ortamdan yararlanarak babasının makalelerini bir kitapta toparlayıp, 1983'te "İslami Manifesto" adıyla yayınladı. İzetbegović'in daha önce 1970'te de bu adla bir kitabı yayınlanmıştı. 1983'te söz konusu kitabın yayınlanması epey bir yankı uyandırdı. Hâkim sistem bu gelişmeye tahammül edemeyerek İzetbegović'i Avrupa'nın ortasında radikal İslami bir cumhuriyet kurmak için çalışmakla suçladı ve tutuklattı. İzetbegović, mahkeme önüne çıkarılıp 'hakim sistemi değiştirmek ve Bosna-Hersek'i İslami devlete dönüştürmek için çalışmak'la itham edildi ve yargılamadan sonra 14 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Fakat bu mahkumiyet onun kitabının bütün Bosna'da duyulmasını ve tesirini göstermesini sağladı. Müslümanlar muhtelif yollarla onun söz konusu kitabını temin etmeye çalışıyorlardı. Kitabın yazarının bu kitaptan dolayı hapiste olması okuyanların ruhlarındaki tesirinin daha da artmasına sebep oluyordu. Hapis Yılları Yargıtay kararıyla daha sonra mahkûmiyet süresi 11 yıla indirildi. 1988'de çıkarılan bir afla da serbest bırakıldı. Beş yıllık hapis süresi (1983-1988) İzetbegović'in hayatında önemli etkiler yaptı. Hapiste düşünmeye, fikir üretmeye, daha önce üretilmiş fikirlerden istifade etmeye çokça fırsat buldu. Bunun yanı sıra önemli bir fikri eserinden dolayı hapse atılması olması, onun fikirlerinin çevrede daha çok yankı uyandırmasına sebep oldu. Ayrıca onun hapiste olduğu dönemde yıllarını verdiği "Doğu ve Batı Arasında İslam" adlı meşhur kitabı yayınlandı. Bu kitabını bir arkadaşı neşretti ve çok kısa zamanda geniş bir kitleye ulaşarak büyük yankı uyandırdı. İzetbegović, bu kitabıyla İslam'ı sade ve öz bir şekliyle yetişen nesillere kazandırmayı hedefliyordu. Siyasi Mücadele Alija İzetbegović'in 1997 yılındaki Amerika Birleşik Devletleri ziyareti İzetbegović, hapisten çıktığında Dünya'da komünist rejimler çöküş dönemine girmişti. Yugoslavya'da da eski federatif yapının korunması konusunda çok fazla bir duyarlılık kalmamıştı. Bunun yerine bağımsızlık yanlısı fikirler etkisini göstermeye başlamıştı. Ayrıca eyaletlerde yönetime geçme konusunda etkin siyasi yarışlar başlamıştı. Alija İzetbegović de Bosna-Hersek Özerk Cumhuriyeti'nde Demokratik Eylem Partisi (SDA) adı verilen bir siyasi parti kurdu. Bu parti Bosna-Hersek'te 5 Aralık 1990'da gerçekleştirilen genel seçimleri kazanarak lideri Alija İzetbegović cumhurbaşkanı oldu. Bu seçim SDA'nın girdiği ilk seçim olmasına rağmen büyük bir başarı elde etti ve cumhurbaşkanlığını kazanmasının yanı sıra parlamentoda da 86 sandalye elde etti. Bağımsızlık Dönemi 1990'lı yıllara girildiğinde Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti içinde bir bağımsızlık hareketi baş gösterdi. Özerk cumhuriyetler birbiri ardından bağımsızlıklarını ilan ediyor ya da bu yönde niyetlerini ortaya koyuyorlardı. Bosna-Hersek de 1 Mart 1992'de gerçekleştirdiği referandum sonrasında bağımsızlığını ilan etti. Çünkü yapılan referandumda halkın % 62,8'i bağımsızlığı tercih etmişti. Ancak Sırplar hemen arkasından Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş açarak yeni bir katliam hareketi başlattılar. Hırvatistan ve Slovenya'nın bağımsızlık mücadelesine destek olan Avrupa ülkeleri ve ABD ise Bosna-Hersek'i Sırp saldırıları karşısında yalnız bıraktılar. Bosna-Hersek Müslümanlarını en çok sıkıntıya sokan da, Avrupa'nın üçüncü büyük ordusu Yugoslavya Federal Ordusu'nun Sırp çetnikleriyle birlikte hareket etmesi, onlara destek vermesiydi. Müslümanlarsa herhangi bir askeri destekten yoksun ve silah yönünden çok zayıftılar. Sonuçta Sırplar Bosna-Hersek'in önemli şehirlerini işgal ettiler. Bu işgal hareketi bir milyona yakın Müslüman'ı göçe zorladı. Sırplar işgal ettikleri yerlerde hem katliam hem de yıkım gerçekleştiriyorlardı. Özellikle camileri ve İslami izler taşıyan tarihi eserleri yıkmaya özen gösteriyorlardı. Bosna-Hersek meselesinin çözümü için değişik tarihlerde gerçekleştirilen görüşmeler ve arabuluculuk çalışmaları da bir sonuç vermedi. 1994'ün sonuna gelindiğinde Bosna-Hersek'teki iç savaşın aldığı can sayısı 250.000'i, göçe zorladığı insan sayısı ise 1 milyonu aşmıştı. Bosna-Hersek Cumhuriyeti cumhurbaşkanı Alija İzetbegović çok büyük askeri güce ve imkana sahip olan Sırplarla, her türlü askeri imkandan yoksun ve hiçbir dış desteğe sahip olmayan Bosna-Hersek halkını karşı karşıya getirmemek için önce oldukça temkinli bir politika izledi. Dayton Anlaşması Bosna-Hersek Müslümanlarının direnişlerine Müslüman halklar grubu sahip çıktı. İslam dünyasının muhtelif bölgelerinden gençler direnişçiler soykırıma dur demek için bu ülkeye gitti. Direniş ve savaş aynı zamanda Bosna-Hersek Müslümanları arasında İslami bilinçlenmenin artmasını da sağladı. Ancak ülke yönetimleri Bosna-Hersek Müslümanlarını büyük ölçüde yalnız bıraktılar. Buna ek olarak Avrupa ve ABD, ezilen ve katliamlara maruz kalan Bosna-Hersek halkına hiçbir şekilde destek çıkmadı. Katliamın son raddesine vardığı sırada da Sırpların isteklerini kabul etmeleri için Müslümanlara baskı yaptılar. İşte bu siyasi baskılar ve eşit olmayan savaş şartları karşısında İzetbegović, önüne konulan anlaşmayı kabul etmiştir. Çünkü savaşın devam etmesi Bosna Müslümanlarının tam bir soykırımla karşı karşıya gelmeleri gibi sonucun doğmasına sebep olabileceğini düşünüyordu. Neticede 1995'te ABD tarafından dayatılan Dayton Anlaşması'nın imzalanmasıyla savaş sona erdi. Anlaşma Bosna-Hersek topraklarının % 51'ini Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, % 49'unu da Bosna-Hersek Sırplarına (veya bu ülkeye yerleşmiş Sırplara) veriyordu. Yönetimin de bu üç halk arasında paylaşılmasını şart koşuyordu. Anlaşmayla Amerika Birleşik Devletleri, aynı zamanda Müslümanlara ellerindeki silahları imha etmelerini ve ABD patentli silahları, yedek parçasız bir şekilde satın almalarını şart koştu. Bosna-Hersek Savaşı, ABD ve Avrupa'nın haçlı kimliğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bunu bizzat Avrupalı tarihçiler ve yorumcular da itiraf etmiş ve bu savaşta Batılıların 19. yüzyıldaki sömürgeci kimliklerine geri döndüklerine dikkat çekmişlerdir.
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.