Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İSMAİL

İSMAİL
@alizade721
[ب ح ص س] الخير فيما اختاره الله لنا .! خُذْ مَا صَفَا دَعْ مَا كَدَرْ! Evli YÂ MÂLİK-EL MÛLK
Reklam
176 syf.
9/10 puan verdi
çok etkileyici bir eser mutlaka okumanızı tavsiye ederim
Tarih, ibret alınmak için hem yazılır, hem de okunur. Yani sırf eğlence olsun için bir tarih kitabı alınıp okunmaz... Tarih ne bir roman, ne de bir hikâyedir. Tarih, insanoğlunun, zaman için- de, tatlı, fakat çoğu kez de acı olan bir serüveninden ibarettir. O insanoğlu bazen bir Peygamber, bazen bir ümmettir; bazen bir "Elendi", bazen bir koledir; bazen bir kral, bazen kralın emrinde bir askerdir; bazen zengin, bazen fakirdir; bazen zalim, bazen mazlumdur; bazen katil, bazen maktuldür; bazen gazi, bazen şe- hittir, bazen mümin, bazen kâfirdir... Fakat ne olursa olsun, bu- tin insanların değişmeyen ortak bir yanı vardır ki, o da ölümdür... İşte o ölümle başlıyor insanın gerçek tarihi ve bu gerçek tarihe akıştır akıbetimiz... Ölümle ortaya çıkar kimin gerçekten insan olduğu ve kimin insan gibi göründüğü... Sözlerimi intihada dizilen şu ağıtla bitiyorum Endülüs'e öyle bir felâket çöktü ki, yok bir eşi. Dehşetinden Medine'de Uhud, Necid'deki Şehlan dağları yerinden oynadı, Bir deprem ki, yer yarıldı arz boyu. Ah! Yarımadada İslâm'a göz değdi, yağdı belâ yağmur gibi. Şimdi o canım Endülüs şehirlerinde, İslâm'ın ne nami var ne nişanı; Sanki hiç olmamıştı, sanki baştanberi yoktu.
Ah Endülüs
Ah Endülüsİhsan Süreyya Sırma · Beyan · 2012316 okunma
176 syf.
9/10 puan verdi
Ah Endülüs
Ah Endülüsİhsan Süreyya Sırma
9/10 · 316 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İSMAİL tekrar paylaştı.
İspanya da İslâma ve İslami mabedlere soykırım uygulandı...
Bugünkü Sevilla kiliselerinin çoğu eski camiler, çan kuleleri de eski minarelerden oluşmaktadır.
KURTUBA HALÂ İSLAM KOKUYOR;(
Vadiu'l-Kebir, ya da Ispanyol işgalinden sonraki adıyla Qua- dalquivir nehri üzerine kurulmuş olan ve yüzyıllar boyu yapılan onca tahribata rağmen, hâlâ Islâm'ın bütün alametlerini üzerinde taşıyan Kurtuba şehri, Mescidu'l-Kebir veya bizim Anadolu'nun tabiriyle Ulu Camisiyle, hâlâ Kur'an kokuyor...
Sayfa 128 - Beyan
Reklam
Kurtuba-sevilla toprakları
Işpilye/Sevilla'dan Kurtuba'ya doğru kilometreleri katederken, mübalağasız söylüyorum; sanki Güney Doğu Anadolu böl- gesinin Gaziantep-Kahramanmaraş bozkırlarını, ya da Tunus ile Cezayir arasındaki zeytinlikleri geçiyorum intibaına kapıldım. Arazi aynı, mimari aynı, toprağın kokusu da aynıydı sanki...
Sayfa 128 - Beyan
Saltanat rejimi
Zaten saltanat belası Müslümanların arasına sokulduğu günden beri durum böyle değil midir? Sultanların bazılarının adil oluşları da neticeyi değiştirmiyor. Çünkü saltanat heveslilerinin gözü daima iktidar koltuğunda oluyor. Birinin sultan olması, onun mutlaka zâlim olmasını gerektirmiyordu tabi. "Sultanların tamamı zâlimdir" diye bir kural da yoktur. Ancak problem, adil sultanın ölümünden sonra ortaya çıkıyor. Nitekim adil sultandan sonra gelen, ya da gelecek olan veliahd, babası kadar iktidara layık olamayabiliyor. İşte böyle du- rumlarda layık olmayan veliahdın yerine, layık olan herhangi bir Müslüman sultan yapılamadığı için "saltanat kötü rejimdir" diyoruz.
Sayfa 47 - Beyan(açıkçası saltanat konusunda yazarın görüşüne tamamen katılmıyorum}
ENDÜLÜS ÜN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHİ!
Genellikle Endülüs'ün Emeviler zamanında, Tarık b. Ziyad tarafından fethedildiği söyleniyorsa da bu yanlış bir kanaat olup, tarihi verilere de ters düşmektedir. Nitekim Müslüman askerler ilk defa üçüncü halife Hz. Osman zamanında Endülüs'e çıkmış ve ülkenin güney kıyılarını fethetmişlerdir. Gerçekten de Hz. Osman'ın emri üzerine Abdullah b. Nafi ve arkadaşları Hicri 27. senede Endülüs'ün kıyılarına çıkmışlardır. Hatta Hz. Osman on- lara bu konuda gönderdiği mektupta şöyle demekteydi: - Konstantiniyye (Istanbul) deniz tarafından fethedilecektir. Eğer siz Endülüs'ü fethedebilirseniz, ahir zamanda Konstantiniyye'yi fethedeceklerin ecrine ortak olursunuz!6 Bunun üzerine onlar da hareket ettiler ve Endülüs'ü fethetti- ler. Bunlardan bir kısmı fetihten sonra Afrika'ya geri döndü, geri kalanı da daha sonra Emevtler zamanında yapılan büyük fethe kadar buradaki varlıklarını sürdürdüler
Sayfa 13 - Beyan
Amin Maalouf diyor ki;
Hiç bir din musamahasızlıktan art değildir. Fakat birbirine "hasım" olan bu iki dinin (Islam ve Hiristiyanlık) bir bilançosunu yapacak olursak İslâm, hiç de kötü görünmüyor. Şayet benim atalarım, Müslüman orduları tarafından fethedilmiş bir ülkede yaşayan Hıristiyanlar olma yerine, Hıristiyan ordular tarafından fethedilmiş bir ülkede yaşayan Müslümanlar olsalardı, zannetmiyorum ki on dört asırdan beri inançlarını koruyarak şehir ve köylerinde yaşamlarını sürdürebilmiş olsunlar. Sahi, İspanya Müslümanlarına ne oldu? Ya Sicilya Müslümanları? Bir tek kişi kalmayıncaya dek kayboldular, soykırıma tabi tutuldular, sürgüne ya da vaftiz olmaya zorlandılar.
Sayfa 9 - Beyan
105 syf.
·
Puan vermedi
Dininizi Öğreniniz
Dininizi ÖğreninizNecip Fazıl Kısakürek
9.3/10 · 199 okunma
Reklam
Hadis-i Kudsî
Nice kandilleri rüzgâr söndürdü. Nice âbidleri kendi kendilerini beğenmek ifsad etti. Nice zenginleri zenginlik, nice fakirleri, fakirlik çürüttü. Nice sıhhatlileri afiyet, nice alimleri ilim mahvetti. İzzet ve celalim hakkı için bilin ki: Bana rükû eden ihtiyarlar, benden haşyet duyan gençler, süt emen çocuk- lar, otlayan hayvanlar olmasaydı, onların tepelerindeki gökleri demirle kaplamış hale getirir, ayaklarındaki toprağı küle çevirirdim. Semadan bir damla bile yağmur vermez ve yerden tek tanelik gıda bitirmezdim; ve size bol bol belâ indirirdim.
Sayfa 107 - Büyük Doğu yayınları
104
- İnsanoğlu! Zamanını boş yere geçirip tövbe ve istiğfar ile bana dönmüyorsun! Nefsine uyuyor ve dünyada bir saat bile kalacağına dair elinde bir senedin olmadığı halde, ilerde hayırlı işler yaparım diye hayatını heba ediyorsun! Ahiret senin için hayırlı ve mübarek iken ona rağbet ve iltifat göstermiyor ve Hak rızasına bağlı işleri terkediyorsun! Âbid ve zahidler gibi söz söylüyor, münafıkların işini işliyorsun! Sana ne versem kanaat etmiyor, seni bir belâya uğratsam sabredemiyorsun! Hayırlı ve güzel amellerle başkalarına yol gösterip emrediyor, fakat sen onları yapmıyorsun! Herkesi münafıklara karşı koru- yor fakat nefsini koruyamıyorsun! Sana sorsalar iyi adamları sevdiğini söylersin, fakat sen iyi adam değilsin! Münafıklara kızarsın, fakat sen onlardansın! Yapmadığın işleri, halka yap- mış gibi gösterirsin, fakat sen ölçüye uygun olmayan işleri yaparsın... Ezelden taksim edilmiş olan rızkı alıp yersin, fakat tarafından yerine getirilmesi gereken ibadetleri edâ etmezsin! Yeryüzü sana şöyle hitap eder: «İnsanoğlu! Benim üzerimde başıboş geziyorsun. Nihayet varacağın yer benim bir çukurumdur!»... Bu çukur da sana şöyle hitap eder: «İnsanoğlu! Ben sual, cevap ve imtihan eviyim! Ben korku eviyim! Öyleyse sen dünyada fırsat bulmuşken, yakan elime geçmeden kendine çare ara, beni mamur kıl, beni harap bırakma ve beni unutmak yüzünden fesat ve hüsranla bana gelme!..>>
Büyük Doğu yayınları
2.460 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.