Bir kitabı okumayı düşünüyor
Bir kitap okudu
88 syf.
·
Puan vermedi
Pınar Selvioğlu
@pinarselvi
·13 Mart 2022 07:01
“İnsan yalan söylemez kendine, insan en çok kendine dürüsttür.
Hadi kalbini de koy masanın üstüne, şarabın yanına, kanasın!
Çünkü kanayan bir yürek anlar ancak eski aşkları ve belki de
Gözyaşı tufanıdır yüzünde beliren, boğulur gidersin kendinde
Ben de ağlarım ardından kendime döndükçe hüzün ve kederle.”
Sayfa 13 - Alkali KitapKitabı okudu
Okur Takip Önerileri
Alkali Kitap tekrar paylaştı.
Sessizlikte daha çok yalnızlaşır insan.
Alkali Kitap (Sesli Kitap)Kitabı okudu
Alkali Kitap tekrar paylaştı.
...
Kendinizi sevin, bir gece yarısında olsun yapın bunu
Belki de en çok özlediğiniz kendinizsiniz, olamaz mı?
...
Sayfa 26 - Alkali Kitap, Sonbahar Şarkıları, Son Yolculuk şiirindenKitabı okudu
"Ben hangi kente girersem yalnızlık da geliyor benimle
bütün sokaklara, bütün evlere
Senin söylediğin şarkılar da eskiyor gecenin ortasında,
beklemekten yolları özlemiş.
Delifişek bir peri masalı gibidir gece geçilen eski ve büyük bazı kentler,
hep kalırdı
Ben kentlerin en korkulu saatlerine rastlıyordum,
çünkü sen olmuyordun öyle anlarda.
Sayfa 21 - Alkali KitapKitabı okudu
Bir kitap okudu
168 syf.
·
Puan vermedi
"Ben galiba bu inceliği seviyorum yollara çıkarken
yalnız ve terk edilmiş duygularla:
“Güle güle gidin ve güle güle gelin” deyişini
sevgileri gizemle dile gelen kadınların.
Bir ırmağın boylu boyunca sessiz akışı gibi ve
yollar boyunca uzanışı yanı başımda
Sonra ırmak gideceği yere gider elbet, ben başka yere:
Denize ve deniz olur suyun adı."
Sayfa 20 - Alkali KitapKitabı okudu
"Kendime renkli bir kış mevsimi ısmarladım küçük dereciklerle
Kar sizin neyiniz olurdu yokluklarınızda ben buraları görmeyeli?
Depremin yanından geçtik, dağlara yaslanmış bulutların arasından
Gülen bir çocuğun mutluluğudur yüzün, hiçbir umudu tüketmeyen
Benim duyduğum göl kıyısı kuşlarıdır, artık buralardır senin sesin."
Sayfa 16 - Alkali KitapKitabı okudu
"Sabahları günaydınlarla esenleştiğim bir manavın gözleriydi sanki
Oysa hep gül kokulu bahçıvanlardı yüreğimi kuşluklarda sulayan...
Gözlerine ansızın baktıkça kaçırırdı bakışlarını o kız uçup giderken
Bitmiş bir masaldı anlattığım, yenik bir savaşçının korkularında...
Beni anımsa! Sitem etmeden uzaklardan yol gözleyen bir aşk mı?
Unutulur sandığım her şey ertelenmiş yaşamalarda saklı kalsın..."
Sayfa 9 - Alkali KitapKitabı okudu
Yaz, yalnızca yorucu ve sıkıcı işlerle geçmezdi. Bazen eğlenceli şeyler de olurdu. Salça işlerine pek karıştırılmazdı erkek çocuklar. Onlara domatesleri taşımak düşüyordu bir tek. Ondan sonra uzaklaşırlardı, belki bir de tepsilere dökülen kaynamış domateslerin dama taşınmasında yardımcı olurlardı. Ama bulgur elde etmek için kazanlarca buğday kaynatmak, arada bir karıştırmak, hedik yapmak, onlardan tuzlayarak doyasıya yemek, sonra kilimlere sermek, damlarda kuruduktan sonra toplamak, hatta sokularda dövmek hem güzel, hem eğlenceli, hem de hoşça şeylerdi. Bazen kara taştan yapılma el değirmenlerinde öğütmek onlara düşerdi. Sonradan makineler çıktı ve o iş de ortadan kalktı.
Günler geçiyor, ne okuyorsun diye soruyorlar; Kemal Tahir, Esir Şehrin İnsanları, Esir Şehrin Mahpusu diyordu.
Sayfa 54 - Alkali KitapKitabı okudu
Sait Faik, Sinağrit Baba Öyküsü - İnceleme
Evet, bir öykü hiçbir zaman salt bir öykü değildir. Metnin kendisi, içi kadar, dışı da öteki göndermeleri de önemlidir. Doğrusu, Sinağrit Baba’nın aydını, mercanların sınıf bilinci oluşmamış halkı temsil ettiğini söylemek çok da abartı sayılmamalıdır. Bu da sosyalist olmayan bir yazarın gerçekliği nesnel anlamda, tıpkı 19. yüzyılın yazarları gibi dile getirebilme başarısı gösterdiğinin kanıtı sayılabilir. Bu bağlamda elbette Gogol’un paltosundan çıkan Çehov’a yakın durduğu da anlaşılmaktadır.
Sayfa 20 - Sinağrit Baba, Sait FaikKitabı okudu
