Hadis-i Şerifte Buyuruldu ki: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdular ki: "Beni İsrail'de birbirine zıd maksad güden iki kişi vardı: Biri günahkardı diğeri de ibadette gayret gösteriyordu. Abid olan diğerine günah işlerken rastlardı da: "Vazgeç!" derdi. Bir gün, yine onu günah üzerinde yakaladı. Yine, "vazgeç" dedi. Öbürü: "Beni Allah'la başbaşa bırak. Sen benim başıma müfettiş misin?" dedi. Öbürü: "Vallahi Allah seni mağfiret etmez. Veya: "Allah seni cennetine koymaz!" dedi. Bunun üzerine Allah ikisininde ruhlarını kabzetti. Bunlar Rabbülaleminin huzurunda bir araya geldiler. Allah Teala Hazretleri ibadette gayret edene: "Sen benim elimdekine kadir misin?" dedi. Günahkara da dönerek: "Git, rahmetimle cennete gir!" buyurdu. Diğeri için de: "Bunu ateşe götürün" emretti. Ebu Hureyre Radıyallahu Anh der ki: "(Adamcağız Allah'ın gadabına dokunan münasebetsiz) bir kelime konuştu, bu kelime dünyasını da, ahiretini de heba etti." Kaynak : Ebu Davud, Edeb 51, (4901)
Tevhid akidesini benimseyen muvahhidler "ŞEFAAT YA RASULULLAH" sözünü söylemezler. Allah izin vermeden hiç bir kimse (Rasulullah ﷺ'de dahil) şefaat edemeyecektir. Ancak Allah c.c. izin vermesi ile başta Rasulullah s.a.v. ve diğer şefaat ediciler de şefaat edebileceklerdir. Bunlar da Allahın izin verdiği kişiler için olacaktır . Ayet
Reklam
Nitekim Ka'bü'l-Ahbâr dan rivâyet ediliyor ki: "Hz. Mûsâ (a.s.) zamanında şiddetli bir kıtlık oldu. Mûsâ (a.s.) İsrail oğullarını yanına alarak yağmur duasına çıktı. Fakat yağmur yağmadı. Bunun üzerine (müteessir olan) Musa'ya Yüce Allah şöyle vahyetti: "Sizin içinizde bir nemmâm (koğucu) olduğu için ne senin ne de seninle beraber duâ edenlerin dualarını kabul edemem. Bunun üzerine Mûsâ Aleyhisselam sordu: "Ya Rabbi! O nemmâm kimdir` Bana göster ki kendisini aramızdan çıkaralım?" Hz. Musa'nın bu isteği üzerine Yüce Allah ikinci defa şöyle vahiyde bulundu: "Ey kulum Mûsâ! Ben sizi koğuculuktan men ederken kendim mi koğucu olayım?" Zor durumda kalan Hz. Mûsa, İsrailoğullarına 'Hepiniz birden nemimeden tevbe edip Yüce Allah'a sığınınız" buyurdu. İsrailoğulları da bu kötü işten tevbe ettiler. Ondan sonra Yüce Allah onlara yağmur ihsan etti."
Resul-i ekrem (a.s.m) buyurdu "Allah'a yemin ederim ki, insanlar içinde Allah'ı en iyi tanıyan ve O'ndan en çok korkan benim."
Kabir Azabının İsbâtı Ebu Hanife şöyle dedi: "Kabir azabını bilmem" diyen kimse, helake uğrayan Cehmiyye'dendir. Çünkü o, Allah'ın "Biz onları iki defa azaplandıracağız" -ki burada kabir azabı kastolunmaktadır- ve "Zalimler, bundan başka azaba uğrayacaklar" -yani kabir azabına çarptırılacaklardır- ayetlerini inkâr etmiş olur. Eğer "Ben ayete inanıyorum, fakat tefsir ve te'viline inanmıyorum" derse kâfir olur. Çünkü Kur'an'da, te'vili, tenzilinin aynı olan ayetler vardır. Eğer bunu inkâr ederse kâfir olur. Ebu Hanife şöyle dedi: Bana bir zat, el-Minhal b. Amr'dan, o da İbn Abbas'tan rivayet etti: Hz. Peygamber: "Benim ümmetimin en şerlileri ben ateşte değil, Cennet'te olacağım, diyenlerdir" buyurdu.
Ebù Hureyre radıyallahu anh demiştir ki:Resúlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "İşlediği günahları açığa vuranlar hariç ümmetimin tamamı affa mazhardırlar.Bir adamın gece kötü bir iş yapıp Allah o kötülüğü örttüğü halde sabahleyin kalkp "Ey falan,dün geceşöyle şöyle yaptım"diyerek başkasına ifşa etmesi günahını açığa vurmaktır.Rabbi onun kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirir ama o Allah'ın setrettiğini ilan ederek sabahlar"
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.