Allah Teålå, Bakara Sûresi 108. âyetinde şöyle buyurmuştur:
أَمْ تُرِيدُونَ أَن تَسْأَلُوا رَسُولَكُمْ كَمَا سُئِلَ مُوسَى مِن قَبْلُ وَمَن يَتَبَدَّلِ الْكُ فْرَ بِالْإِيمَانِ فَقَدْ ضَلَّ سَوَاءِ السَّبِيلِ
"Yoksa daha önce Mûsâ'nın sorguya çekildiği gibi, siz de peygamberinizi sorguya çekmek mi istiyorsunuz?"
Yüce Rabbimiz, bu âyette Mü'minleri Yahûdîlere benzetmek istememiş ve: "daha önce Mûsâ'nın sorguya çekildiği gibi" buyurmuştur. Halbuki "Yahûdilerin Mûsâ'yı sorguya çektiği gibi, siz de peygamberinizi mi sorguya çekmek istiyorsunuz" da diyebilirdi.
Ancak Cenâb-ı Hakk, Resûlüne iman eden Mü'minleri, Yahûdilere benzetmek istemeyerek, Mü'minlere büyük bir lütufta bulunmuştur.
Yüce Allah, kendi kitabının sırlarını hakkıyla bilendir.
Rad Suresinin: “Bir toplum kendilerindeki özellikleri değiştirinceye kadar Allah,onlarda bulunanı değiştirmez.” (Rad; 11) ayeti, ikincisi de Enfal suresinin: “Bu Allah’ın bir kavme verdiği nimeti, onlar kendilerini değiştirmedikçe değiştirmemesinden dolayıdır. Gerçekten de Allah hakkıyla işiten, her şeyi bilendir. “
(Enfal; 53) ayetidir.
Bu iki ayet; sorumsuzluğa meyilli olan ve suçu başkasına yüklemeyi iyi bilen insanı, pek çok şeyin sorumlusu ilan etmiştir.
Nitekim bir topluluk kendinde olanı değiştirmedikçe Allah da o topluluğu değiştirmeyecektir. Şartları sağlayan Allah’tır ama çalışan insandır.