Fiilin nesnesini tayin bakımından umurní kanaat böyle olmakla birlikte, biz farklı bir yorumun kapısını aralamanın da mümkün olduğunu düşünüyoruz. Sözgelimi şu ayetlerin grameri üzerinde biraz duralım:
"Rabbi'nin azim ismini (bi-ismi rabbike'l-azim) tesbih et!" (Vakia:
74,96; Hakka: 52)
. "Rabbinin yüce ismini (isme rabbike'l-a'lâ) tesbih et!" (Ala: 1)
• “Rabbinin ismini (isme rabbike) zikret!" (Müzzemmil: 8; İnsan: 25; Ala: 14)
“Rabbinin ismi (ismu rabbike) yüce, çok yüce!" (Rahman: 78)
Rabbin isminin zikr, tesbih ve tebrik (takdis) edilmesiyle alâkalı bu kullanımlar, acaba "ikrá bi-ismi rabbike...” formuyla birlikte düşünülebilir mi? Acaba ayetteki ikrá emri, Rabbin ismi terkibini kendisine nesne olarak alabilir mi? Cenab-ı Allah, Peygamber Efendimize ilk inzâl eylediği bu ayette, ondan ismini ilan ve inşâd (zikr u tesbih) etmesini istiyor olabilir mi?
Sayfa 93 - Kapı yayınları