Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Hesabımı dondurduğum halde zorunlu birkaç sebepten dolayı ve bir de neden döndüğümü bilmediğim sebeplerden ötürü geçen günlerde dönüş yapmıştım. Fakat giderken neden gittiğimi çok iyi bildiğim sebeplerim vardı.Neden bu cümlelerle tekrar başladığımı sorarsanız eğer hiçbir şeyin değişmediğini görmek diyebilirim. Her gün okulda ilerlemecilik fikrini
Öykü otobüsü: #32743786
Yolcular: i.hizliresim.com/g6GR0O.jpg
–Kapat şu televizyonu ya da sesini kıs beyinsiz!
- Anne al şu kızını başımdan sesini duydukça beynime kan sıçrıyor.
– Gece kuşu gibisin, sabah saatlerinde uyuyup gün ortasında uyanıyorsun, üç torba dolusu kitabını, acaba evin hangi köşelerinden
İnsanın içini bilmeden dışını sorgulayan bir sürü aptal var. Siz bi insana onarılması zor yaralar açıp sonrada gülen acizlersiniz. Lan hadi mahvettin her şeyi bırak bari. Bırakta toplasın, kalksın. Her şeyi dahada mahvetmeyin. Bu dünyada susan Alllah'a havale etmiştir. Ama ahirette susmaz onlar. Kalp kırmayın ölüm var...
Alllah fikri fıtri olarak (doğuştan) insanlarda mevcuttur. Bütün ilkel kavimlerin de Allah hakkında kendilerine mahsus birtakım fikirleri vardır. Dogmatik olarak Allah fikrinin insan ruhunda mevcut oluşu, Allah'ın varlığına kâfi bir delil sayılmalıdır çünkü Allah fikrini doğuştan insan ruhuna yerleştiren yine Allah'tır. Bazıları kainatı bir tesadüfün var ettiğini söyler. Bu asla mümkün değildir. Ben tesadüfün değil kainatı, en küçük bir böceği bile vücuda getirebileceğine inanmıyorum. Eğer tesadüf, kainatı teşkil eden zerrelere malik ise, neden bugün şehirleri, evleri, vücuda getirmiyor?
Aman Alllah'ım! Bu nasıl bir kitaptı böyle. Her kitabın kendine has bir okuyucu kitlesi var. İnsan neden bodoslama atlar ki... Yani ben neden bu denli toyken bu kitabı okudum, en ufak bir fikrim dahi yok. Bir kitap ki bu kitap, içeriği hem beni olağan derecede merak etmeye itti hemde olağan derece de soğuttu. Belki de siyaset, ekonomi gibi konular, beni hiç sarmadığı için bu kadar farklı bir durum yaşadım. Kitap akıcı, ilgi çekici ve içerik gayet iyi bir şekilde yazılmış. Ama ben o kadar memnun kaldım mı bilemiyorum. Yani kitabı okuduğum süre zarfı boyunca (210 gün yani) bir okudum bir bıraktım. Nedeni de içerik olarak ilgimi çekmemesi ve kitabın içeriğinde ele alınan konular hakkında bir bilgimin olmaması sanırım. Kitabı bitirmeye yakın ele alınan mücadele kısmında kendimi büyük bir kaosun içinde buldum. Kitabı okuyacak olanlara yönelik diyebileceğim tek şey, yıllar içinde varolmuş akımlar hakkında bir önbilgi sahibi olmaları yönünde. Onun dışında yorum yapabileceğim tek bir şey dahi yok:)
Demir ÖkçeJack London · Amfora Yayınları · 014,7bin okunma
"Ben Alllah'tan görevli mehdiyim. Ben tüm dünyada, yalnız Türkiye'de görevli değilim. Yüz seksen dört devlete görevliyim. Dünyayı kıyametten kurtaracak akıla sahibim, akıl zenginiyim."
Böyle diyor Selahattin Yüksel aka Mehdi Telepati şu videoda: youtu.be/HXKFyxnKee8
Kendisi anayasanın 25.maddesine göre dokunulmaz.
Arapçada en sevdiğim kelime "had" Türkçedeki karşılığı sınır. İnsanlara karşı bir sınırımız var. O sınırı geçtiğimizde haddimizi aşmış oluyoruz. Ama bu insanlara karşı sınırımız ne ,? Henry could işte bu sınırları anlatıyor.birincisi "sorumluluk sınırı ". Eş , çocuk, arkadaş ile ayrıntılı sorumlulukları anlatıyor ve bu sorumluluk sınırını geçtiğimizde karşımızdaki insana çok büyük bir kötülük yaptığımızdan bahsediyor .tabi bu arada karşıdaki kisinin sınırlarını geçtiğimizde hem onunla hemde kendimizle de ilişkimiz bozuluyor.mesela çocuğumuzun ödev yapma / yapmama sorumluluğu ona ait .ödevini yapmama hakkı var ama bunun sonucunda oluşacak bedeller ona ait gibi. . Bu konuyu çok sevdim. Kuranı kerim de Allahu Teala (c.c) peygamber efendimizi iman etmeyen kişilere çok üzüldüğü için onu teselli eden ayetler göndermesi ve "sen sadece bir uyarıcısın kalk ve uyar "dediği iman edip etmemenin kulun iradesine bırakılması Bence en mükemmel sınır ifadesi olabilir. kulun özgürlüğüne hatta seçim yapma hürriyetine saygı duyulmuş ve kendisine bırakılmış.hele kitabın sonunda öyle bir kısım var ki beni en çok etkileyen yer burasıydı. kendimize karşı sınırımız. Enerjimizi sınırlı olması ,bilgimizin sınırlı olması , hayatımızın sınırlı olması . Kuranı Kerim de Alllah bizleri uyarıyor peygamber efendimiz üzerinden" sen sadece görevlerini yap" diyerek hayatta da bize yolumuza bakmamızı , mesuliyet alanımıza çok iyi sahip çıkmamız söylüyor . kısaca başkasının sorumluluk alanlarında müdahale ederek kendi yaşamımızi ihmal ediyor olabiliriz . Kısaca haddimizi bilmek mühim mesele.