Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
***Yeni1YazarKeşfetmeninMutluluğu***
*VedatTürkaliEnİyiRomanÖdülü* ~~~Dirilirler dirilirler gelirler~~~ AHMET BÜKE, 1970'te Manisa'nın Gördes ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Gördes'te, liseyi İzmir Atatürk Lisesi'nde bitirdi. Bir süre ODTÜ Jeoloji Mühendisliği'nde okudu. 1997'de Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Deli İbram Divanı
Deli İbram DivanıAhmet Büke · Can Yayınları · 20211,583 okunma
Zaman küçük yerlerde menderesler çizerek akar. Yönünü ve bilincini kaybetmiş gibidir. Döner durur ve kendi için en uygun zemini yoklar. Bazen geriye çevirir yolunu. Tekler, hastalıklı burgaçlarıyla yatağını doldurur; durup gölleşir. Bu ağır çekim yaşama tutunabilmek için tek şart ona kendini bırakmaktır. Eğer zamanın parçası olup onun dümen suyunu okşamayı başarabilseydim anam gibi içimdeki koru görmezlikten gelip yaşayan ölülerle dolu bu ilçede hayatımı devam ettirebilirdim. Ama olmadı.
Sayfa 29 - Biz hikayesi
Reklam
E-kitap
... Evimiz sır küpümüz değil midir? Açlığımızı ve suçlarımızı oraya gömeriz. Kabarıp taşana kadar mayalanırlar orada.
Sayfa 89 - Can YayınlarıKitabı okudu
Dünyaya baktığım camlar kalınlaşır, mor perde iner. Uyuşukluk bedenimden yavaşça yükselir, zihnimin köşelerini, dar sokak ve çıkmazlarını kaplayıp örter. Zamanın hızı kesilir.
E-kitap
Evler insanların kalesidir. Sanılanın aksine demir ve çimentodan yapılmazlar. Her evin kendine özgü kokusundan dokunmuş zırhı vardır. İç içe geçmiş dikenli pullardan oluşan bu engelin ardında yumuşak doku başlar.
Sayfa 87 - Can YayınlarıKitabı okudu
Nedensiz mutluluk daha endişe veriyor galiba insana.
Kitap okuKitabı okudu
Reklam
Buzdolabı. İnsanlık için büyük adım. Ortalık cehennem gibi yanarken, evin köşesinde, hadi mutfağın en mühim noktasında diyelim, içi üşüyen bir varlık. Üstelik kapağı açılmadan bu sırrı kimseye vermiyor. Ufak tıkırtılarıyla zaman zaman çalışıyor. Görevini yerine getirince kısaca susuyor. Çok ketum. Ölçülü ifadesini ve yere düşürdüğü bakışlarını hiç bırakmıyor. Ama sanki bombeli gövdesinden utanıyor. Bu kadar şişman olmasaydı ya.
Sayfa 126Kitabı okudu
Annem güzel kadındı. Ağır mahpus Veysel’in annesi. Annem gelse keşke. Hatırladığım denizleri getirse geriye.
Ölümün verdiği ağrının giderek azalması ve sonunda kül kadar hafiflemesi için tek ilaç geçmişle barışmaktı.
can yayınlarıKitabı okudu
Divan örtüsünün arasından bir şey sıyrıldı, yere düşüp ses çıkardı. Eğildim. Arkası gül resimli el aynasıydı. İşte o vakit insanın aslında ne garip bir mahluk olduğunu anladım. Babamın göğsünde sır gibi yıllarca sakladığı, yağmurlu gecelerde yahut ayaz kokan kuşluk vakitlerinde evimiz derin uykuya dalmışken bir hayalet gibi aramızdan sıyrılıp bahçede hıçkırıklara boğulmuş halde elinden düşürmediği bu küçük aynayı anam da atamamıştı demek. Oysa bununla başlamıştı babamın mahvoluşu; ya da bizim bozulmuş bir örgü gibi sökülüp dağılmamız.
Kitap okuKitabı okudu
Reklam
Evimiz sır küpümüz değil midir? Açlığımızı ve suçlarımızı oraya gömeriz. Kabarıp taşana kadar mayalanırlar orada..
Sayfa 97
Zaman küçük yerlerde menderesler çizerek akar. Yönünü ve bilincini kaybetmiş gibidir. Döner durur ve kendi için en uygun zemini yoklar. Bazen geriye çevirir yolunu. Tekler, hastalıklı burgaçlarıyla yatağını doldurur; durup gölleşir.
O ise denizin en serin sularına karışmış bin renkli bir yosun kadar güzeldi.
Sayfa 43 - Can YayınlarıKitabı okudu
İyileşmeyecekti hiçbir zaman. Çünkü ölümün verdiği ağrının giderek azalması ve sonunda kül kadar hafiflemesi için tek ilaç geçmişle barışmaktı.
282 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.