... ilk insanlar meyve ve otla beslendikleri için ateş lazım değildi. Et yemek ihtiyacı ortaya çıktıktan sonra ateş gerek oldu. Ülgen gökten biri ak, biri kara iki taş indirdi.
Kuru otları bu taşları bir birine sürterek yaktı.
Bundan dolayı ateş kutlu olup, Altaylılar ve Sahalar çakmak taşıyla tutuşturulan ateşi mübarek saydılar. Altay Türklerinde son zamanlara kadar gelin ve güvey ilk ateşlerini çakmak taşıyla yakmışlardır. Çünkü yeni bir ev ve ailenin kurulması çok önemlidir. Saha oyunları da tören için gerekli olan ateşi çakmak taşıyla alevler.
Kibritle yakılan ateşe Rus ateşi deyip, ayinlerde bunu kullanmazlar. Ayrıca aile ocağında yanan ateş nasıl olursa olsun kutludur.
Bütün Türkler ocağın sönmesini ailenin ya da soyun sönmesi olarak görürlerdi. "Ocağın sönsün, bacan tütmesin" gibi sözler, hakikatte soyun kuruması, ailenin dağılmasıyla ilgilidir. Altay Türkleri, herşeye küfür etseler de, ateşe hakarette bulunmazlar. Ateşi su ile söndürmek, ateşe tükürmek, ateşle oynamak kesinlikle yasaktır. Ateş gök ile ışıklı dünyanın ve nihayet güneşin bir sembolüdür. Asya Türklerinin çoğu ateşe bakarak fal açarlar.
Halbuki Anadolu'da yaşayan ve kendisine Türk diyen insanların hemen %90'ı aynı Kürtler gibi Kafkas denilen beyaz ırk mensubudur ve Orta Asya'daki Altay ırkının Türkleri ile ilgileri yoktur. Almanya için de durum aynıdır. Oranın da ekseriyeti Kafkas denilen ırka mensuptur. Buralarda da ayrılık yaratan dil ve dindir.
Bir kimseyi, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya yarardı "ad."
Bildirmeye başkalarına. Adını doğru koymalı o halde her şeyin. Ya da Altay Türkleri gibi beklemeliydi ta ki hak etsin adını çocuk.