Amerikan ailelerinin her kesitinde, milyonlarca evde, her güb korkunç bir suç işleniyor: fiziksel taciz, yani dayak.
Toplumumuzda fiziksel tacizin tanımlanması oldukça kafa karıştıran, tartışmaya açık bir olgu. birçok insan hala anne-babaların çocuklarını dövmelerine hakları olduğuna inanıyor. ``kızını dövmeyen dizini döver`` gibi [boktan] birçok atasözü, dayağın doğru ve gerekli bir yetiştirme metodu olduğunu savunuyor. Nitekim günümüze kadar çocuklar mahkemeler önünde yasal haklara sahip değillerdi. Anne-babaların sahip olduğu birer menkul (menkul: bir yerden bir yere taşınabilen-mal-) görülürdü çocuklar. Yüzyıllar boyunca anne-babaların hakları çiğnenemez, sorgulanamaz haklardı. Çocuklarını öldürmedikleri sürece disiplin adı altında onlara istedikleri zulmü uygulayabilirlerdi
Tabiatın kanunu bu... Kuvvetliler kalıyor, zayıflar gidiyor, hayat denge içinde devam edip gidecek. Tekamül teorisi işte. Bir İngiliz mi, Amerikan mı atasözü şöyle der 'Yaşamak istisnadır, ölmek kaidedir'. Bu istisnayı yani yaşamayı öyle düzenlemeli ki insan ya da ne bileyim öyle geçirmeli ki, boşa geçip gitmesin şu ömür. Çalışmak... Çalışmak lazım... Evet. Doğru. Tamamen isteğimiz dışında geliyoruz şu dünyaya... Ama çalışmaktan başka da ne yapabiliriz. Tamam. Belki dediğin gibi ölümden sonrası koyu bir karanlık... Ama başka da ne yapalım. Yok işte hiçbir şey.