Miguel Ángel Asturias, 1967 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü, 1966 yılında da Sovyetler Birliği'nin Lenin Barış Ödülü'nü kazanan, diplomatik kariyeri ile de öne çıkan bir yazar.
1898'den 1920'ye kadar Guatemala'yı sürekli bir ordu ve gizli polis baskısı ile yöneten, Manuel Estrada Cabrera'nın özelinde, tüm benzer yönetimleri eleştirdiği Sayın Başkan adlı eserini, 1922 yılında Guatemala'da yazmaya başlar.1932 yılında Paris'te bitirir.
Kitap, "Sayın Başkan"a yakın bir albayın öldürülmesi etrafında şekilleniyor.Diktatör olan "Sayın Başkan"ın baş adamlarından biri olan Manuel Visage d'Ange, muhalif generalin kızına aşık olunca hikâyeye bir aşk da eklemlenir.
Totaliter rejimlerin zulmünü, polis devletlerinin olmazsa olmazı ihbar mekanizmasını, bu kitabıyla güçlü bir şekilde ortaya koyan Sayın Başkan, Latin Amerika'da, devrim ya da darbe havası estiğinde ilk toplatılan kitaplardan biri oluyormuş.
Başlangıçta kitaptan beklentim farklıydı.Olayların 'Sayın Başkan"ın çok daha yakınında geçmesini bekliyordum. "Sayın Başkan"ın kurduğu hastalıklı düzenin oyuncularını resmetmiş daha çok kitap.Bu da kitabı daha çok sevmeme neden oldu.
Adalet mekanizmasının keyfiliği, yaşanan yoksulluk, liyakatsizlik, satılmış medya çok tanıdık geldi bana.