Vücud ve iç
Beden formuna ben dediği an.
Kendini yaşamdan ayırdı insan.
Vücudun yerine denilir mekan.
Form yaranmasına söylenir zaman.
Cisime göredir zaman ve mekan.
O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Gözlerimizi dünyaya açtığımız an, evrende bizim varoluşumuzun küçük bir parçası olarak bulunmanın ağırlığını hissederiz. Göğün sonsuz mavi derinlikleri, yeryüzünün muhteşem manzaraları ve insanlığın karmaşık dokusuyla karşı karşıyayız. Neden buradayız? Neden yaşıyoruz? Bu sorular, insanın zihninde kök salmış, esrarengiz birer fırtına gibidir,
İnternet/google kaynaklı (vikipedia
dahil) bilgilerin önemli bir kısmı
yanlış veya yanlı olmasına rağmen
sosyal medyada bazen konunun
profesyonelleri tarafından bile
doğrulanmış bilgi olarak kullanılıyor.
Bir edebiyatçı instagram sayfasında
Arapçadaki elif harfinin kökenini
Fenike alfabesinden başlatarak ve
hem de harf ile anlamı çaprazlayarak
farkında olmadan bir kültürel taraf
durumuna dahi düşebiliyor. Alef/
Alfa/Elif 'a' sesini ifade eden bir
kalıp ün'dür, simgesel ve ses kökeni
ise tüm alfabelerin kökeni olan
Sümer-Akad alfabesinden gelir.
Ortak bir anlam aramak gerekirse
çetele/sayım kökenli olması nedeni ile 'ilk", "bir", "tek" olarak kültürler arası alanda birleşilebilir. Sümer alfabesinde çivi yazısındaki öküz başı motifi tamamen simgeseldir ve bir hayvana işaret etmez.
MODERN HAYATIN GÖLGESİNDE KAYBOLUŞUMUZ
Şehir hayatından sıkılıp köylerde yaşamak isteyen insan sayısı giderek artıyor. İnsan ilişkilerinin sığlığı, kalabalık içindeki yalnızlık duygusu, evcil bir hayvana dahi bakmanın zahmeti, yarım saatlik bir işiniz için bile tüm gününüzün trafikte geçmesi gibi bir çok negatif nedenler, gittikçe metropollerden
Anlam aramak istemiyorum artık...Çünkü insanlığı en mühim cephemizde kaybettik!. Sonuç değişmeyecek; geriye kalanı sıfırla çarpmaktır, hep aynı, hep aynı.
Anlamalısın diye sustu kız çocuğu.
İçine attı an'lara anlam katan tüm anlamsız anlamaları.,
Filmin Ortasında..
Anlamsız anlamaların yaşandığı an'ların anlamına anlam katan bir anlayışla anlıyorum seni dedi sevgi.,
Anlayışın anlamını yitirdiği anlamsızlaşan anların An diye ortaya çıktığı zamanlarda..
Anlayıştan uzak o suskunluğun anlamı anlayış beklemek değildir olamazdıda,anlayış içinde anlayışsızlıklara anlanlam katıp anlamlaştırmaktır..
Anlamak için filmi, değil oyunculara figüranlara yönetmene senariste bakmak , anlamayı anlayışta bırakıp anlayışsız anlarda aramak lazım filmi anlamak için..
Yalnızlık vardı sonunda her şeyin
İşitme yetimi kaybetmiş gibiydim her gün
Kanım çekilirdi, nefes almaya çalıştığımda
Kalbimde sanki bir duraksama olurdu
Bittiğini sandığım her an kaç kez yandım
Bi sorsana bana
Nasılım, merak etsene
Çok zor durumdayım iyi değilim
Azer Bülbül'ün dediği gibi
"Yakınların sana 3 gün sarılır"
Ben hep