Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kaldırımlar, bidonlar ve uygarlık... Oslo sokaklarında Coşkun Ağabey'le (Özarı) yürüyoruz. Rahat yürüyoruz. Çünkü kaldırımlara park etmiş tek araba yok. Orası insanlar için. Kaldırımlar yoldan iki santim yukarıda topu topu. Araba çıkmaya kalksa şoför fark etmez bile, o kadar alçak... Coşkun Ağabey ''Kim dedi, şimdi hatırlayamıyorum'' dedi.. ''Ama
"1920 yılında Moskova Büyük Devlet Tiyatrosu’nun davarlarında beklenmedik şekilde büyük çatlaklar oldu. Bu çatlaklar temelden tavana kadar uzanmıştı. Binanın yıkılma tehlikesi vardı. Araştırmalar sonunda tiyatronun kocaman binasının köhne, tahta kazıklardan oluşan bir temelin üzerine oturduğu anlaşıldı. Yüz yıl önce meşe ağaçları üzerinde yapılan bina yıllarca ayakta durabildi. Ancak zamanla kalın kazıklar çürüdü, duvarlar yamulmaya, çatlamaya başladı. Mühendisler temeli kazdılar ve bölüm bölüm çürümüş kazıkları mermer bloklarla değiştirdiler. Tiyatro binası yeni, sağlam bir temele kavuşturuldu. Devletlerin tarihi, halkların yaşamı bize Moskova’daki tiyatro binasını anımsatıyor. Devlet rejiminin köhne temelleri, halkı yöneten eski kurallar geçmişte anlamlı olsa da artık geçerli değildir. Eski bir deyiş vardır: ’Yeni toplumlar yeni şarkılar üretirler.’ Gün geçtikçe nesiller değişiyor, yenileniyor. Yeni anlayışlar, yeni hedefler, yeni istekler oluşuyor. Bu yeni nesilleri eski, geri kalmış kurallarla yönetemezsiniz. Onları yönetmek için yeni, akıllı, adil ve sağlam bir devlet yönetimi oluşturmak gerekli. Grigoriy Petrov "Beyaz Zambaklar Ülkesinde"
Reklam
Arkadaşlar gördüğünüz üzere okumakta olduğum bir kitap var. Tarık Tufan - Kekeme Çocuklar Korosu... Bu sayfaları alıntı yapmak istemiyorum daha doğrusu istiyorum ama ileti olarak paylaşmak çok daha güzel ve anlamlı olacak. Lütfen sonuna kadar okumanızı tavsiye ediyorum. Biraz uzun ama çok dikkat çekici... Sayfa 105- 110 arası. Es geçmeyin
İnsan, neşenin yerine üzüntüyü seçmeyi pek sever. Yirmi birinci asrın hastalığı budur belki de. Ne tuhaf. Pablo Neruda, "Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim." derken bir şeyler anlatmak istiyordu aslında. Bu sabah, "bir şeyleri" anlayın da sizi mutlu edenlere koşun sevgili okur. Vakit geçiyor. Var olun. Wilhelm Genazino -
Bir Yudum Kitap
Yüreğinin sesi diye bir hadise vardır. Bu ses çoğu zaman akla ters, ötekilerden farklı konuşur. Ancak insan, hep hatalı seslerin peşinden gitmekle meşhurdur. Mehmet Rauf, "Ah şu insanlar, şu insan kalbi... Yüz bin anlamlı bir bilmece... İçinden çıkmak mümkün değil!" derken tam da bundan bahseder. Yeni bir haftaya başlarken, yüreğinizin sesine daima kulak verin sevgili okur. Var olun.
405 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.