İnsanlar uyurgezer gibi yaşıyorlar hayatlarını. Önemsiz şeyleri kafaya takıyorlar: Şöhret ve para istiyorlar,diğerlerini kıskanıp hiçbir önemi olmayan şeyler için büyük mesafeler kaydediyorlar. Anlamsız hayatlar sürüyorlar.
Sayfa 75
İhtiyaçları alabildiğine genişletmek hakkı neler doğurur? Zenginleri yalnızlığa ve manevi çöküntüye, yoksulları kıskançlığa, suç işlemeye götürür. Çünkü hak bağışlanırken ihtiyaçların giderilme yolları gösterilmiş değildir. Güya mesafeler kısaltılmakla düşüncelerin havadan iletilmesi ile insanlar birbirine yaklaşır, kardeşlik bağları güçlenirmiş... İnsanların bu türlü birleşme araçlarına inanmayın. Özgürlüğü ihtiyaçlarını genişletmeye ve gidermeye yarayacak bir araç saydıkları için yaratışlarına zıt giderler, anlamsız, ahmakça istek, alışkanlık ve ipe sıpa gelmez hayallere yer verirler. Sırf karşılıklı kıskançlık, şehvet ve kibir için yaşarlar. Ziyafetler, gezip tozmalar, arabalar, rütbeler, buyruk kulu uşaklar öyle önemli ihtiyaç sayılır ki, uğruna hayat, onur, insan severlik her şey feda edilir. Bunları sağlayamayınca kendilerine kıyanlar bile olur. Zengin olmayanlar arasında da aynı şeylere rastlanır. Yoksul tabaka ulaşamadığı isteklerini, kıskançlıklarını şimdilik sarhoşlukla körletir. Ama pek yakında şarap yerine kanla sarhoş olacaklar, gidiş o gidiştir. Sorarım size: Böyle insan özgür olabilir mi?
Reklam
"İnsanlar sanki uyurgezer gibi yaşıyorlar hayatlarını. Önemsiz şeyleri kafaya takıyorlar: Şöhret ve para istiyorlar, diğerlerini kıskanıp hiçbir önemi olmayan şeyler için büyük mesafeler kaydediyorlar. Anlamsız hayatlar sürüyorlar. Yiyor, uyuyor ve kendilerini meşgul edecek sorunlar icat ediyorlar. Asıl olanı unutup geçici olana takılıyorlar." Başını iki yana salladı. "Sorun ölümün soyut bir şey olmamasında. O yanımızda, hemen köşede bekliyor. Bir gün iyisin, yaşam yolunda yarı uykulu yürüyorsun ve doktor gelip öleceğini söylüyor. O anda kâbus aniden tahammül edilemez hale geliyor ve böylece uyanıyoruz."
Güya mesafeler kısaltılmakla düşüncelerin havadan iletilmesi ile insanlar birbirine yaklaşır, kardeşlik bağları güçlenirmiş… İnsanların bu türlü birleşme araçlarına inanmayın. Özgürlüğü, ihtiyaçlarını genişletme ve gidermeye yarayacak bir araç saydıkları için yaradılışlarına zıt giderler, anlamsız, ahmakça istek, alışkanlık ve ipe sapa gelmez hayallere yer verirler. Sırf karşılıklı kıskançlık, şehvet ve kibir için yaşarlar.
Bir de sen, durumunu beni tehdit ederek çözmeye çalışıyorsun. İstediğini ağlayarak yaptıran bebekler gibi. Şimdiye kadar hiçbirini yutmadım çok şükür. Düşmanın gibi konuşuyorum ama kim böyle bir ağırlığı kaldırabilir? Vicdan azabından daha büyük bir yük olmadığını söylersin. Hangi vicdan? Kim için? En fazla elin çizikler içinde kalır, sen tutar suçu bana atarsın. Bıçağı elime sen verdin bile dersin bana. Çünkü senin dünyan o kadar soyut, mesafeler senin için o kadar anlamsız, kalbin o kadar hassas. Beynin göğsünde senin. Baştan aşağı kocaman bir kalpsin.
İnsanlar sanki uyurgezer gibi yaşıyorlar hayatlarını.Önemsiz şeyleri kafaya takıyorlar:Şöhret ve para istiyorlar,diğerlerini kıskanıp hiçbir önemi olmayan şeyler için büyük mesafeler kaydediyorlar.Anlamsız hayatlar sürüyorlar.Yiyor,uyuyor ve kendilerini meşgul edecek sorunlar icat ediyorlar.Asıl olanı unutup geçici olanı takılıyorlar.
Reklam
106 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.