Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen beni kaybedecek duruma kendini soktuğun anlar yüzünden senden gitmek istedim kaç defa. Gözüne sokmadığım için mi bilmiyorsun? Yoksa işine öyle mi geliyor? Ya da bana değer vermediğin için mi öyle davrandın?
Faik Baysal
Muharrem Dayanç
Muharrem Dayanç
: "Türk edebiyatında en çok ilgimi çeken bahislerden biri “yazarlar ve anneleri”dir. Konu bu kadar genel değil elbette bahsi biraz daha daraltarak söylemek gerekirse “küçük (hatta çocuk) yaşta annesini kaybeden yazarlar”dır. Başlangıçta Tevfik Fikret (12), Ahmet Hâşim (7), Yahya Kemal (13), Ahmet Hamdi Tanpınar (14), Ziya Osman Saba
Reklam
Sizler, tüm umutları kesilmiş insanlarsınız! Sizler, dört duvar arasına mahkûm olmuş insanlarsınız! Sizler... sizler, dışarıda ve içeride hiçbir işe yaramaz, dünyaya yalnızca gün saymaya gelmiş zavallı insanlarsınız! İşte buraya bir silah koyuyorum, işte umutlarınız ve yaşamınızı kısıtlayacak, birinizi daha hayattan silebilecek gerçeklik; bunu
Dialog
Dialog Nasıl net gözlem yapa biliriz? Olanları bir birinden nasıl ayıra biliriz? Doğru,yanlış nasıl kolay anlarız? Nasıl nura ulaşıb yalnışdan arınırız? Derler insan çözülmez kutu bağlı. Açılmaz bu kutunun hiç bir zaman sırları.
Yakamoz& Papatya [1-8] hepsini okumak isteyenlere...
Aşk lafını ağzına almazdı Yakamoz. Nerede aşık görse garipser, aşk acısı gördü mü dayanamaz, gülerdi. Çok ketumdu, kimseye hiçbir şey söylemezdi. Bir kadının onu seveceğine inanmazdı, gerçek aşkın onu bulacağına ihtimal bile vermezdi. Sonra bir gün onu gördü, onu Papatyasını bakmaya kıyamadığı o narin çiçeğini hayatında hiç böyle hissetmemişti.
Vücud ve iç
Vücud ve iç Beden formuna ben dediği an. Kendini yaşamdan ayırdı insan. Vücudun yerine denilir mekan. Form yaranmasına söylenir zaman. Cisime göredir zaman ve mekan. O,yoksa ne yer var,ne de ki,zaman.
Reklam
Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık! NECİP FAZIL KISAKÜREK
Uçuyor, duran bir anın havasında Işıktan kuşları bir akşam seherinin; Gündüzün geceyle buluşan noktasında Yaklaşıyor musikisi eteklerinin. Ve sanki ufkuma baştanbaşa gül rengi Kanatlarını açmada bir altın devir. Başlıyor ömrün ve ölümün güzelliği, Söyleyecek şimdi zaferlerini şiir; Selam, sonsuzluğun aydınlık bahçesinden Selam,
Ne zaman aklıma düşse geçmiş alır götürür beni derinlere aklımın duygularımın yetemediği anlar .”Zaman en büyük ilaç derler “ Peki neden düşündünüz mi hiç zamanın ilaç olduğunu ? Zaman olgunlaştırır insanı mayalandırır demini alırdırır…….
Seni dağladılar, değil mi kalbim, Her yanın, içi su dolu kabarcık. Bulunmaz bu halden anlar bir ilim; Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık. Sensin gökten gelen oklara hedef; Oyası ateşle işlenen gergef. Çekme üç beş günlük dünyaya esef! Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
Reklam
Çocukken yaptığımız kimi şeyler, büyüyünce sorunlarla baş etmeye çalışırken yapılabilecek küçük hediyeler gibi verilmiş bize. Hırs, vücuduma enjekte edilmiş yetişkinlerden. Bunu üzerimden atabilmek için basketbolu kullanmışım farkında olmadan. Üzerimdeki hırsı, hemen her harekete "steps" diyen daha da çok arttırmış, bedenim yoruldukça dökülmüş hepsi üzerimden. Kapana kısıldığım anlar olmuş. Mevsim yazsa, yokuşunu nefes nefese çıktığım o parkta, yüzüme çarpan rüzgarı hissederek özgürmüşcesine inmişim elimdeki bisikleti sürerek. Hatırladığım kadarıyla eminim; tokalarım, taclarım bile bisikletimin tekerleklerine taktığım yıldızlar kadar süslü değildi. Unutmuşum bir bisiklete sığdırabildiğim özgürlüğümü süslemeyi. Yazdıkça hatırladıklarım bi kenara, büyüdüm ve başka şeyler buldum.  Bulduklarım farklıydı ama sebep hep aynı: sorunlarla başa çıkma. Yine bir Didem Madak şiirinde fark ettim: "Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını evcimen telaşlarla okşadım bayım." Gün geçtikçe evcimen ama şair olmayan bir Didem Madak'a mı dönüşüyorum yoksa. Neredesin Maviş anne, dünyanın bütün sabahları için alacağın bilet üç oldu.. N'olur benimki de umutsuz bir yer olmasın..
Bir Gün Anlarsın
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.