Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ah’lar Ağacı
Annem çok sevmelerin kadınıydı.. Daldaki kirazları, Yazmasındaki oyaları, Fistanındaki çiçekleri, Asmadaki üzümleri, Evin kedisini, Sokağın delisini.. Babamın gömleğini.. Beni, bizi, mahalleyi.. Bildiğim herşeyi severdi.. Bana da sevmeyi öğretti.. Öyle az buz değil çok sev derdi.. Annem gibiyim artık.. Az sevme bilmiyorum ben.. Çok sevdiğimdendir bu kadar incinmem.. Ah annecim.. Senin sütün ak, yüreğin pak.. Ama inan şimdilerde; senin bildiğin gibi değil hayat..!
Didem Madak
Didem Madak
Ah'lar Ağacı
Ah'lar Ağacı
❝Annem elmaların olgunlaşmasını bekleseydin, hastalanmazdın derdi. Şimdi, ne zaman bir şeyi çok istesem, annemin elmalar için söylediği şeyi anımsıyorum.❞
Khaled Hosseini
Khaled Hosseini
Reklam
... Annem derdi sıkıntıdan ölmez kimse diye Hakkı varmış. Kimse ölmüyormuş da sıkıntıdan En fazla şiir yazıyormuş Hiç lüzumu yokken. Tanrı beni sıkıntıdan korusun !
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
"Gerçekten yapacak mıyız bunu?" diye sordum duvarın üzerinden. Elimdeki ayakkabılarımı yere, havuzun kenarna fırlattım. Berfu çoktan üzerindeki elbise ile havuza girmişti bile! "Gel hadi!" dedi Aziz Ata, bana ellerini uzattı. Titrek bir nefes aldım. Havuzun turkuazına kaydı gözlerim, Aziz Ata'nın saçlarının koyu sarısına ve parkın yeşilliğine... Renklenmek güzelleşmekti, annem hep böyle derdi.
Annem derdi ki: "Gidenin boşluğu yoksa hoşluğu da yokmuştur... Gönül sadece açlığını bastırmak için onda bir şey bulmuştur... Herkes kendi yolunun yolcusu kızım... Yoldaş sandığın, sadece ineceği durağa kadar sana yaren olmuştur... Geliş de uğurdur, gidiş de kimi zaman... Hoş gelene hoş bak, hoş gideni hoş uğurla... Boş gelene hiç bakma, boş gideni kafana takma... Gönül han... Kimi gelir, kimi gider... Hiç kimse kalıcı değil, herkes kendi bildiğini eder... Kalabalıkta yüreğinin sesini duyamazsın... Bırak giden gitmek istediği yere varsın... Ne gönül koy, ne gönlünü oy... İnsan önce kendiyle yürümeyi bilmeli kızım... Sen kimseyle değil, önce kendinle yürümeyi bil... Sonra, elleme kader kendi dümbeleğini çalsın.
ANNE BABA İYİLİK HER ŞEYDEN ÖNDE GELİR
Güzeller güzeli Peygamberimiz anne babaya iyiliğin her iyilikten Üstün tutardı. Onlara iyi davranılması, gönüllerinin hoş tutulmasını isterdi "Cennet annelerin ayaklarının altındadır" derdi. Bir gün yanına yemenli bir adam geldi. Selam ve saygılarımı sunduktan sonra sevgili peygamberimize şöyle dedi "Ya Resulullah ben bundan sonra yanınızda yaşamak sizinle birlikte savaşa katılmak Allah'ın rızasını kazanmak istiyorum" dedi. Sevgili Peygamberimiz onu sevgiyle karşıladı ve ardından sordu. Yemen'de kimse var mı? "Adam Annem ve babam var." diye cevap verdi. Sevgili Peygamberimiz tekrar sordu "Peki onlar senin buraya gelmene İzin verdiler mi?" Hayır dedi adam. "Hatta benden ayrıldıkları için ağladılar." Adamın bu cevabı üzerine Peygamberimiz "Öyleyse vakit kaybetmeden anne babanın yanına geri dön dedi" Onlara iyi bak onları nasıl ağlattıysan öyle güldür, gönüllerini al bil ki Allah'ın rızası ondadır." Adam anne babanın rızası her işten üstün tutan sevgili peygamberimizin demek istediğini anlamıştı hemen Yemen'e geri döndü artık anne ve babasını eskiden daha çok sığacak ve ondan memnun etmenin yollarını arayacaktı
Reklam
BEYZA ALKOÇ - BUL BENİ
Umut etmekten başka çarem yoktu. Annem aşağıda, televizyonun başında çizim yaparak sabahlayacaktı bu gece. Onun derdi başkaydı. Mahperi Abla mutfakta, yaprak sarıyordu, onun da derdi bir başkaydı. Dünya ve Berfu da bu saate kadar uyuyamamıştı, acılarımız aynıydı. Belki Aziz Ata da odasında bir başka derdin içindeydi şimdi. Kapımızın önünden geçen herkesin derdi başkaydı.
İlim bâbı
"İmam Mâlik dedi ki: 'Annem sarığımı bana giydirir ve şöyle derdi: 'Rebia'ya git ve ilminden önce edebini öğren!" Tertibu'l-medarik
Onu sekiz geçtiğinde
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim.  Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
Helal lokma
EVLADINIZA NE ARABA BIRAKIN NE EV İBRET ALINACAK BİR HİKAYE Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici
Reklam
“Dedem öldüğünde sen daha çok gençmişsin. Hiç bir daha evlenmeyi düşünmedin mi babaanne?” - “Tövbe de kız! Deden bizi görür, duyar. O nasıl laf? Ben dedene kaçtığımda daha on yedi yaşındaydım. Ondan başkasını tanımadım. Bir yürüyüşü vardı! Taaa karşıdan, içim cız ederdi. Çok çektirdi bana ama ben ondan başkasına varmam
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.