_Bir insanı hiç bir sebep yokken yüreğinizde sıcacık hissediyorsanız, işte bu, gerçek sevgidir. _Sevgi, etkin olarak, bir başka insanın içine girmektir. Bütünleşme sayesinde, kişi hem kendini bulur, hem de karşısındakini keşfeder. Böylelikle insanı çözmüş olur. _İnsan seviyorsa iki şeyi asla yapmaz. Aldatmaz ve ağlatmaz. Çünkü aldatmak
Mülkiyete sahip olma tutkusu, bizi şiddet kullanmaya ve başkalarını açık ya da gizli biçimde sömürmeye itmektedir. “Sahip olmak” eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta, gücünün bilincine varmakta ve son aşamada fethetme, soyma ve öldürme yeteneklerinde bulmaktadır. “Olmak” ilkesinde ise mutluluk sevgide, paylaşmada ve vermededir.
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
İlkel insan gelişmekten, tümüyle insan olmaktan korktuğundan ondaki bu öldürme tutkusu yaşamı aşmanın bir yoludur..
Açıklanması gereken bir şiddet türü daha vardır: Artık eskimiş olan «'kana susamışlık»tır bu. Bu, sakat insanın gösterdiği türden bir şiddet değildir; bütünüyle doğaya bağ­ lı olarak yaşayan insanın kan tutkusudur. İlkel insan ge­ lişmekten, tümüyle insan olmaktan korktuğundan ondaki bu öldürme tutkusu yaşamı aşmanın bir yoludur (bunu da· ha sonra ele alacağım) . Bireysellik öncesi varoluş durumu­ na dönerek, hayvanlaşıp, aklın getirdiği sorumluluktan kurtularak yaşama bir yanıt bulmaya çalışan insanda kan; yaşamın özü olup çıkar; kan akıtarak kişi kendisini canlı, güçlü, eşsiz ve başkalarından üstün duyar.
KIRICI SALDIRGANLIK: ZALİMLİK VE YIKICILIK GÖRÜNÜR YIKICILIK
ÇOĞU gözlemciye sık sık insanın doğuştan yıkıcı hareketlerinin kanıtlan olarak görünen bazı derine gömülü, arkaik (çok eskiye ait) deneyimler, yıkıcılıktan çok farklıdır. Bu deneyimler yıkıcı hareketlere yol açmakla birlikte, bunlann güdüsünün yıkma tutkusu olmadığını daha derinlemesine bir çözümleme ortaya koyabilir. Bunun bir örneği, çoğu kez "kana susamıştık" olarak adlandmlan kan dökme tutkusudur. Kılgısal amaçlan yönünden, bir kişinin kanını akıtmak o kişiyi öldürmek demektir, bu nedenle de "öldürme" ile "kan akıtma" eşanlamlıdır. Ne var ki, öldürme hazzından apayn, arkaik bir kan dökme hazzının bulunup bulunamayacağı sorusu ortaya çıkmaktadır. Derin, arkaik bir deneyim düzeyinde, kan çok özel bir maddedir. Hemen her zaman, kan yaşamla ve yaşam gücüyle bir tutulmuştur ve bedenden doğan üç kutsal maddeden birisidir. Öteki iki kutsal madde ersuyu ve süttür. Ersuyu erkeği anlatıma kavuştururken, süt de dişiyi ve anne yaratıcılığını anlatıma kavuşturur ve bu maddelerin her ikisi de birçok tapımda ve kuttörende kutsal sayılmıştır. Kan, erkek ile dişi arasındaki farklılığı aşar. En derin deneyim katmanlannda, kişi, kan akıtarak, yaşam-gücünü büyüsel bir biçimde ele geçirir. Kanın dinsel amaçlarla kullanıldığı çok iyi bilinmektedir, ibrani ta-pınaklanndaki din adanılan, ayinin bir parçası olarak kesilen hayvanlann kanını çevreye serperlerdi. Aztek dinadamlan, tannlanna, kurbanlarının hâlâ çarpan yüreklerini sunarlardı. Birçok kuttörensel görenekte, kardeşlik, ilgili kişilerin kanlan birbirine kanştınlarak simgesel biçimde onaylanır.
Sayfa 11 - Payel YayınlarıKitabı okudu
''Şu zavallı bedene bakın! Onun çektiği ve istediği her şeyi bu zavallı ruh kendince yorumladı; öldürme tutkusu ve bıçağın mutluluğuna duyulan hırs diye yorumladı.''
Reklam
40 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.