Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“ Ta beşikten mezara dolandırıldığımızı biliyoruz. Yine de yaşamayı sürdürüyoruz. “
“ İncinin yitip gidişi, kendi değerlerinin kıymetini bilmeyenlere verilen bir cezaymış. “
Reklam
Nehir aniden bir dönemeçten savruldu ve her iki yandaki kıyılar yükseldi, Lörien'in ışıkları gizlendi. Frodo bir daha o zarif ülkeye hiç gelmedi. Yolcular artık yüzlerini önlerindeki yolculuğa çevirmişlerdi; güneş önlerindeydi, gözleri kamaşıyordu çünkü hepsinin gözleri yaşlarla doluydu. Gimli açık açık ağlamaktaydı. "En zarif olana son
“Bir şeyi çok fazla istemek iyi değildir. Bazen şans ters dönebilir yoksa. Ayarında istemeyi bilmeli kişi. “
“ Derler ya, insan asla doymak bilmez diye, yüzünü verseniz ille de astarını ister diye. “
Hep çocuklara mı düşer annelere anlayış göstermek, İnci?
Reklam
Cücegazuv’un büyük diyarı ve şehri. Ezgisi
Dünya gençti, yemyeşildi dağlar Lekelenmemişti Ay’ın yüzü daha Ne derelere isim konmuştu, ne taşlara Durin uyanıp tek başına dolaşttğıdaa. isimsiz tepelerle vadilere isimler verdi; Henüz tadılmamış kuyulardan su içti; Eğilip baktığıma Aynagöl’e Gördü başının gölgesi üzerinde Yıldızlardan yapılmış bir tacın belirdiğini Sanki gümüş bir ipe dizilmiş mücevherler gibi. Dünya saftı, dağlar yüce mi yüce; 0 eski günlerde, çok daha önce Devrilişinden Nargothrond’un yüce kralının Ve göçmesinden Gondolin’in Batı Denizlerinin ötesine, Saftı DünyaDurin’in Günlerinde. Bir Kral’dı o, oymalı tahtında Sütunlarla dolu salonlarında Gümüş zemin, altın çatı Güç riinleriyle örtülüydü kapı. Güneş, yıldız ve ay ışığı Doldururdu billur lambaları, Ne bulut örter ne de gölgelerdi gece Pmldardı sonsuza dek zarafetle. Oradadöverdi çekiçler örsü, Hakkâk yazardı, yontardı keski; Orada dövülürdü kılıç, bağlanırdı kabzası, Kazıcı kazar, örerdi duvarcı. Orada beril, solgun opal, inci Ve metal işlenirdi balık pulları gibi, Kalkanlar, zırhlar, baltalar, kılıçlar Yığınlaydı parıl parıl parlayan mızraklar. Yorulmazdı o zamanlar Durin ‘in halkı; Dağların altında müzik uyanırdı: Harpçılar harp çalar, okurdu ozanlar Kapılarda durmadan öterdi borazanlar. Dağlar yaşlı, dünya kül rengi, Demirhanenin ateşi küllenmiş buz gibi; Çalman harp, düşen çekiç yok artık: Durin’in salonlarında tek yaşayan karanlık; Bir gölge uzamyorşimdilerde Moria, Khazad-dûm’daki mezarı üzerinde Ama batmış yıldızlar görünüyor hâlâ Karanlık ve rüzgârsız Aynagöl sularında; Tacı orada, derin sularda yatar Durin tekrar uykusundan uyamncaya kadar.
Bir şarkının mısralarını okuyan Bilbo
Earendil diye bir denizci vardı Arvernien’ de gezinip duran; yolculuk etmek için bir gemi yapmtştt Nimbrethil’de kesilmiş bir ağaçtan yelkenlerini safgümüşten örmüştü, tştl tştl gümüştendi lambaları da bir kuğu boynuydu pruvası ve ıştklarparlardı bayraklarında. Yekpare, zincirli bir zırhı vardt Kadim krallardan kalan, riinlerle çentilmişti parlak
Kalabalıkların içinde bizi mutlu ve mutsuz edecek nice kişilerin varlığından habersiz olduğumuz gibi, kitap raflarında da keşfedilmeyi bekleyen nice dost kitaplar var.
"İncinin ezgisi hafifledi, bir fısıltıya dönüştü, sonra da yitip gitti."
885 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.