Gözlerini kapasa, kendini bıraksa, tam bir kararlılık içinde yüzse, gerektiği gibi beklese. Faydasız, oldum olası faydasızdı; o hayal topraklarından hep daha fakir dönmüştü geri, kendinden iyice uzaklaşarak.
"Uyumayacağım, bütün gece uyumayacağım, nice uykusuz gecelere tanıklık etmiş şu pencerede şafağın ilk ışıklarını göreceğim. Hiçbir şeyin değişmediğini bileceğim, lütuf diye bir şey olmadığını..."
“Uyumayacağım, bütün gece uyumayacağım. Nice uykusuz gecelere tanıklık etmiş şu pencerede şafağın ilk ışıklarını göreceğim. Hiçbir şeyin değişmediğini bileceğim, lütuf diye bir şey olmadığını.”