Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Dudaklar en sessiz cümleleri kuruyor Sonra da kalıyor Kalıyor aldanışlar bir şekilde Uçsuz bucaksız, soğuk ve yakıcı
Bütün bu yalvarma, dua ve mitlerinde öne çıkan husus şudur: Kullar günahkârdırlar ve affedilmeleri için Tanrı'ya yalvarırlar. Bu yalvarışlar o derece içten, o derece yakıcı ve kendini mahvedicidir ki, dua edenleri uzaktan görenler sanki onun cehenneme gidiyor olduğunu zannederler. Halbuki durum tam tersidir. Allah'a en derin niyaz içinde bulunanlar aslında Allah'ın yeryüzündeki en sevgili kullarıdır.
Reklam
Ufukta Görünen
Görünenler ve görünmeyenler: "Görmeyenle gören, karanlıklarla aydınlık, gölge ile sıcak bir olmaz. Dirilerle ölüler de bir değildir. Allah dilediğine elbette işittirir, ama sen kabirlerdekilere de işittirecek değilsin!" "Gören" kelimesi mü'mini, “kör" kelimesi kâfiri, "aydınlık" îmânı, "karanlıklar" küfrü, "gölge" rahatlığı ve huzuru,"sıcak" sıkıntıyı ve yakıcı ateşi, "diriler" mü'minleri, "ölüler" kâfirleri anlatmak için kullanılmıştır. Zîrâ mü'min önündeki açık yolu (dünyâ hayâtından sonra yeni bir hayatın başlayacağını) görmekte, inkârcı ise bunu görmemektedir. "(Onlar) gayba îmân ederler, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden hayra harcarlar."
Beni içime attığın bu yakıcı ateşten kurtar, durmadan körükleme!
Aşkın yer değiştirdiği olur. Soğuduğu olur. Yaktığı olur. Oysa sevgi; yerinden, sevdiğinin yanından kalkmaz. Soğumaz, kızgın değil; Yakmaz, yakıcı değil.
Yakıcı, kavurucu bir aşktı bu; beni deliye çeviren, geceleri sabahlara kadar sokaklarda dolaştıran bir aşk.
Reklam
Beni içime attığın bu yakıcı ateşten kurtar, durmadan körükleme...
"Her şey ölümden daha korkunçtur. Bazı geceler uyuyamazsın, içinden uykuyu alıp götüren büyük bur derdin vardır. Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat yakıcı bur güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz. Sen yorgun, bitkin, bir dakika kendini unutabilmek için çareler ararsın."
Sayfa 163 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat yakıcı bir güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz.
Sayfa 163Kitabı okudu
Wow!
Her şey ölümden daha korkunçtur. (Sükût) Bazı gece uyuyamazsın, içinden uykuyu alıp götüren büyük bir derdin vardır. Yarın karşılaşacağını ve önünde ezileceğini bildiğin birçok müşkülat yakıcı bir güneşin ışığı gibi gözlerine vurur, seni uyutmaz. Sen yorgun, bitkin, bir dakika kendini unutabilmek için çareler ararsın. Kalbinin etrafında gürültü yaparak sana uykuyu haram eden bu düşünceleri bir an olsun kafandan çıkarmaya karar verir, yüze kadar sayar, yahut gözlerini sabit bir noktaya dikerek hiçbir şey düşünmezsin. Yavaş yavaş tatlı bir dalgınlık vücuduna yayılmaya başlar, adeta her tarafının yumuşadığını duyarsın. Fakat bu anda kafandan zorla çıkarıp attığın düşünceleri dışarda tutan eller de yumuşar. Ve bir sandalın altındaki deliği kapayan tıkaç oradan alındığı zaman sular nasıl deli gibi içeri dolarsa, bu düşünceler de tekrar kafana hücum ederler. Sen, kalbin şiddetle çarparak uyanırsın. Aynı azap yeniden başlar. Seni asıl harap eden, şimdi uyusan bile yarın akşam bu işkencenin gene tekrar edeceğini, hiç bitmeyeceğini bilmektir. O zaman gözlerinde bir uyku tüter. Öyle bi uyku ki, ne çarpıntısı vardır, ne de yarını… Yorgun vücudun boylu boyunca yatıp dinlenecek ve hiçbir düşünce, hiçbir dert sana gelmeye yol bulamayacaktır. İşte ölüm bu uykudur… Geceleri gözlerini kapayamayanların aradıkları uzun ve rüyasız uyku.
Sayfa 164 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
541 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.