Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çoğu milyoner olan dört milyonluk bir şehirde on dolar bulmak, samanlıkta iğne bulmaktan daha zordur bazen.
Sayfa 210Kitabı okudu
"Yalanlar, fukaranın çil çil paracıklarıdır."
Reklam
Veresiye yok!
Aldatılmış, kandırılmış, dövülmüş, sövülmüş ve evlenmiş bir adamım. Veresiye yok!
Aşk-ı Memnu!
Rénée [üvey anne] Gülüyor, Maxime'i [üvey oğlu] göğsüne bastırıyor, dudaklarından öpüyordu. O sırada, bir gürültü işitip başlarını çevirdiler. Saccard [koca] kapının önünde ayakta duruyordu. Müthiş bir sessizlik oldu. Renée kollarını Maxime'in boynundan yavaş yavaş ayırdı; başını eğmiyor, ölü gözleri gibi sabit, iri gözlerini kocasından
Sayfa 304 - /315 Yordam EdebiyatKitabı okudu
Halbuki bize üniversiteleri dolduracak insanlar değil, üniversiteleri adam edecek beyinler lazım, bunu fark edemiyorlar.
Sayfa 227 - Lopus YayıneviKitabı okudu
1900'lü yıllara kadar Cezeri'nin yaptığı tüm makinelerin çizimlerine bakan bilim adamları bunlar için imkansız hayâl ürünü çizimler diyordu. Fakat 1920 yıllarında Alman bilgin Wiedemann tüm çizimleri yapıp, yapılabilir olduğunu gösterince herkes şaşırmıştı. Çünkü 1100'lü yıllarda ki bir adam 20. Yüzyıl teknolojisi olmadan bunları nasıl yapabilirdi?
Reklam
"Genç bir adam, ormanda dolaşırken ağzında bal damlayan bir kumruya rastlamış. Kuşun tatlı tatlı ötüşünü dinlemek için durmuş ama kumru şarkı söylemeyi bırakıp konuşmaya başlayınca büyülenmi. Kumru demiş ki, zevkli birine benziyorsun, genç adam! Ben de sana bir sır vermek istiyorum. Bu yoldan gidersen, tahta kollu, cilalı, kırmızı bir kapı
Sayfa 185Kitabı okudu
HİKÂYE OLUNUR Kİ hikâye olunur ki kızgın yağlar dökülürken burçlardan tırmanırmış kaleye kesik kollu bir adam gümüş pullara dönüşürmüş dökülen teni daha yere varmadan hikâye olunur ki isli taşlarda gömülü tırnakları silemezmiş tek kolla, alnında terler eski bir ilâhiye sarılı dudakları hikâye olunur ki hiç kimse görmemiş inlerken onu kaldırıp başını görünceye dek bir kazanın kulpunda kesik kolunu hikâye olunur ki burçta isyan çıkmış adam yanmıyor diye küflü kazanlar taşınmış biteviye altın sarısı olmuş kızdıkça teni halay çekmiş kuyumcular kale dibinde hikâye olunur ki kızgın yağları şerbet sanarmış resimli bir kutu taşırmış adam kalbinde
Otuz Dördüncü Öykü Dimdim Sarayı İran kralı Şah İsmail vaktinde, Marage bölgesinde( Urmiye ve Tebriz arasında bulunur.)Esker Han adında kafir bir İranlı han yaşarmış. Hakkari'ye komşu bir bölgede erişilmez ve müstahkem bir kayalık bulunurmuş, buraya Dimdim Sarayı adı verilirmiş. Bu kaleyi idare eden prensin adı Han Evdal imiş. Bu, genç ve
21 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.