Sensiz kaldığında damarlarım, kan acıtıyor içimi
Silemiyorum kirpiklerimden, yitirdiğim zamanlar
Göz yaşlarım acıtıyor; çaresiz haykırıyorum
Yudumluyorum bu hain zehri yollarda bir başıma
Su acıtıyor dudaklarımı gittiğin akşamlarda
Ekmek diken gibi yırtıyor boğazımı
Acıtıyor içimi insanların duyarsız
Kalbimden habersiz tebessümleri
Bir el tenimde baharı kanatırken
Sensiz olan ne varsa tutuşuyor derinden
Yakıyor samanyolunu göklere baktığımda
İçimi acıtıyor
Toprak acıtıyor senssizliğin mevsimlerinde
Yaprak bir tomurcuğu beklerken bahçelerder
Dallarım kırılıyor; eriyip akıyorum
Her damlada gözlerinin yokluğu
Derbeder bir yolcu gibi çaresiz
Rüzgar ah çekip ağlıyor benimle
Gölgem kurşunlanmış bin bir yerinden
Bakışlarım ellerini arıyor ....
Bozkurtlar Diriliyor'da Zaman-Roman ile Tarihî Olayların İlişkisi
Bozkurtların Ölümü'nde olayların tarihini sık sık veren Atsız, Bozkurtlar Diriliyor'da bunu yapmaz. Sadece romanın ikinci kısmının başlığında bir tarih verilmiştir: "İhtilâlden Kirk Yıl Sonra (679 yılında)" (s. 7). Birinci kısmın başlığı "İhtilâl
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,
Romanın Hazırlanması ve Yayını
Bozkurtlar Diriliyor romanının yazımı 15 Nisan 1949'da bitmiştir. Hacaloğlu'nun kitabında 19 Ocak 1946 ile 16 Aralık 1948 tarihleri arasında Atsız'ın sadece sekiz mektubu vardır. Bunların hiçbirinde bu romanı yazdığından bahsetmiyor.
Şüphesiz daha pek çok mektup olmalıdır. Nitekim Hacaloğlu,