Göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duruluğu çileden çıkarıyor.
Sayfa 3 - İş Bankası Kültür Yayınları
Şimdi de göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duruluğu çileden çıkarıyor. Denizin duyarsızlığı, gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni... Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden?
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Reklam
Şimdi de göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duruluğu çileden çıkarıyor. Denizin duyarsızlığı, gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni... Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden?
Şimdi de göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duruluğu çileden çıkarıyor. Denizin duyarsızlığı, gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni... Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden? Doğa, acımak bilmek büyücü, her zaman üstün çıkan karşıt, bırak beni! İsteklerimi ve gururumu baştan çıkarmayı bırak artık! Bir düellodur güzeli incelemek, sanatçıyı yere sermeden önce dehşetten haykırtan bir düello.
Sayfa 4 - Sanatçının duasıKitabı okudu
Ruhum, acılarını örtün. Ağır mermer tabutlarda uyanacak zamandır. Yenilmiş yaralar içindesin kocamış bunak Artık ne kavganın tadı ne de aşkın dinmeyen fırtınası ulaşmaz sularına. Elveda kavalın türküsü Flütün iççekici elveda Somurtkan ve karanlık kapılarımı çalmayın artık Ey hazların derinliği duyumların ateşi elveda..
Ruhum, sabırsız, atak, devinip duruyorsun, Suda kendinden geçen usta yüzücü gibi, Aşıyorsun kıvançla sonsuzu, derinliği Tarifsiz, diri, canlı bir şehvetle dolusun.
Reklam
Şimdi de göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duruluğu çileden çıkarıyor. Denizin duyarsızlığı, gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni... Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden?
Yükseliş
Ruhum, sabırsız, atak, devinip duruyorsun, Suda kendinden geçen usta yüzücü gibi, Aşıyorsun kıvançla sonsuzu, derinliği Tarifsiz, diri, canlı bir şehvetle dolusun. Git, yüksek havalarda yıka, arıt kendini, Bu marazlı yerlerde durma, uzaklara uç, Arınmış, tanrısal bir hayat suyu gibi iç Billur mavilikleri dolduran saf ateşi.
Şimdi de göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duru­luğu çileden çıkarıyor. Denizin duyarsızlığı, gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni... Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzel­den? Doğa, acımak bilmez büyücü, her zaman üstün çıkan karşıt, bırak beni! İsteklerimi ve gururumu baştan çıkarma­yı bırak artık! Bir düellodur güzeli incelemek, sanatçıyı yere sermeden önce dehşetten haykırtan bir düello.
Sayfa 4 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Sanatçının Duası
Gün sonları ne kadar içe işleyici güzün! Ah! Can yakacak kadar işleyici! .. Bakışı göğün ve denizin uçsuz bucaksızlığına daldırmak ne büyük haz! Yalnızlık, sessizlik, gök yüzünün benzersiz arılığı! Ufukta titreyen, küçüklüğüyle, yapayalnız kalmışlığıyla benim çaresiz yaşamıma öykünen bir küçük yelken, dalganın tekdüze şarkısı, tüm bu nesneler benim aracılığımla düşünüyor, ya da ben onların aracılığıyla düşünüyorum.. .. Gene de, ister benden çıksınlar, ister nesnelerden fırlasınlar, bu düşünceler fazlasıyla güçleniyor çabucak. Güç hazda bir huzursuzluk, olumlu bir acı yaratır. Fazlasıyla gerilmiş sinirlerim tiz ve sızılı titreşimlerden başka bir şey vermiyor artık. Şimdi de göğün derinliği şaşkına döndürüyor beni, duruluğu çileden çıkarıyor. Denizin duyarsızlığı, gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni... Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden? Doğa, acımak bilmez büyücü, her zaman üstün çıkan karşıt, bırak beni! İsteklerimi ve gururumu baştan çıkarmayı bırak artık! Bir düellodur güzeli incelemek, sanatçıyı yere sermeden önce dehşetten haykırtan bir düello.
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.