Onu beyaz, yuvarlak çakıl taşlarıyla bezeli bir yola götürdüler. Her iki yanda uzanan birbirine benzer çiçek tarhları renk renk lale ve sümbülle doluydu. Lalelerin bazıları sapsarı, bazıları parlak kırmızı veya mor renklerdeydi. Bazıları ise alacalı bulacalıydı. Sümbüller beyaz ve uçuk pembe, açık ve koyu mavi, soluk mor ve açık sarı renklerdeydi. Hatta bazıları adeta camdan yapılmışçasına narin ve şeffaftılar. Çiçek tarhının kenarlarınıysa menekşelerle çuha çiçekleri süslüyordu. Bir başka tarafta yaban süsenleriyle nergisler açmıştı. Orada burada ilk tomurcuklarını vermiş muhteşem beyaz zambaklar da göz alıcıydı. Tüm bu çiçeklerden insanı kendinden geçirecek derecede hoş bir koku yayılıyordu.
Sayfa 4
○Bir sarı çiçek bulmalı şimdi. Oturup başına bir türkü söylemeli : " Ben bağrımı toprak sandım taş imiş Meğer taşa tohum ekilmez imiş. " Bir sarı çiçek olmalı şimdi. Başında türkü söyleyen adama dönüp bir şiir okumalı : " Taş taş değildir bağrındır taş senin Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin."
Reklam
İnsan bir kez tüm yaptıklarını, 'Neden yapıyorum?' diye kendi kendine sormaya başlarsa... bir yemek çağrısına neden evet dediğini sorarsa, kendi kendine (şimdi bir güvercin uçuyor ve gözüme kırlangıç gibi gözüküyor) ya da neden birisi bize güzel bir fıkra anlatır anlatmaz midemizde gıcığımsı bir şey kıpırdar da hemen koridorun karşısındaki odaya koşup fıkrayı bir iş arkadaşımıza anlatmadan edemeyiz, ondan sonra da hemencecik rahatlar, mutlu olur, İşimizin başına dönebiliriz? Bana öyle geliyor ki bunu bir açıklayan çıkmamıxtır.
Her seferinde anlatmak, midemizdeki o bizi dürtükleyen gıcığı gidermek her seferinde...
Tükenmişlikle baş etmenin birçok yollarının en iyilerinden biri fotoğraf çekmektir;. insan bu beceriyi çok erken yaşta edinmeli, çocuklara öğretmelidir; çünkü disiplin, estetik eğitim, keskin göz, sağlam sinirli eller gerektirir.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.