Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazarın diğer romanları gibi yüzde hep bir tebessümle okunan bir kitap.okumayı tavsiye ederim. -------------------------Alıntı--------------------- İbrahim Bey namazında niyâzında biriydi ama bir Yahudi ailenin çocuğu olarak doğmuş ve fakir bir hekim olan babasından tıp ilmi hakkında az buçuk bir şey öğrendikten sonra,daha az vergi ödemek için kelimei şehadet getirerek hidayete ermişti Zamanla kendini yeni dinine fazlasıyla kaptırmış,gayet sofu ve saygıdeğer bir zât olmuştu.İbni Sina'nın tıp ilmi hakkında hemen herşeyi anlattığı o muhteşem eseri,yani Kanun'u bir gençlik hevesiyle okuyup yutmakla kalmamış,günlerini ve gecelerini verip bir de ezberlemişti.Fakat adam arapça bilmiyordu.Her ne ladar âlim olmasa da iyi bir hafızdı.Bu arapça eserden seçtiği bazı bölümleri umutsuz hastalarına ezberletip dua gibi sabah akşam ikişer üçer kez okumalarını tembihliyor ve bu yolla bazılarına şifa verdiği bile vâki oluyordu.Anlaşılan o ki,tıp kanunlarını bellekte tutmak bazı hastalıklara deva idi.
9 Temmuz’da Sultan Süleyman yine İstanbul’dan ayrıldı ve ayın 18’inde Edirne yakınlarına karargâh kuruldu. Yanında iki küçük oğlu, Mehmed Paşa, Lütfi Paşa ve her iki Beylerbeyi vardı. Tatar Hanı’na, Osmanlı ordusu ile birlikte hareket etmek üzere Boğdan’a karşı hazırlık yapması emredildi. Vlad’ın Eflaklarına da yolu ağaçlardan temizleme görevi
Reklam
Sultan Süleyman, bunun üzerine, meşru Kral Ferdinand’ın, komutanı Thomas Nadasdy tarafından birkaç bin Alman askeriyle işgal edilen Budin’e kadar Kral Yanoş’a eşlik etmeyi görev saydı. 31 Ağustos’ta Veziriazam İbrahim Paşa, işgalci olarak Macaristan’a giren Almanlara karşı asıl şimdi başlayan savaşın seraskeri tayin edildi. Macarlar tarafından
Delilik Konuşuyor
"Uyuşukluk ve zevk içine gömülmüş olduklarından, ruhlarında en küçük iş ve kuşku belirtisi doğuracak her şeyi başlarından savar, ve tatlı sözlerle kendilerine durmadan dalkavukluk edenleri ancak mahremiyetlerine kabul ederler. Her gün ava giderek, sülün gibi atlar besleyerek, yüksek yerleri ve memurlukları kendi çıkarlarına satarak, tabalarının servetlerini azaltmak ve kendi kasalarına aktarmak için her gün yeni yeni çareler düşünerek krallık ödevlerini gayet iyi yerine getirdiklerini sanırlar. Doğrusu, bunda hiçbir tedbirsizlik etmezler; ettikleri eziyetleri haklı göstermek, ve dünyanın en haksız işlerine adalet görünüşü vermek için türlü bahaneler bulurlar, ve soydukları halkın sevgisini bir dereceye kadar kollamak maksadıyla, ona az buçuk dalkavukluk etmekte hiç kusur etmezler."
Sayfa 132 - Remzi KitabeviKitabı okudu
MEMLEKETİMİN ŞARKILARI Ben, bizden olan bütün insanların dostu; Adı, haritalarda bile bulunmayan Bir köyündenim Anadolu'nun. Güzel şeylere hasrettir memleketim, Güzel şeylere hasret bu dünya. Yıllardır, kanda ve ateşte mısralarım Yanan şehirlerin, Ağır tankların tekerlekleri arasında. Biliyorum, Yaylım ateşlere girilmiştir
Ben Yapı Kredi Yayınlarından okumuştum.
— Bizim hanım öyle şeylerden hoşlanmaz, dedi; ona kaç kez biraz jimnastik yapması söylenildi ama odasına kapanıp kitap okumayı tercih ediyor. Leon: — Ben de öyleyimdir, dedi; akşam rüzgâr pencereye vurur, lamba yanarken ateşin başına oturup bir kitap açmaktan daha tatlı ne var ki? Emma, iri iri kara gözlerini ona dikerek: — Değil mi?, dedi.
Sayfa 85 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Otelin hazırlık döneminin başlangıcı olarak belirledikleri günden bu yana bir buçuk ay geçmişti. O zamandan beri de Serhat’la arkadaş olmuşlardı. Ama Serhat Kuran kursundan yetişmiş, beş vakit namazında ve aklını din konularıyla bozmuş biriydi, iyi çocuktu ama bu dünyaya sadece neyin günah, neyin günah olmadığını anlamak için gelmiş
Sayfa 215 - Serhat’ın IŞÎD aşkına dairKitabı okudu
Geri19
99 öğeden 91 ile 99 arasındakiler gösteriliyor.